Korona günlükleri (15)

24 Kasım Öğretmenler Günü eşim ve öğretmen kızımla günlük yürüyüşümüz için hep birlikte evden çıktık.

Komşumuzun bahçesinde bir meyvesi bol nerede ise olgunlaşmış alıç:

1240 yılında doğduğuna inanılan 1320 yılında hakka yürüyen Yunus Emre 2 çuval alıç toplar ve Hâce Bektaş Veli dergâhına gider, benim çocuklarım aç bu alıçla bana buğday verin. Biz sana her alıcına 5 nefes verelim, on nefes verelim ben nefesi ne yapayım benim çocuklarım aç onları beslemem lazım.

Tamam, o zaman verin buğdayını, alır buğdayını çıkar yola giderken düşünür ben bu bağdayı yiye cem bitecek en iyisi ben dönüp nefes alayım der döner geriye senin nasibin burada kapandı sen nasibini Taptuk Emrede arayacaksın.

Gider Taptuk Emre kapısına 7 yıl kölelik eder dağdan odunun kurusunu ve doğrusunu getirir. Ateş odunun kurusunu ve doğrusunu seçer mi o pirimiz üstadımız ateşin seçmediğin odunun kurusunu ve doğrusunu getirir. İnşallah bir gün bizde sözün doğrusunu getiririz.

Gelin canlar bir olalım işi kolay kılalım sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz. (Birleşmiş Milletlerin kapısında yazmaktadır).

Kilyos sahilinde yürürken eşim bunlar kömür parçası değil mi deyince benim aklıma kömürü bulan uzun Mehmet geldi.

Kömürü bulan Uzun Mehmet Ereğli Meryem köyünde doğar, Karadeniz sahilinde yürürken yabancı bir gemi orada seyretmekte ve ona siyah bir taş gösterir bu taş ateşe atılınca çok güzel şule çıkarıyor bak bakalım buralarda bundan var mı?

Uzun Mehmet Ereğli Köse Ağzı Değirmen Viran Dere kenarından yürürken o taşlarda üç beş toplar ateşi yanan çobanın yanına gider, taşları ateşle atar ne görsün doğru söylüyorlar.

Uzun Mehmet karar verir ve bu taşlardan üç beş çuval toplar ve saraya götürür zamanın padişahı II. Mahmut bakarlar adam kömürü bulmuş bir kese altınla mükâfatlandırılır.

Uzun Mehmet’e sen misin önce padişaha haber veren koparırlar kafasını ilk kömür şehidimiz Uzun Mehmet.

Biraz daha ilerledik o kadar çok Martı bir araya gelmişler poz veriyorlar.

Ülkemizde birden çok turistik otelleri bulunan Mövenpick otellerin kurucusu arkadaşları ile birlikte Küçükçekmece göl kenarında kurarlar çilingir sorasını (peynir kavun rakı) martılar havada uçuşurlar eline bir parça peyniri havada uçan martıya atar martı peyniri havada tutamaz peynir suya düşer. Buldum neyi buldun ? otelin adını.

Mövenpick İsviçre dilinde suya pike yapan martı demektir buldum. Bu güzel otellerin adı böylece bulunmuş ve konulmuş olur.

Sahilde yürürken kum üzerinde dalgaların attığı denizanalarını gördüm yıllar önce sahilde yürüyen biri denizanalarını kum üzerinden alıp denizle buluşturuyormuş arkadaş onlar çok bitiremezsin olsun biliyorum bir can kurtarmak bir canlıyı ait olduğu yerle buluşturmanın keyfini yaşıyorum işte bende aynen öyle yaptım denizanalarının bir kısmını ait olduğu yerle buluşturdum.

Bu korona günlerinde yerel yöneticiler hükümet yöneticileri herkes zor durumda bu ay sonu emlak vergisi ikinci taksiti ben şahsen ödedim imkânı olanlar vergisini öderse belediyelerimizde ihtiyaç sahiplerine yardım ellerini uzatırlar diye düşünüyorum.

1919 İngilizler Selimiye kışlasına yerleşirler Selimiye Kışlasının girişinde bir sıhhiye taburu var, komutanı Yüzbaşı Hasan birilerine göre ters bir adam.

14 Mart 1827 II. Mahmut mektebi cerrahiyeyi açar bunu bahane eden iki arkadaş

13 Kasım 1918 İngilizler fiilen 16 Mart 1920 resmen İstanbul'u işgal ederler.

Tıbbiyeli hikmet ve arkadaşı Doktor İhsan bir plan yaparlar. Yetkililere bir arzuhal yazarlar 14 Mart tıp bayramı kutlamak istiyoruz.

Kabul edilir arkadaşlarını toplarlar ve ilk yaptıkları iş Yüzbaşı Hasan Selimiye kışlası sıhhiye tabur komutanı, Üsküdar’da bir pasta hanede randevu 15 dakika saatinde buluşurlar 6 dakikada konu görüşülür kabul görür ne kadar zamanımız kaldı 9 dakika verin çayları börekleri.

Altı dakikada Yüzbaşım bu İngilizler hastalanınca ne yapıyorsunuz, muayene ediyor reçetesini yazıyorum, tedavi edemediklerini ne yapıyorsunuz? Siz sorgucu başımısınız tedavi edemediklerini ne yapıyorsunuz siz söyleyin ne yapalım:

Biz Haydarpaşa Numune Hastanesi başhekimi ile anlaştık sizden gelenlere veba teşhisi konulacak veba bulaşıcı hastalık, Eyvah çocuklar bu kadar basit bir hileyi ben nasıl düşünemedim.

Hasta Olan İngilizler Numune Hastanesine sevk edilir teşhis bugünün bulaşıcı hastalığı korona o günün bulaşıcı hastalığı veba bunu bilen İngilizler 4 günde orayı boşaltırlar

Selimiye’de bulunan 6 adet Alman yapısı araba telsizi Ankara’ya kaçırılır.

Mustafa Kemal’ e sorarlar savaşı nasıl kazandınız şehidin kanı telgrafın teli ile Yunan Paşası Trokopis’e Kütahyalı Asım gündüz sorar neden savaşı kaybettiniz telsizlerimiz bozuldu birini İzmir'e tamire gönderdik birini ’de sizin topçular bozdu iletişimi sağlayamadık.

Öncelikle sağlıkçılarımızın yanında olduğumuz imajını yaratalım yarınlarından endişe duymamalarını sağlayalım ve kötü günleri lehe çevirelim.

Adamın biri 99 kişi katletmiş bilge birine ben 99 kişi öldürdüm ben ne yapacağım ki cennete gidebileyim. Bilge ona yol üzerindeki tarlaya kavun karpuz ek her geçene ikram et oraya kuru bir söğüt dalı dik eğer söğüt dalı yeşerirse senin yerin cennet.

Adam bilgenin nasihatin yapar ürünleri olgunlaşınca her gelen geçene kavun al karpuz al der verir. Bu arada oradan birisi hızla geçmekte arkadaş kavun al karpuz al fakat adam acelem var der almaz ikramı, adamda 99 zaten var olsun 100 der bir kurşunda ona adam ne görsün söğüt dalı yeşermiş.

Meğer o adam ara bozmaya gidiyormuş siz arabulucu olun, asla ve katta arabozucu olmayın. (kıssadan hisse)

Adam çölde devesi ile bir yerden bir yere giderken kum üzerinde baygın yatan birini görür devesinden iner ona su içirir devesine alır otağına götürür, karnını doyurur misafir arkadaş izninle ben yoluma devam edeyim.

Arkadaş sen bu akşam bende misafir kal dinlen yarın gidersin, misafirin hoşuna gider kalır yatarlar.

Gecenin ilerleyen saatlerinde ev sahibi ne görsün misafiri onun devesine binmiş gidiyor.

Hey arkadaş suyumu içtin helal olsun ekmeğimi yedin helal olsun devemi çaldın helal olsun insanlara olan güvenimi çaldın haram olsun.

İnsanlara olan güveniniz, çaldırmadığınız sağlıklı bir yaşam dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Celal Bilgen Arşivi