İki günlük Kars ve Ardahan gezimizin ardından dün yazdığım yazım üzerine sabahın erken saatlerinde arayan Kars Valisi Sayın Rahmi Doğan, yazımın bir bölümünde geçen; 'üstelik şehrin bazı bölümlerinde alkol yasağı var' ifadesine düzeltme yaptı.

Vali Doğan telefonda şu ifadelere yer verdi:

Kars'ta asla alkol yasağı söz konusu değildir. Bunu arada bir dillendirenler var ama bu asla doğru değildir. Hangi işletme bize alkollü işletme başvurusu yapmış da biz de ruhsat vermemişiz. Çıldır Gölü kenarında yapılan Kütük Ev bir sosyal tesistir. Burasını biz işletiyoruz ve sosyal tesislere de alkol ruhsatı vermemiz söz konusu değildir. Burası dışında Kars'ta birçok mekan gece yarısına kadar alkol servisi yapabiliyor. Bizim insanlarımıza neden alkol kullanıyorsun diye bir şartlı tavrımız söz konusu değildir. Lüten bunu düzeltin ve bu bağlamda yazanları söyleyenleri de uyarın'....

*

Madem Vali bey sabah sabah yazımızı okuyarak bu yanlışlığın düzeltilmesi gerektiği uyarısında bulundu.

Bize de yanlışlığı düzeltmek düşer.

*

Bu arada yine yazımız üzerine arayan bir çok okurumuz Kars ve doğu illerinin çoğunda esnafın kendi kendisine yasak koyduğunu, alkol tüketen müşterilerin biraz sorunlu davranmaları üzerine çoğu işletmenin alkol ruhsatını iptal ettikleri bilgileri de verdiler.

Gerçi bir çok batı illerimizde de benzer sorunlar yaşanıyor.

Bizim derdimiz herkes alkol kullansın, alkol servisi yapan işletmeler çoğalsın değil tabi ki.

Bizim derdimiz yurttaşın özel hayatına fazla müdahalelerde bulunulmasın.

Böylece kalkınmaya ve gelişmeye müsait memleketlerimiz daha hızlı daha sağlıklı gelişirler.

*

Bakın mesela istanbul'un her ilçesinde ne yazık ki yasalar aynı ölçüde kullanılmıyor.

Anadolu yakasında bulunan bir Kadıköy ile Sultanbeyli'de valisi, kaymakamı, belediye başkanı aynı mı davranıyorlar dersiniz.

Bence farklı davranıyorlar.

Yine bölgemizde Silivri ve Esenyurt'ta yetkililer aynı mı davranıyorlar.

Bence dağlar kadar farklılıklar yaşanıyor.

*

Örneğin Esenyurt Belediyesi geçtiğimiz yıllarda kentte bulunan birçok işletmenin alkol ruhsatını iptal etti.

Buna rağmen İstanbul'da en çok vukaatının, uyuşturucu olayının, kavganın, gürültünün yaşandığı ilçlerin başında geliyor Esenyurt.

Demek ki mesele yasak koymak, varolan haklara ipotek koymak, halkın özel hayatına müdahale etmek çözüm değil.

Peki çözüm ne.

Bu tabi başlı başına bir konsantrasyon işi, koordine işi, kollektif yönetim anlayışı ve halka dokunma işi.

Bunu başaranlar zaten hem sağlıklı bir kent ve sağlıklı bir kentli anlayışı ortaya koyuyorlar.

Hem de o kentin daha modern ve daha düzenli bir şekilde büyümesine katkı sunuyorlar.

Ardahan'ın daha çok yolu var

Bu arada dünkü yazımda Kars'tan çok söz ettim fakat Ardahan'a pek değinmedim.

Evet Ardahan da Iğdır da Kars'tan ayrılarak il olmuş Kars'ın eski ilçeleri.

Geçen yıl Nisan aynda da Iğdır'a gitmiştik bir gezide.

Iğdır ile Ardahan arasında dağlar kadar fark var.

Hatta Iğdır bazı durumlarda Kars'ı bile sollamış.

Onardan birisi şehrin merkezindeki bir caddeyi taşıtlara kapatarak yayalara açmışlar ve gece geç saatlere kadar batılı kentlerde olduğu gibi bu cadde oldukça hareketli ve oldukça keyifli bir görüntü sunuyor.

Oysa Ardahan'da ne yazık ki henüz bir şehir havası yok.

Daha sıradan bir ilçe ve kasaba görünümünden kurtulamamış.

Esnafı pek şehirli gibi davranmıyor.

Dün Kars valisi Doğan'ın araması sonucu bir iki görüşme yaparak öğrendim ki, daha önce Kars'a bağlı olan Çıldır Gölü kenarındaki bazı işletmeler aslında Ardahan'a bağlı işletmeler.

Ve ne yazık ki o işletmeler her ay 150 bin turist ağırlayan bir kent kapasinde olmayan işletmeler.

Umarız Ardahan'ın yöneticileri de bir an önce artık Ardahan'ın bir kasaba değil, şehir olduğunu hatırlar ve o yönde çalışmalarını hızlandırılar...