Kitap okumayan toplumlar gelişemezler

Dünyada değişimin temeli okumaktan geçmektedir. Çünkü okumak ilim demektir, öğrenmek demektir. Okumak hayatımızdaki birçok faaliyet gibi geçici olmamalıdır. Tam aksine hayatımızın bir parçası olmalıdır. Yaşam boyu sürüp devam etmelidir. Öğrenmenin yaşı yoktur. Doğduğunuz anda başlar, ölünceye kadar sürer. Hayatımızda fanatiği olduğumuz şeylerin başında spor, siyaset ve diziler gelmektedir. Halbuki fanatik olmamız gereken en önemli alan okumak olmalıdır. Hayatımızda ilk sırada kitap olmalıdır. Çünkü okumak tutkuların en asili ve en soylusudur. Okuma; cehaleti yenen, önyargıları yıkan, insanların çatışma içine girmesini engelleyen, insan ilişkilerini kuvvetlendiren birçok yapıcı yöne sahiptir.

Her geçen gün madde, teknoloji, sanal alem ve sosyal medya hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmektedir. Dolayısıyla bilgiden, kitaptan toplum olarak uzaklaşıyoruz. Yapılan araştırmalarda ülkemizde kitap okuma oranlarının düşük olması ise bizleri bir hayli üzmektedir. 

Yapılan bir araştırmanın sonucuna göre:

• Kitap Türkiye’de ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235. sırada yer alıyor.

• Japonya’da toplumun yüzde 14’ü, ABD’de yüzde 12’si, İngiltere ve Fransa’da yüzde 21’i düzenli kitap okurken, bizim ülkemizde sadece yüzde 2-3’ ü düzenli kitap okuyor.

• Türkiye’de günde ortalama beş saat televizyon seyredilirken, kitap okumaya yılda sadece on altı saat ayrılıyor.

• 8 milyon Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100 bin tirajla basılırken, 80 milyon Türkiye’de bu rakam ortalama 4 bin - 6 bin dolayında. Çünkü Türkiye’de okuma alışkanlığına sahip kişilerin sayısı 70 bin civarında.

• Japon yılda ortalama 25, İsviçreli 10, Fransız 7 kitap okurken, Türkiye’de bir kişi yılda bir kitap okuyor.

• Türkiye’de dergi okuma oranı yüzde 4, gazete okuma oranı yüzde 22, radyo dinleme oranı yüzde 24, televizyon izleme oranı yüzde 95.

• Japonya’da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa’da 7, Türkiye’de ise yılda yaklaşık 10 bin kişiye 1 kitap düşüyor.

• Türkiye’de yüksek öğrenim görenlerin oranı 1965’e göre 14 kat arttı. Ama Yüksek Öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965’in de altında kaldı.

Okuyan insan çevresiyle daha barışık bir kişi haline gelir ve toplumda sıkıntılar, problemler yaşandığı zaman bunları medeni bir şekilde çözüme kavuşturur.

İnsan okumakla olgunluğa erer. Çünkü okumak ruhun gıdası, olgunlaşmanın temel kaynağıdır. Bilgi çağında yaşıyoruz. Başarının en önemli kaynağı bilgidir. Bacon: ‘Bilgi, güçtür.’ der. Ülkeleri yönetenler hep okumuş, bilgili ve başarılı insanlardır. Başarılı yazarlar, ömürlerinin yarısını okuyarak geçirmişlerdir. Onun için okuma alışkanlığı edinmemiz gerekir. Kitaplar insan hayatının tehlikeli denizlerinde, bize yol gösteren pusulalar ve haritalardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Onur Karakoç Arşivi