Kılıçdaroğlu o koltuğa böyle geldi böyle kalmak istiyor!

Tecrübeli gazetecilerimizden Rahmi Turan geçen hafta bir köşe azısında CHP'li bir ismin Saray'a gidip Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştüğünü ve bu görüşme sonrası CHP’nin başına geçmek için destek istediğini yazmıştı.

Günlerdir ülke olarak bu konuyu ve bu kişiyi tartışarak kim olabileceğini sorguladık.

Aslında iddia ortaya atıldığında böyle bir durumun CHP’nin mevcut genel başkanı ve Nisan 2020’de yapılacak kurultayda yeniden genel başkan olmak isteyen Kemal Kılıçdaroğlu’na yarayacağı çok azımızın aklına gelmişti.

Gelinen bu noktadan bakıldığında ise bu durum en çok Kemal Kılıçdaroğlu’na zarar vermekle birlikte, gerek Rahmi Turan ve Sözcü Gazetesi, gerek CHP’nin mevcut yönetimine ciddi eksi puan kazandırdı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve çevresine ise olumlu yansıması oldu.

*

Düşünün, Cumhuriyet Halk Partisi ilk defa iktidara bu kadar yaklaşmış.

2019 yerel seçimlerinde önemli başarıları sağlamış.

İstanbul, Ankara başta olmak üzere önemli büyükşehirleri kazanmış.

Oylarını artırmış.

Halkta az da olsa umut olmaya başlamış.

Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan oy kaybetmeye başlamış.

Davutoğlu ve Babacan yeni parti kurmaya başlayarak iktidarı ciddi bir şekilde sarsmış.

Erdoğan tam da bu günlerde eyvah birşeyler yapmalı derken.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin mevcut yönetimi gerek kendi koltuklarını sağlama almak için, gerek liderleri Kemal Kılıçdaroğlu’nu güçlendirmek için, gerek muhalif kanadın en büyük adayı Muharrem İnce’yi zayıflatmak için emirlerindeki gazetecileri de kullanarak bir takım planlar yapmış.

Yaptıkları bu planlar ile önce Kılıçdaroğlu’nu, sonra kendilerini ve daha sonra da o güvendikleri gazetecileri zor durumda bırakmışlardır.

*

Bakın diğer tecrübeli gazetecilerden Uğur Dündar diyor ki konu bana geldi yazmadım.

İnanmadım.

İşgillendim.

Sarana sordum doğrulatamadım.

Evrensel gazetecilik ilkeleri gereği yazmamın doğru olmayacağını düşündüm.

Olayın kendisine de geldiğini iddia eden Psta yazarı Candaş Tolga Işık benzer şeyleri söyler.

*

Rahmi Turan’a konuyu götürdüğü ortaya çıkan gazeteci Talat Atilla olayı CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na doğrulattığını belirtiyor.

Kendi haber sitesi olmasına rağmen belli ki fazla ses çıkartmaz diyerek Sözcü başyazarı Rahmi Turan’ın konuyu yazması istenmiş.

Normalde bir gazeteci ne yapar?

Bir kişi bile okusa önce inandığı ve doğru bildiği şeyi kendisi yazar, paylaşır, konuşur.

Rahmi Turan ise kendisine anlatılan olayı biryere doğrulatmadan, biraz da köşe yazısı yazdığı haber sitesi sahibinin anlattıklarına inanarak durumu yazmaya karar verir.

Yazar ve Türkiye’de belki de Deniz Baykal’ın CHP genel başkanlığını bırakmak zorunda kaldığı kaset olayı benzeri bir kumpas ortaya çıkmış olur.

*

Hiç tereddüt etmeden şunu net olarak söylüyorum ki, bu olay CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu çok ama çok zor durumda bırakmıştır.

Dün Baykal’a o kaset olayını planlayanlarla bu olayı uyduranlar ve yazdırtanlar aynı kafanın insanlarıdır.

Dün Deniz Baykal istifa ettiğinde bir gün önce balkonda kendisi ile poz verip ‘Ben asla aday değilim’ diyerek bir gün sonra aday olan Kemal Kılıçdaroğlu dün de olanlardan bihaberdi, bugün de bi haber olarak açıklamalarda bulunuyor.

Bu olayı her kim veya kimler planladıysa Kılıçdaroğlu’na bu işin faydası olur diye düşünmüşlerdir ama bu olaydaki gelişmeler Kılıçdaroğlu’nu koltuğundan ederse kimse şaşırmasın.

Erdoğan ile görüştüğü iddia edilen Muharrem İnce "ispat etsin kendimi yakarım" çıkışında bulunarak 24 Kasım 2019 Pazar günü saat 13.00’da Yalova Merkez Elmalık Köyündeki evinde basın toplantısı düzenleyeceğini ilan etti.

Dün kurultayda aday olmayacağını açıklayan Muharrem İnce şayet bu olay sonrası adayım açıklamasında bulunursa da kimse şaşırmasın.

*

Olay ortaya çıkınca sosyal medyadan da yazdım, şimdi de söylüyorum.

Artık eski tip gazeteci kafası değişmeli.

Delilsiz isbatsız haber ve bilginin eskiden de geçerliliği yoktu ama günümüzde hiç yok.

Neden eskiden yine az da olsa inanan vardı.

İnsanlar çok kolay ona buna ulaşamıyordu.

Yazdıklarınız yalanlalanana kadar etkili oluyordu.

Fakat şimdi öyle mi?

Bir sosyal medya paylaşımı ile anında dünyanın bir ucuna ulaşıyor, gerekirse cevabını alıyor, iddianın isbatını sağlıyor veya çürük iddia ise çürütebiliyorsunuz.

Her taraf kameralarla donatılmış.

Kim nerede ne yaptı bir çok kanaldan doğrulatmanız mümkün.

Tabiri caizse her bir kişinin kıçında cip hesabı takibini yapmak mümkün.

Neymiş efendim saraya başkasına ait araçla girilmiş, şu saatte çıkılmış, falan filan.

İyi de Muharrem İnce’yi 7’den 70’e kim olsa tanır.

Hadi varsayalım böyle bir görüşme oldu veya olabilir.

İyi de saray nerden çıktı.

Bu tür görüşmele en iyi deniz ortasında yapılıyor.

Bari öyle bir senaryo yazılsaydı.

İsbatı mümkün olmayabilirdi.

Saray nerden çıktı..?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi