Bilindiği gibi ülkemiz çok önemli bir seçim geçirdi ve Cumhuriyetin     birçok değeri ortadan kalktı.
Tek kişilik yönetim ve dışarıdan getirilen bakanlarla ülke nereye nasıl gidecek  bekleyip göreceğiz.
Seçim dönemlerinde, “ Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi istikrar getirir” deniliyordu.
Gerçi bir ay erken bir zaman ama iyileşme yönünde bir kıpırdama görmedik. Bu gidişle görüp görmeyeceğimizi de bilmiyorum.
Ülkemizde memur sıkıntılı, emekli  inliyor, işçiler aldıkları ile geçinemiyor. Sokaklar ve camii kapıları dilencilerle dolu. Polis durmadan fuhuş operasyonu yapıyor.
Çiftçi ürününü satamıyor. Ya ağacını kesiyor ya da ürününü yakıyor. Sütünü derelere döken üreticiler var.
İnşaat sektöründen rant elde etmeye çalışanlar avuçlarını yaladı. Kocaman   kocaman kaleler gibi dikilen AVM ve Apartmanlardan değil satın almak, yanlarına gidip bakan bile yok. Önceden alanlar ise geri ödeme yapamadığı için bankalar emlak zengini olmaya başladı.
Aynı durum otomotiv sektörü için de  geçerli. Banka kredisiyle alınan araçları toplayan bankalar yakında galericiliğe başlarlarsa hiç şaşırmayın.
“Döviz duracak. Bunlar dış güçlerin işi “deniliyordu. Dört nala tırmanıyor. Bazı yorumcular 6 ve 7,5 TL. den bahsediyor.
Eee tüm bu olumsuzluklara rağmen ülkemizi 16 senedir yönetenler hep aynı ve şimdi de yeni sitemle devam ediyorlar.
Hadi bakalım bekleyip göreceğiz.
Kemal Bey yap şu kurultayı
Seçimlere Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce’nin partiye ivme kazandırmasıyla, büyük umutlarla giren Cumhuriyet  Halk Partisi soğuk bir duş aldı.
Hiç kimse böyle olacağını ve ilk turda da seçimin biteceği de beklenmiyordu.
CHP’nin adayı İnce, Ecevit döneminden bu yana ilk defa meydanlarda coşku ve  heyecan yarattı. Mitinglerde, meydanlarda ve sokaklarda gençleri ve kadınları gördük. Herkes heyecanlı ve umutluydu.
Sonra sandıklara sahip çıkılmadığını anladık. “Her şeye hakimiz. Kimse endişe etmesin bu sefer tamam” diyenler şimdi sus pus ve parti yönetiminde görevlerine devam ediyorlar. Birçok sandık seçim kurullarına intikal etmeden o bölgede seçimin bittiğinin açıklanmasını izledik.
Bu nasıl oldu bilmiyoruz. Bu durumu ne anlatan ne de soran olmadı.
Seçim sonrasında, Muharrem İnce,     tehdit edilmiş, hanımı kaçırılmış, neden YSK’nın önüne 50 bin avukat gitmemiş. Miiişş, miiişş.
Arkasından Kılıçdaroğlu ve İnce eşleri ile bir yemekte bir araya geldiler. Gayet iyi.
Yemek sonrasında oradaki konuşmaları, Kılıçdaroğlu değerlendirip bir açıklama yapmadan İnce o açıklamayı yapmasa çok daha iyi olurdu.
Beklemeliydi. Belki Kılıçdaroğlu, “Evet 9 seçim kaybettim. İnce doğru söylüyor. Bırakmanın zamanı” deyip kurultayı toplayacaktı!..
Olmadı. İmza kampanyası başlatıldı. Bu kere Kılıçdaroğlu’nun yanında sandalye kapanlar feryat figana başladı. “İmza toplayamaz. Gereken sayıyı bulamaz,  "Toplayıp gelsinler gereğini yapalım” açıklamaları arka arkaya geldi.
Kılıçdaroğlu’na bu kadar baskı yapılmasaydı belki yine Kurultayı toplayabilirdi.
Şimdi İnce taraftarları imzanın  tamamlandığını açıkladılar. Yine Kılıçdaroğlu yanlıları, “Hele getirin bakalım doğru muu?” diyorlar.
Diğerleri , “Arzu eden varsa buyurun kahve içerken imzalara bakın. Zaten zamanında vereceğiz” diyorlar.
Ben de Kılıçdaroğlu’na diyorum ki;
Toplu şu kurultayı tıpkı bir önceki kurultayda, “İmzaya gerek yok” dediğiniz gibi.
Herkes berber koltuğuna otursun ve tıraş başlasın.
Daha sonra kimin saçının ak, kimin  saçının kara olduğunu sandıklara bakar öğreniriz. Böylece herkes yerini ve haddini bilmiş olur.
Beyler önümüzde çok ama çok önemli yerel seçimler var. İktidarın yolunun  başladığı ve Ankara’ya bağlanan istasyonlar. Buraların kazanılması için, şu sen ben davasını bırakalım.
Değişim olsun ya da olmasın parti  kazansın. Bunun için bir fırsat var. Yereli kazanmak iktidarın yolunu açacağına göre iyi ve yöresel adaylar bulunmalıdır.
Zamanı gelmeden çalışmalara başlanılmalı. Bunu damdan düşmüş ve İlk kedi ve Trafo mağduru olarak iyi bilirim. Bu   nedenle yerele çok önem verilmesi gerektiğini biliyor ve kurultaydan daha çok bu konuya hep beraber önem verilmesi ve çalışılmasıyla başarılacağını, rövanşın da alınacağını biliyorum.