Kadın-erkek kelimelerini ayrı ayrı kullanmayı bırakarak ‘insan’ demeyi öğrenmeliyiz…

Ne zamanki ‘kadın’ kelimesinin cümle içerisinde ayrı kullanıldığını duysam veya görsem, anında aklıma ‘biz ne zaman insan olmayı başaracağız?’ Sorusu gelir.

Kadın ve Güç Derneği Başkanı Fatma Duman ‘Kadınlara özel dergi yayınlayacağız, dergimiz için yazı yazar mısınız?’ diye aradığında da aklıma bu soru geldi ve bu soru üzerinden giriş yaparak yazmak istedim.

Alışılmış klişe kavramlardan kurtulmak gerek.

Artık ‘kadın’ ‘erkek’ ayrımından kurtulmak istiyorsak, kadınlar için dergi, kadınlar için ayrılan yer, kadınların yapacağı meslekler, kadına özel program, kadınlar matinesi, kadınlar kıraathanesi, kadınlar için gezi gibi kadınlara özel klişe kalıplardan da kurtulmak gerek.

*

Kadın ve erkeği farklı göstermenin temelinde biyolojik cinsiyetin yanı sıra toplum tarafından inşa edilen eril ve dişil bakış açıları da yatmakta.

Bireyler tarafından ortaya konan bu bakış açıları ne yazık ki toplumda şekillenen cinsiyet roller bakımından kamusal ve özel alanda etkisini göstermektedir.

Erkek kamusal alanda rahatça yer bulabilir iken, kadın özel alanda ev işleri ile meşgul olmaktadır. Erkeklerin çoğunlukta bulunduğu emek piyasasından kadınlar uzak tutulmaya çalışmakta, kadınlardan, annelik ve eş rollerini en iyi şekilde yapmaları istenmektedir.

*

Bilerek veya bilmeyerek bireylerin oluşturduğu bu bakış açısı toplumun çoğunluğunda kabul görünce netleşen kalıpları değiştirmek de giderek güçlenmekte. Topluma uyum sağlayabilmek için ise bizlere yüklenen rolleri oynamak zorunda kalıyoruz. Ortaya çıkıp bu böyle olmamalı diyenleri de yadırgayan yine bizler oluyoruz.

Ancak bu dergiye benzer yayınlarda, söyleşilerde, medya organlarında bu durumu ortaya koyarak bireyleri uyarmak gerekiyor. Zira böyle gelmiş böyle gitmemeli.

Tamam belki yüzyıllar önce böyle olması gerekiyordu, günümüzdeki gibi iş alanları yoktu, bilim, teknoloji, kolaylıklar yoktu.

Günümüzde robotların bile insanların işine, gücüne, emeğine, dünyasına hükmettiğini düşünürsek. Artık kadın-erkek kelimelerini ayrı ayrı kullanmayı bir kenara bırakarak ‘insan’ demeyi öğrenmeliyiz.

*

Kadınlar insandır, biz insanoğlu.” Sözünün sahibi büyük üstat Neşet Ertaş bu sözü söylerken eminim ki belli bir ayrımı ortaya koymak için değil, annelik özelliğine vurgu yapmak için söylemiştir.

Evet tabi ki iki cinsiyetin belli başlı farklılıkları var, bunu inkar etmek mümkün değil. Ancak, unutulmaması gereken şey, kadına kadın olduğu için, erkeğe de erkek olduğu için cinsiyet ayrımı bakımından farklı davranışlar sergilerse ve bu farklılık da toplum tarafından kabul görmeyi sürdürürse bu cinsiyet ayrımını ortadan kaldırılması mümkün olamaz.

Aile içinde güç dengelerinin dağılımında da cinsiyetçi yaklaşım görülmektedir. Erkeğe ailenin reisi, babalık ve eve gelir getiren kişi rolleri yüklenirken, kadına annelik ve ev hanımlığı rolü yüklenmektedir.

Kadın, ev içerisinde erkeğin izin verdiği sınırlar içerisinde kendine verilen rol ile meşgul olurken, erkek birçok konuda söz hakkına sahip olmayı sürdürmekte. Aynı kadın sabah erkenden kalkıp çocuklarını okula, eşini ise işe gönderdikten sonra kendi işine gitmektedir. Kadınlar bu düzen içerisinde engeller ile karşılaştığı zaman ilk vazgeçtikleri iş hayatları olmaktadır. Oysa benzer durum ile erkekler karşılaşsa bile toplum olarak erkeğin işini bırakıp evindeki işleri yapmasını onaylamıyoruz.

*

kadın

 

Kelime anlamı çiçek bahçesi olan, 1886 yılında yayınlanan ilk kadın dergisi ‘Şükûfezâr’ dergisinde belki bu konulardan bahsedilmeye başlanılsaydı eminim biraz yol almış sayılırdık. Yine de biz sözümüzü söyleyelim. İki kelimeyi de cümle içerisinde kullanmaktan vazgeçelim.

Elinizde tuttuğunuz bu yayınlara benzer dergilerde, gazetelerde daha fazla insanlara bu bilinci aşılayalım. Eğitim kurumlarımızda çocuklarımızı, gençlerimizi bu bakış açıları ile büyütelim.

Bu dergilerde, sevgilinizi mutlu etmenin 10 yolu, kocanızı size bağlamanın 5 kuralı, ne yemeliyim, ne giymeliyim gibi kalıplaşmış ve cılkı çıkmış kavramları bir kenara bırakıp, toplum için, doğa için, dünya için, insanlık için neler yapmalı neler yapmamalı alışkanlıklarını vurgulamak gerekiyor.

Tüm insanlarımıza ayrımsız, kavgasız, adil, sağlıklı, huzurlu, sevgi dolu günler diliyorum..

Saygılarımla…


 


 

Bu yazı Kadun ve Güç Dergisi'nden alınmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi