Kim bu uyanık!

Kim bu uyanık!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı ile birlikte “KİPTAŞ Tuzla Meydan Evleri”nin temelini atma törenine katıldı. İmamoğlu, "Eski KİPTAŞ yönetim kurulu kararı alıyor. Diyor ki; ‘Ben, Başakşehir'deki şu arsayı satın alacağım.’ Bir gün sonra bu arsayı, ne hikmetse bir uyanık vatandaş alıyor 11 milyon dolara. Cuma günü de KİPTAŞ'a 47 milyon dolara satıyor. 36 milyon dolar arada fark. Kim bu uyanık? Onların da kayıtları var" ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ, Anadolu Yakası'ndaki yeni sosyal konut projesi, “Tuzla Meydan Evleri”nin temelini attı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla, Mimar Sinan Mahallesi’ndeki şantiye alanında gerçekleştirilen temel atma töreninde; Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, CHP PM üyesi Eren Erdem ve İBB üst yönetimi hazır bulundu. Törende, ilk konuşmayı KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt yaptı. Projenin detaylarıyla ilgi bilgiler paylaşan Kurt, “insan odaklı” bir iş anlayışına sahip olduklarını vurguladı. Kurt’un ardından konuşan Tuzla Belediye Başkanı Yazıcı ise İBB ve KİPTAŞ’a, Tuzla’da başlattıkları bu projeden dolayı teşekkürlerini iletti. Proje içerisinde kreş hizmetinin yer alacak olmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Yazıcı, projenin ruhsatlandırılmasında bazı sorunlar olduğunu söyledi. TBMM’den konuyla ilgili çıkan karar uyarınca, belediye meclislerinden karar alınması gerektiğini savunan Yazıcı, bu nedenle imar planları uygulamasında sorun yaşanabileceğini ileri sürdü.

Duvarları kaldırıyoruz

Yazıcı’nın ardından konuşan İmamoğlu, sözlerine, projede emeği geçen herkese teşekkür ederek başladı. Son yıllarda İstanbul’da, etrafı duvarlarla çevrili site modelinin gelenek haline geldiğini belirten İmamoğlu, kendisinin de inşaat sektöründen gelen bir kişi olarak benzer projeler ürettiğini kaydetti. "Aslında şehre sırtını dönen, şehirden uzaklaşan, hele hele aslında çok övündüğümüz kendi komşuluk ve mahalleli kültüründen tümden uzak ve bize yakışmayan, dünyanın birçok çağdaş şehrinde hiç ama hiç görmediğiniz bir usulü, bir gelenek haline getirdik" diyen İmamoğlu, "Bu değişimi sağlamamız lazım. Buna öncülük etmek, bir müteahhide ya da serbest piyasadan bir firmaya, kuruma ait değildir. Buna öncülük etmek, KİPTAŞ gibi kamu eliyle yapılan yapılarda, çevre ile bütünleşme ve çevre ile birleşme duygusunu, o cesareti göstererek çevreye de o ilçeye de o şehre de katkı sunma duygusunu önde tutmalıdır. Bu, insanların buluşmasına, ortak kullanım zenginliği yaratabilecek yeşil alanların bütünleşmesine fırsat tanır. Dünyanın bütün gelişmiş kentlerinde, yaşam alanları böyle tasarlanır. Ama biz, ne yazık ki bunun tam tersi bir süreci tercih ediyoruz. Bazen bariyerler kurarak, duvarlar örerek güvenliği sağlayacağımızı düşünüyoruz ve yaşıyoruz. Ne yazık ki, bazen bu bariyerler, bu güvenlik duvarları, çoğu zaman devlet eliyle bizler bu işi yapsak da güvensiz ortamların varlığına sebep olur. Bunun değişmesi adına atılan bu cesur adımları da alkışlıyorum, değerli buluyorum" ifadelerini kullandı.

Kimseye bir faydası yok

Tuzla’ya dönük çalışmalarının devam edeceğine vurgu yapan İmamoğlu, bu hizmetlerden birinin de yeni metro hattı olacağını kaydetti. "Finans buldukça, gerçekçi açıklamalarla süreci tanımlıyoruz. Aksi takdirde yanılgı büyük olabiliyor" diyen İmamoğlu, “Bazen ta 2015'te, 2016'da başlayan bir projenin bugün hala devam ediyor olmasının, ne yazık ki ne bir kamu bütçesine faydası var, ne de vatandaşa bir faydası var. Basit bir örnekle; 12 metro hattın 10’u, şu anda aktif bir biçimde İstanbul'da inşa halinde. Ve bu 10 hattın, gecikmeden kaynaklı ve bu son dönemde yaşadığımız ekonomik krizden dolayı İstanbul halkına maliyeti, sadece döviz kurlarından dolayı ve özellikle sürecin getirdiği yüklerden dolayı, 11 milyar liranın üstünde. Dolayısıyla biz, bu anlamda yaptığımız ve yapacağımız her işi doğru, zamanlı, projesinden finansmana bütünleştirip, ondan sonra süreci tanımlayarak, vatandaşımıza duyuru yapıp, gerçekten vatandaşımızın hangi zamanda o hizmete sahip olacağını, yanılmamak üzere tanımlayarak süreci yönetmek arzusundayız. Tuzla’nın bu önemine dönük birçok projenin de içerisindeyiz" açıklamasını yaptı.

Birikmiş sorunlar var

İstanbul’un birikmiş sorunları olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “İstanbul'un yoğun yapılaşması, yoğun bir nüfusla beraber gelen birtakım sorunlarının çözümü bitmez. Birikmiş olan sorunların da farkındayız. Elbette ki, 25 yıllık İBB yönetimi sürecinde çok iyi yapılan şeylerin yanı sıra, ihmal edilmiş süreçler de var. Şu bir gerçek: Bu işler, yaklaşık 2 yıllık bir yönetimin, bir anda düzelteceği bir sihirli değnek marifetini de sahip değil. Ama sorumlu bir yönetimiz. Bu sorumluluğumuzu da en üst seviyede, başta ilçe belediyeleri ile paylaşarak yönetmenin zaruret olduğunu, böyle olmazsa başarının olmayacağını bilen birisiyim” dedi. Sözü, Marmara Denizi’nde yaşanan “deniz salyası” sorununa getiren İmamoğlu, “Yıllardır birikmiş birtakım sorunların çözümü noktasında, ülkemizin en üst yönetimlerinden; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan Tarım Bakanlığı'na, kıyısı olan -İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere bütün belediyelerin, ortak akılla Marmara Denizi ile ilgili sıkı bir eylem planı çalışma zorunluluğumuz vardır" diye konuştu.

Kente ihanet etmemeliyiz

Geçtiğimiz 29 Mayıs’ta İstanbul’un Fethi’nin 568. yıl dönümünün kutlandığını belirten İmamoğlu, “Yaşadığımız bu şehrin, dünyanın en kıymetli kenti olduğunu, her daim dünyanın birinci sınıf, birinci derece, çoğu zaman birinci sıra ekonomi merkezlerinden, siyasi merkezlerinden biri olduğunu; dolayısıyla bu kentte yaşamanın, 16 milyon insanın birinci derece sorumluluğu olduğunu unutmamalıyız. Bu kente ne ihanet etmeliyiz ne de ihanet edenlere fırsat vermemeliyiz. O bakımdan hep, ‘Allah'ım, bu şehre bir yanlış yapmak fırsatı verme; bir yanlış yapma ihtimali varsa bunun bertaraf olması için bana yardımcı ol ya Rabbi’ diye dua ederim. Allah, bu kenti ihanetten korusun” ifadelerini kullandı.

Karar alanlar kimler?

“Tabii beni rahatsız eden şeyler de var” diyen İmamoğlu, geçmiş yönetim döneminde gerçekleştirilen şaibeli bir satış yöntemi olduğunu belirterek, "Az önce Şadi Bey’in de ifade ettiği gibi, işte ‘Burayla ilgili yeşil alan kararı aldım...’ Hukuksuz kararlar, anlamsız kararlar ne kamuoyu vicdanında ne de hukukta karşılık bulur sevgili Başkan’ım. Yani bir örnek vermem gerekirse; bugün günlerden pazartesi. Pazartesi günü, KİPTAŞ yönetim kurulu kararı alıyor. Diyor ki; ‘Ben, Başakşehir'deki şu arsayı satın alacağım.’ Bir gün sonra bu arsayı, ne hikmetse bir uyanık vatandaş alıyor 11 milyon dolara. Cuma günü de KİPTAŞ'a 47 milyon dolara satıyor. 36 milyon dolar arada fark. Pazartesi günü, ‘Burayı ben alacağım’ diye yönetim kurul kararı var. Arada biri geliyor, -çok akıllı, gökten iniyor- satın alıyor burayı. Belgeleriyle, evraklarıyla cuma günü de KİPTAŞ gidiyor, bu uyanıktan burayı satın alıyor. Kim bu uyanık? Onların da kayıtları var. Kim bu yönetim kurul kararını alanlar? Onların da kayıtları var. Bunu alıyoruz KİPTAŞ olarak. Bir önceki yönetim. Proje yapıyoruz, 300-400 konut. KİPTAŞ'ın önünde maketi yapılıyor. KİPTAŞ'ın önünde. Şu anda girişte. ‘Kaldırmayın’ dedim, ‘Bu sürekli burada duracak.’ Böyle kocaman bir maket, 400 küsur konut. Biz yönetimi aldıktan birkaç ay sonra, ‘Yeşil alan yaptık’ diye karar alınıyor İBB Meclisi’nde, Umarım siz de ona el kaldırmamışsınızdır. Şimdi buna derler ki, ‘Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.’ Bu olmaz, yapmayın. Bunun önüne geçmemiz lazım. Bunu burada çok kıdemli, çok değerli, Tuzla halkı tarafından sevilen bir belediye başkanısınız. Bu tür davranışların önüne geçmemiz lazım. Bunun, 'Bugün size, yarın bana'sı olmaz. Yapılan her yanlış, vatandaşa yapılan yanlıştır. Kamu zararı ne kadar? 400-500 milyon. Bir işte. Soruşturma süreci başlattık. Suç duyurusunda bulunduk. Ama İçişleri Bakanlığı geldi, dedi ki, ‘Sen buraları soruşturamazsın. Ver 50 dosyayı. Ben soruşturacağım. Dosyalar İçişleri Bakanlığı müfettişlerinde bakalım ne olacak? Merakla bekliyorum" açıklamasında bulundu.

BUNU BİLMENİZ LAZIM ŞADİ BEY

KİPTAŞ Genel Müdürü Kurt’un, projenin detaylarını anlatırken kullandığı, “Bazı farklı gündemlerle, başarımızın önüne geçilmesi” sözlerine açıklık getiren İmamoğlu, "Belki Şadi Başkan’ım yanlış anlamış olabilir. Ali Kurt’un ifade ettiği, en son Eyüpsultan'da yaşadığımız olay. Tümden bir bize ait mülkiyet olan ve yine bu şekilde, yeşili dışa dönük olarak kurgulanan bir kentsel dönüşüm projesi. Yıllardır sorunun çözümü için orada vatandaşlarımızın bizden iyi haber beklediği ve yüzde 100’ünün onay vermesi konusundaki ısrarımı başardılar. ‘Bir kişi bile eksik olsa, başlamayacaksınız’ dedim. Yüzde 100’ün onayını alarak başlatılan projede, sanki orada bir park yok edilecekmiş gibi algı oluşturuldu. Tam aksine biz, daha doğru bir projelendirme ile oraya kalıcı güzel bir parkı hediye edeceğiz. Bu açıklamalara rağmen, bir kısım vatandaşımızın, belki yanlış anlayarak, belki yanlış yönlendirilerek ortaya koydukları bir protesto oldu. Oysa daha önceki KİTAŞ yönetim orayı satılığa çıkardı. ‘Uğraşamıyorum, satılığa çıkarıyorum, alan yapsın’ dediği bir yerde, tereyağından kıl çeker gibi, her vatandaşı mutlu edecek bir süreci başlattık. Hatta benim o temel attığım gün, bir arbede diye tarif edilen, 7-8 vatandaşın olduğu bir yerde, 50'ye yakın polis gördüm ben orada. O 7-8 vatandaş, 50 güvenlik görevlisini nasıl aştı da benim araba zannedip, güvenlik görevlisi olan aracımın kapısını açtı ve kadıncağız sürüklendi. Çok da üzüldüm. İlgili arkadaşlarımı evlerine gönderdik, görüştüler. Ben de inşaatı denetime gittiğimde, oradaki vatandaşlarla buluşacağım. Bu nahoş olayın gündeme getirilmesi, oradaki güzel çalışmanın önüne geçti. Ali Bey’i rahatsız eden bu. Bunu bilmeniz lazım Şadi Bey" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.