Dünya koronavirüse karşı savaş verirken tam da şu karantina günlerinde bile siyasi kulisler boş durmuyor.

Bir tarafta el birliği ile virüs belasından kurtulup yeniden sağlıklı ortamda yaşam mücadelesi vermeyi düşünenler çoğunluktayken, durumdan vazife çıkararak, dumanlı havaları seven kurt misali saldırıya geçenlerimiz de az değil.


 

Tabi bu durumlar her zamanki gibi en çok da siyaset dünyasında baş göstermekte.

Bildiğiniz gibi son Onbeş günde bir bakan görevden alındı bir başka bakanın da istifası kabul edilmedi. 

Her ikisine de karar veren tek makam; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı.

Bu yazımızda bu iki bakandan birisinin neden görevden alındığı daha önce ne bir yerde yazıldı ne de dillendirildi ve diğer bakanın da son anda görevine neden döndü, bunları edindiğim net kulis bilgisi ile aktaracağım.

1500 tırı ülkeye soktu, bakanlıktan oldu!

Önce 28 Mart 2020 Cumartesi gece yarısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla apar topar imzalanan ‘Atama ve Görevden Alma Kararları’yla Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turan görevden alınıp, yerine Adil Karaismailoğlu’nun atanmasına değinelim.

11 Mart’ta dünyayı sarsan virüs ilk defa Türkiye’de ortaya çıkıyor.

Ülke olarak olağanüstü bir şekilde tedbirler alınıyor, uyarılarda bulunuluyor.

Ümre’den gelenler 14 günlük karantinaya sokuluyor.

14 maddelik virüste korunma tedbirleri ilan ediliyor.

Ekranlardan, gazetelerden, sosyal medyadan, gerek  Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olmak üzere tüm yetkililer tedbirler konusunda vatandaşı uyarıyor.

Aynı günlerde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turan ne yapıyor dersiniz?

Hayır Kanal İstanbul ihalesi değil.

Daha önce başarısız olduğu diğer konular da değil.

Kapıkule’den tam 1500 tırın ülkeye girmesine izin veriyor.

Avrupa’nın o günlerde virüsün yayılmasında büyük etkisi olan İtalya Almanya’nın da içinde bulunduğu bir çok ülkesinden gelen bu tırların ne şoförlerine ne de içinde bulunanlara 14 günlük karantinaya alınmasını sağlamıyor.

Bu durumu son anda öğrenip küplere binen Cumhurbaşkanı Erdoğan işte o gece yarısı atama emrini vererek Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turan görevden alınıp, yerine Adil Karaismailoğlu’nun atanmasını sağlıyor.

Koca özür diledi, Soylu görevde kaldı

Korona günlerinde bir başka bakan olayımız da hepimizin bildiği gibi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa olayı.

10 Nisan Cuma akşamı saat 21.30’da önce 31 ilde sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor, yasak içeriği bir saat sonra açıklanıyor, bir anda bu illerde insanlar sokaklara fırlıyor.

Gerek sosyal medyadan gerek bazı basın organları ve muhalefet tarafından günlerdir Sağlık Bakanlığı’nın aldığı önemli tedbirlerin bir gecede yok olduğu eleştirileri yapılıyor.

Her ne kadar bu karar açıklanırken ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın da bilgileri dahilinde’ ifadesi olsa da kararın fikir babası ve uygulama yetkisi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından gerçekleştiği için tüm eleştiriler bizzat Soylu’ya yapılıyor.

Süleyman Soylu’nun zaten iki yıl önce Trabzon’da da benzer bir istifa kararı aldığında o zaman da Erdoğan tarafından kendisine büyük destek verilerek bu kararından döndürüldüğü biliniyor.

İşte aslında o gün bu gündür Ak Parti’de Soylu’ya karşı ciddi kutuplaşmalar oluştu.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak başta olmak üzere Soylu’nun Ak Parti içerisinde fazla güçlenmesini istemeyen ciddi bir kesimin her defasında Soylu’yu köşe sıkıştırma çabaları olduğu da biliniyor.

*

İşte, bakanlık yaptığı günlerde bir tarafta cidi terör örgütlerine karşı, deprem gibi felaket dönemlerinde, yerel seçim döneminde Ak Parti adına en çok meydanlarda bulunan, elini taşın altına koyan bakan olarak dikkat çeken Süleyman Soylu aslında bütün bu hizmetleri yaparken diğer bir tarafta da parti içindeki dinamiklere karşı mücadele vermek zorunda kalıyor.

Şimdiye kadar parti içerisindeki durumunda en büyük gücü kendisine her defasında güvenen Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan alan Süleyman Soylu son istifa kararı ile bu gücünü bir defa daha test etme şansı buldu.

*

Peki nasıl oldu da istifa açıklamasında net ifadeler kullanan Süleyman Soylu görevinde kaldı.

Edindiğim güvenilir kaynaklara dayanarak yazıyorum, 12 Nisan Pazar akşamı kısaca şunlar yaşandı.

Sokağa Çıkma Yasağı sonrası gelen eleştiriler üzerine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında çok sert tartışmaların yaşandığı telefon görüşmesi oluyor.

Zaten Of damarı tutan Soylu o an istifa kararı alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arıyor. İstifa edeceğini artık yoruldum, yapamıyorum, dayanamıyorum, çok üzerime geliniyor gibi ifadeler kullanıyor.

Erdoğan gerek yok, şimdi zamanı değil gibi uyarsa da Süleyman Soylu; "Efendim konjonktür onu gerektiriyor. Sizin elinizi rahatlatmak için istifa ediyorum" şeklinde cevap vererek telefon kapanıyor.

*

Ardından Süleyman Soylu aynı gün saat 20.00 civarı sosyal medyadan istifa mektubunu paylaşarak yanına eşini de alıp İstanbul’a hareket ediyor. Bir süre cep telefonunu da kapatıyor.

Olay medyada patlayınca saat 23.00 civarı Cumhurbaşkanı Erdoğan bir şekilde Soylu’ya ulaşıyor. 

Soylu’ya; İstifa kararının doğru olmadığını, şimdi zamanı olmadığını, biraz daha sabretmesi gerektiğini, hassas ve kritik bir dönem olduğunu aktaran Erdoğan Soylu’nun hassasiyetine de hak vererek Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Soylu’yu aramasını sağlıyor.

Bakan Koca ise Soylu’dan özür dileyerek, ‘bu tür tartışmalar yaşayabiliriz, fakat hepimiz bu hassas süreçte bütün gelişmelere göğüs germeliyiz, siz de çok özverili çalışmalar yapıyorsunuz’ diyerek Süleyman Soylu’nun gönlünü alıyor.

Böylece bir iki saat içerisinde yaşanan istifa süreci noktalanmış oluyor.

*

Tabi aslında tam olarak noktalanmıyor.

Bu defa da Ak Parti’de iki görüş hakim oluyor.

Birinci görüş; Erdoğan istifayı kabul etmeliydi, Soylu’nun bu yaptığı kaçıncı. Neyine güveniyor. Bizim davamızda var mı öyle Reis’ten izinsiz istifa etmeler, edilse de kabul görmeler.

Diğer görüş ise; Reis yine babalığını ve kriz anında yönetim liderliğini gösterdi. Ülkemiz için de partimiz için de en iyisi oldu. Zaman bir birimize zarar verme zamanı değil, hem partimize hem vatanımıza kol kanat germe zamanıdır…

*

İşte böyle. Bakalım Süleyman Soylu üçüncü defa istifa edebelicek bir duruma gelebilecek mi?

Yoksa bütün bunları bir kenara not alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Soylu için daha değişik düşünceleri olacak mı?

Bekleyip göreceğiz…

İyi haftalar, virüssüz günler diliyorum…