Koronavirus mü yoksa ecel mi öldürür?

Vakti gelmeden ne bir yaprak düşer dalından, ne de bir insan ölür. 

İnsanın doğumundan ölümüne kadar geçen sınırlı zaman dilimine "ömür" denir. Ömrünü tamamlayan her varlığın yaşamı sona erer. İşte ömrün bittiği, hayatın sona erdiği zamana "ecel" denir. 

İnsanoğlu yaşadığı ömrünün sonuna geldiğinde ölümü hep sebeplerle ile olur. Kimisi bir kaza ile, kimisi bir afet ile , kimisi depremden , kimisi bir trafik kazasından, kimisi de hastalıktan Allah’ın  dünyadaki verdiği ömrünü tamamlar. 

2019 yılının son aylarında Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Covid-19 adı verilen hastalığa yol açan Koronavirus (corona virüsü), Antarktika hariç tüm kıtalara ve 170'ten fazla ülkeye yayıldı.

Her geçen gün Koronavirus hastalığı hızla yayılarak ölümlere sebep olmaktadır. 

Geçmiş tarihe göz attığımızda buna benzer birçok hastalığın vadesi dolan insanların ölüm sebebi olduğunu apaçık görmekteyiz. 

Yakın tarihin en ölümcül salgını 1918-1920 yılları arasında İspanya’da baş gösterir. ‘İspanyol gribi’ yahut da ‘İspanyol nezlesi’ adıyla anılan bu salgın, 18 ay içinde yaklaşık 50 ila 100 milyon civarında (kuvvetle muhtemel 70 milyon) insanın ölümüne neden olur. 1920’de dünya nüfusunun 1,8 milyar olduğunu düşündüğümüzde, İspanyol gribi sonucu Avrupa’daki ölüm miktarı, dünya nüfusunun yüzde 4-5’ine tekabül eder. 

– Antoninus salgını Milattan sonra 165-180 yılları arasında Roma İmparatorluğu’nda yaşanan veba salgını günlerce sürmüş, her gün ortalama 2 bin kişi can vermiş.

– Jüstinyen vebası Milattan sonra 541 yılında Avrupa’da ortaya çıkan veba salgını dünyanın pek çok yerine ulaşır. Sadece Konstantinopol’de nüfusun yüzde 40’ı ölür. Salgınlarda dünyadaki ölümlerin tam rakamı bilinmiyor.

– Kara veba 1346-1353 yılları arasında yine Avrupa’da ortaya çıkan Kara Veba salgınının 75 ila 200 milyon arasında insanı öldürdüğü sanılıyor. Sadece Avrupa nüfusunun yüzde 30 ila yüzde 60 arasında bir rakam bu salgında ölür. Bu hastalıkların hep batıdan çıkmasının nedeni, 1950’lere kadar kanalizasyonlarının bile olmaması, temizlik nedir bilmemelerinden olsa gerektir.

– Suçiçekli yerli katliamı Bize Amerika’nın keşfi diye pazarlanan, gerçekte ise İspanyolların Amerika kıtasının işgali olan gelişmede ahlaksız gavur, yerli halkı yok etmek için daha önce Avrupa’nın üçte birini öldüren suçiçeği mikrobunu Amerika kıtasına götürüp yerli halka bulaştırır. Bu sayede Amerikan yerlilerinin yüzde 90’ı öldürülür.

– Cocoliztli salgını Amerikan yerlilerinin yüzde 90’ını suçiçeği ile yok eden İspanyollar, geri kalanını yok ekmek için 16. yüzyılın ortalarında bir kez daha hamle yapar. Bugünkü Meksika başta olmak üzere Venezuela’dan Kanada’ya uzanan geniş coğrafyada yaşayan Mayalara, salmonella bakterisi bulaştırırlar. Kayıtlara ‘cocoliztli salgınları’ olarak geçen bu katliamda ise tam 15 milyon yerli öldürülür. Amerika’yı işgal eden Avrupalı, benzer yöntemi 19. yüzyılın başında bir kez daha dener. Sayısı tam olarak bilinmeyen yerli halk bir kez daha katliama maruz kalır.

– Kolera salgını 1852-1860 tarihleri arasında İngilizlerin işgali altındaki Hindistan’da kolera salgını baş gösterir. Afganistan, Rusya ve Amerika’ya ulaşan salgında milyonlarca insan ölür. Sadece Rusya’da 1 milyon kişi… İngilizler rakamları gizlediği için Hindistan’daki ölüm sayısını hâlâ kimse bilmiyor.

– Çin ve Hindistan’da veba 1855-1859 yılları arasında Çin’de veba salgını baş gösterir. Çin ve Hindistan’da 12 milyon insan ölür.

– Asya gribi 1918-1920 arasında İspanya’da görülen ve 70 milyon civarında kişinin ölümüne yol açan İspanyol gribinin bir benzeri, 1957’de Çin’de görülür. Asya gribi adı verilen salgında Çin’de 4 milyon kişi ölür.

– GRID veya HIV/AIDS adı verilen virüs bugüne kadar yaklaşık 50 milyon kişiyi öldürür.Bu virüs için tüm imkânlar seferber edilmesine rağmen hastalığın tedavisi bulunamaz.

Geçmişte yaşanan birçok hastalık gibi Koronavirus salgını da insanların ölümüne vesile olmaktadır. Bize düşen hep birlikte 7'den 70'e bu hastalık ile mücadele etmektir.

Koronavirus hastalığının yayılmaması ve ölümlere sebep olmaması için : 

1-Koronavirüs'ten değil, tedbirsizlikten ölürüz. Onun için tedbirleri üst seviyelere çıkarmalıyız. 

2- Çok acil işlerimiz dışında sokağa çıkmamalıyız. 

3- Sosyal mesafeye çok dikkat etmeliyiz.

4- İçinde bulunduğumuz bu durumu avantaja çevirmeliyiz.

Unutmayalım ki tedbirsiz hareket edenler farkında olmadan birçok insanin koronavirus hastalığına yakalanmasına sebep olabilir. Buda kul hakkıdır. Devletimizin aldığı tedbirler doğrultusunda hareket ederek evde kalmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Onur Karakoç Arşivi