Zenginliklerimizi yeni kavrıyoruz

Zenginliklerimizi yeni kavrıyoruz
Koronavirüsü salgını sonrası sokağa çıkma yasağı grubunda bulunan 65 yaş ve üstüne ruhsal dayanıklılıklarını artırmaları için önerilerde bulunan Zozan Başçi, "Aslında farkına varmadığımız ne çok zenginliklerimizin olduğunu yeni yeni kavramaya başlıyoruz” dedi

Dünya’da hızla yayılmaya devam eden koronavirüs (Covid 19) salgını, tüm insanlar ve toplumlar üzerinde ciddi panik, korku ve kaygı uyandırmayı sürdürüyor. Bu durum aynı zamanda küresel bir travmayla karşı karşıya olduğumuzu da gösteriyor. Uzman Klinik Psikolog Zozan Başçi, içinde bulunduğumuz süreçte en riskli grup olarak bilinen 65 yaş ve üstünün, özellikle kronik hastalıkları da varsa, daha yoğun kaygı yaşadıklarına işaret ederek önemli uyarılarda bulundu.

Tekrar tekrar izlemeyin!
Yaşlanmayla birlikte yaşlılarda ‘eski’ye aşırı bağlılık, ‘yeni’den korkma, sağlığa aşırı düşkünlük, yalnızlık duygusu, treni kaçırma duygusu, ölüm korkusu, çaresizlik duygusu gibi bir takım psikolojik süreçlerin belirginleştiğini ifade eden İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Zozan Başçi, 65 yaş ve üstü kişilere medyada, haberlerde, dışarıda karşılaştıkları birçok uyaranda salgınla ilgili görüntüleri ve haberleri tekrar tekrar izlemelerinin hissettikleri kaygı duygularının artmasına neden olabileceğini söyledi.

Ölüm korkuları arttı
65 yaş ve üstündeki kişilere bu zor günleri atlatmaları için önerilerde bulunan Uzm. Klinik Psikolog Zozan Başçi, “Bizler insan olarak öleceğini bilen ama öleceğine inanmayan canlılarız. Şu an her gün koronavirüsten ölüm haberleri izliyoruz, ‘biz de ölebiliriz’ diye korkuyoruz. Bu durum da yaşlıların ‘ölüm korkusunu’ daha belirgin şekilde yaşamalarını neden olmaktadır. Bu durumlarda yaşlıların depresyon yaşama, intihar düşünce ve davranışlarının görülmesini artırabilir. Aynı zamanda geniş aralıkta ruhsal bozukluklar yaşayabilirler. Özellikle; uyku ya da yeme düzeninde değişiklikler, uyumakta ya da konsantre olmakta zorluk, öfke kontrol sorunu, kronik sağlık sorunlarının kötüleşmesi, tütün ya da diğer ilaçların kullanımında artış olmaktadır” şeklinde konuştu.

Biz olmayı öğretti
Virüsün hayata girişiyle yaşam şeklinin değiştiğine ve bu değişikliğe adapte olmakta sadece yaşlıların değil, her yaştan kişilerin güçlük yaşadığını ifade eden Uzm. Klinik Psikolog Zozan Başçi, şöyle devam etti: “Virüsün hayatımıza girmesiyle birlikte ilişkilerin, iletişimin ve sosyalleşmenin sosyal medyada olmasının ne kadar yapay olduğunu acı bir gerçek olarak öğrendik. Aslında yakın olduğumuzu sandığımız gerçekliğin tersine bir durumla karşı kaşıya kaldık. İnsanların birbirlerine dokunamaz, öpemez, sarılamaz hale geldiğini gördük. Birbirimize 1 metreden fazla yaklaşamamanın soğukluğuyla karşı karşıya kalmanın nasıl zor bir durum olduğunu anladık. Yakınlarımızla temas etmenin, onlarla geçen zamanın değerinin farkına vardık. Aslında farkına varmadığımız ne çok zenginliklerimizin olduğunu yeni yeni kavramaya başladığımız bir süreç içerisindeyiz. ‘Ben’i değil ‘biz’ olmayı, başkasını düşünmeyi; ‘ben’ demenin aslında ‘biz’ demek olduğunu, bizi düşünmenin de aslında ben olduğunu, paylaşılan sorumluluğun ne kadar önemli olduğunu öğrendik."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.