Erol Sırrı Yolcu

Erol Sırrı Yolcu

Kadın

Güneşi biriktirdim, yağmuru savurdum

Kavruldum,

sırılsıklam oldum.

On saniye görmek için,

olmayan sabrımla bekledim.

On saat,

bazen on beş saat,

yoruldum.

Fakat asla usanmadım.

Üşüdüm,

titreyerek bekledim.

On saniye görebilmek için.

Hava soğuk, ayaz,

ürperdim.

Sigara üstüne, sigara tükettim.

Nefesini tutsa insan boğulur.

On saniye görebilmek için,

inatla bekledim.

İsyanım sana değil kadın,

Aşka, sevdaya, hasretedir.

Kör etti, duymaz oldu.

Söz konusu aşk ise

mantık yok olur.

Onur, gurur ayaklar altına alınır.

On saniye görebilmek için…

Erkeksiz olmaz. Ya kadınsız…

Kadınsız,

bir dünya,

ev,

dernek,

siyaset,

hastahane düşün. Yorma kendini boşa düşünemezsin, onlarsız olmaz.

Kadın, merhametlidir. Güçlüdür.

İtfaiyeci, polis, asker, tır şoförü, pilottur.

Lakin önce annedir.

Vitrin süs olacak emtia değildir.

Parayı ondan iyi kimse yönetemez, Ekonomisttir.

Kadın hakkı diye bir şey yoktur. Hak sahibi tam da kendisidir.

Ona hiçbir şey için kota konulamaz.

Ağaç, deniz, gökyüzü, yıldız ona benzetilir.

Şarkılar, şiirler onun için yazılır.

Adeta ceylan gibi süzülür. Koluna taktığında gururlanırsın.

Kadının fiziki görünüşüne değil, aklına değer verilmelidir.

Erkek için, eşşek gözlü, ipek tenli, narin denmez. Sebebi hepsi ve daha fazlası kadına yakışmasındandır.

Kışı sonbaharı erkeğe benzetiriz de, yazı kadına benzetmemiz sebebi sıcaklığıdır.

Dinimiz kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Çürümüş düşüncelerinizle onları dışlayarak haremlik-selamlık yapamazsınız.

Unutulmamalı ki, Türk inkilabının temel taşı, kadının esaretten kurtuluş inkılabıdır.

Mustafa Kemal Atatürk ne diyor: "Şuna inanmak lâzımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir."

Eğer ki, dünyaya onların gözlerinizden bakabilseydik, daha güzel bir yer olurdu. 

Kadına şiddet olmamalı, kadınlarında erkekler kadar özgür olmalı ki, sadece çocuk değil, ilim üretebilsin.

Her zaman ne istediğini bilen, erkeğinin ardında ona destek veren, çocuklarının başında koruyup kollayan kadınlardır.

Sevdiğimiz kadına kavuşunca deriz ya “Doğum günüm bana geldiğin gündür” diye sevdiği erkeğe gelmesiyle erkeğin doğum gününü değiştiren de kadındır.

Vücudundaki ben’i

Kimse sevemez ben gibi,

tadını, tuzunu, kokusunu

kimse bilemez ben gibi.

Hazzını alamaz sen gibi,

Sorma ne kadar diye.

Kimse sevemez benim gibi,

Bensiz, kalırsa tenindeki ben,

Çiçek gibi susuz kalır.

Sendeki, bensiz ben’i öksüz,

bırakma Kadınım…

Özlemi mısralarla dile getirdiğimiz kadınlarımız; anne, kardeş, eş, baldız, arkadaş, görümce, elti ve de sevgilidir.

Fındıkkabuğunu doldurmaz sebebi, öfke yardım eder. Bir sert bakışa bile incinebilen kadının yüreği gül yaprağından narindir. Acımasız bir kurşunun taşıdığı öfkeyle sanki zekâtını verircesine anneliğinden vurulur. Kurşun utanır, gül kanar, an gelir insanlık ölür.

Sayfalarca yazılır, saatlerce konuşulur da, siz siz olun “Seni seviyorum” u eksiksiz bırakmayın. Hatta haykırın…

Kadınların, “Seçme ve seçilme” hakkını aldıkları 87.yıl dönümleri kutlu olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sırrı Yolcu Arşivi