Kimsin sen? Ne bu babalanmalar?

2 trilyon samanyolu ve içinde çarpı 17 milyar yıldız. Bulunduğumuz samanyolu bile kainatın tamamında bir toz zerreciği... Dünyamız bile küçücük parlayan bir yıldız. Ve sen toz zerreceğinin içinde nesin ki?

Evren tam tamına 13.78 milyar yıl önce oluşmuş. Son sayıma göre evrende 2 trilyon galaksi bulunuyormuş!
Bilim adamları eski bilgiye göre evrende 200 milyar galaksi bulunduğunu söylüyorlardı.
Eskiler yanılmışlar yada eldeki olanaklarıyla anca o kadarını keşfedebilmişlerdi.
****
Ve içersinde yaşadığımız galakside (samanyolu) dikkat edin tam 17 milyar gezegen var.
Yani her galakside aynı oranda yıldız olduğunu düşünün ve çarpın 2 trilyon galaksi ile karşınıza hangi rakam çıkıyorsa evrende o kadar yıldız var.
****
Ve kainatta, evrende bizim samanyolunu görmek bile zor... 
İçinde bulunduğumuz için görüyoruz.
Ancak bir toz zerreceği, bir ışık belirtisi kadarcığız.
17 milyar yıldızı olan samanyolumuz bir toz zerreciği...
****
Samanyolunda yani bulunduğumuz adacıkta 17 milyar yıldız var, dünyamıza benzeyen. 
Kimilerinde hayat olmadığını biliyoruz. Kaç tanesinde mi? 
Çok azında...
Bilebildiğimiz kadarıyla...
Gidebildiğimiz en uzak yıldız Mars.
İnsanlık, gelecek olarak orada hayat planlıyor.
Ancak bize benzeyen bir hayat yok.
Bulunduğumuz galaksinin dünyanın bir milyon 300 bin katı fazla olan güneşe benzen güneşler (hatta güneşimizden daha büyük güneşler? var her samanyolu -adacık- sisteminde.
Düşünün dünyamıza benzeyen 17 milyar yıldız...
Tek tek saymaya kalkarsanız çuvallarsınız.
****
Neden bunları anlatıyorum.
Yaklaşık 14 milyar yaşında olan evrende, samanyoluna benzeyen 2 trilyon adacık.
İçersinde ise milyarlarca yıldız. Çarpmaya kalktığınızda hesap makinelerimiz çıkan sayıyı toplayamaz.
Dünyanın içersinde bulunan bizler, kendimizi evrenin merkezi zannediyoruz.
Ki, içinde bulunduğumuz dünya kainatta toz zerreceği olarak bile görünmüyor.
Ki, biz o'nun içersinde ahkam kesiyoruz.
Büyüklük taslıyoruz.
Kibirimiz her tarafımızdan akıyor.
Ölümsüz zannediyoruz kendimizi.
Halbu ki, kendisini ölümsüz zannedenler, ölümlü olanlarla aynı mezarlıklarda bulunuyorlar.
Kainatta toz zereceği olan dünyanın içersindeki toz zerreciği bile olmayan insan...
****
Hayat dediğimiz şeyi, bilincimiz olduğu için fark ediyoruz.
Bilincimizi olmasıydı, içersinde bulunduğunuz dünyanın -hayatın- varlığımızın bir anlamı olmayacaktı.
Kainatta toz zerreceği bile olmayan kimilerimiz, aslında tamamıza yakınımız, kainatın merkezi zannediyouz kendimizi.
Bi bakın kendinize ve etrafınıza...
Şöyle bir düşünün hayatın anlamını...
Dünyaya gelişinizin nedenini...
2 trilyon galaksinin içersinde milyarlarca yıldız.
Ve bugün için 17 milyar yıldızdan oluşan samanyolunda sadece ve sadece dünyada hayat var.
Ve biz o dünyanın içersinde hayatı keşfetmiş, fark etmiş olanlar kendimizi dünyanın merkezine koyuyoruz.
Biz olmazsak hayatın devam etmeyeceğini, biz olmazsak hiçbirşeyin olmayacağını zannediyoruz.
Ve 14 milyar yıl önce oluşmuş kainatın yaşının yanında, insanın ömrü olan, 80 yıl dediğin nedir ki?
Ancak dudak bükersin.
Ey insanoğlu...
Nedir bu kibriniz? Nedir bu şiddetiniz? Nedir bu acımasızlığınızın nedeni?
Birbirimizi öldürmesek de zaten öleceğiz be...
Nedir bu ölü seviciliğiniz?
Söylemek istediğim şu.
Ey insanoğlu: Sana verilen şansı iyi değerlendir.
Her akşam başını yastığa koyduğunda  ölüyorsun.
Sabah uyanacağını bile bilmiyorsun.
Uyandığında ise yeniden sana bir hayat veriliyor.
Ve sen onun  değerini bile bilmeden yaşıyorsun.
Yaşadığın anın bir sonraki anında da olmayabilirsin.
Ve olmadığını da bilmeden göçüp gideceksin.
Senin bilincinle ortaya çıkan hayat, bilincinin kaybolmasıyla beraber yok olacak.
Fark et...
****
Bir toz zerreceği bile olmadığın bu hayatta nedir bu babalanmalar?
Kendi hayatının sahibi bile olmadığın bu hayatta, nedir bu kainatın sahibi gibi davranmalar?
Hem iman ediyorsun hemde nedir bu ölmeyecekmiş gibi yaşamalar?
Nedir bu öleceğinizi bile bile başkalarına ölüm hazırlamalar, kendinizi yaratan yerine koymalar...

Son söz: Hayat size verilmiş çok büyük bir şans... Çok büyük bir ikramiye... Doğru değerlendirin, doğru okuyun, bir gün öldüğünüzde öldüğünüzü bile bilmeyeceksiniz. Onun içindir ki, size verilen hayatın hakkını verin. Hakkını verirseniz, size verilen şansıda kötüye kullanmış olmayacaksınız. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Tarakçı Arşivi