Köprüden geçemiyom, az doldur içemiyom...

Biz ülke olarak kuyruklarda beklemezsek eksiklik hissediyoruz galiba. Geçmiş yıllarda yağ, şeker, tüp kuyruklarında çok beklemişliğimiz vardı ama, patates, soğan, patlıcan kuyruğu görmemiştik. Ahalide memnun bu işten sanırım. Kar-kış, soğuk demeden kuyruğa girip, ellerinde poşetlerle zafer  kazanmış gibi evlerine gidiyorlar. Elin adamı marsta patates yetiştirmeye çalışıyor, biz tarladaki patatesimizden olduk!
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi nasıl, neyle     ölçülür?    
*** 
Yıllardır büyük bir çoğunluğun dilinden hep aynı kelimeler dökülüyordu ya hani? “Hastanelerde sabahın köründe sıraya giriyorduk, artık özel hastanelere gidebiliyoruz”,“yollar yapıldı”,“köprüler şahane”gibi şeyler...İşte sona geldik ve dillerde bu birkaç şeyden geriye sadece“duble yollar”kaldı. Şimdi ne diyorlar biliyor musunuz?”Eskiden devlet hastanelerinde beklerdik ama muayene olup gelirdik. Şimdi randevu da alamıyoruz. Emar, tomogrofi verdiler ama 6 ay sonraya...”
***
İnsanlar adalete inanmıyor. Bunun içinde her yerde öfke, kavga gürültü. İş bulamıyorlar, iş bulabilmek için torpile ihtiyaçlarını olduğunu kabullenmişler. Umutsuz ne çok insan var... “Nitelikli elemana iş çoook” diyorlar da, üniversite mezunları bitirdikleri bölümle ilgili iş bulamıyor, ne iş olsa yaparım diyor. Zaten nitelikli eleman yetişmesi için, sağlam bir eğitim sistemi gerekiyor ki, biz daha eğitimin nasıl olması gerektiği konusunda bile karar veremedik. Kredili mi, 4+4 mü derken, 4 nesil geçti böyle! 
***
Eczanelerde en basit ilaçlar bile bulunamıyor. Üç tane ilaç adı var elimde. Basit şeyler, öyle hayati önemi de yok üstelik. Hangisini sorduysam aldığım cevap,”o ilaç yok, yerine bunu verelim!”önerdiği ilaca baktım dedim ki;“benim sorduğum ilaçla bunun nasıl bir ilgisi var?”,”maalesef kurlardan dolayı elimizde bazı ilaçlar yok, bakalım inşallah mart’tan sonra gelecek, bekliyoruz.”cevabını aldım. 
Eh siz de alternatif tıbba yönelin artık. Ada kekiği ile diş bakımı, bamya tohumu ile eklem tedavisi, aloevera bitkisi her derde deva vs... Araştırıverin bir zahmet!
***
Köprülere gelince, aklıma bir türkü geldi. Aslında birçok türkü geldi. “Köprüden geçemiyom, az doldur içemiyom.”Yaa, bu nakaratın olduğu ne çok şarkı var! Dörtlüklerin arasına bişey bulamayınca, bunu yazıyorsun oluyor. Demek ki ileriyi görmüş adamlar, bu sözler boşa değil. Az da içiyor millet, bu doğru. Bir şişe 200 lira olunca...
Bir cümle daha var böyle şarkılarda çokça geçen, biraz düşününce hatırladım. “Arabaya taş koydum, ben bu yola baş koydum, sol yanımı boş koydum.”Konuyla ilgisi yok bunun ama, olsun. Zaten birçok şeyde anlam aramaktan         vazgeçmedik mi?    
***
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi nasıl, neyle ölçülür dedik yazının başında. İşte onun cevabını vermek için önce patates, soğan kaç lira oldu, hastanede tedavim yapılabilecek mi, iş bulabilecekmiyim, kiramı verebilecekmiyim diye düşünen insanların kalmaması lazım. Onu bu tanzim kuyruklarında bekletmeye neyin sebep olduğunu düşünmesi ve sorgulaması lazım. Enflasyonla topyekün mücadele diye bas bas bağıranlara,”siz ne yapıyorsunuz bu mücadele için, nereden kısıntıya gittiniz?”diye sorabilmek lazım.
Ne zaman ki; izleyemediği tiyatro ve sinema için, okuyamadığı kitap için, gidemediği konser için hayıflanacak insanlar çoğalırsa, bu sorunun cevabını belki o zaman verebiliriz!
Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi