Covid-19 virüsünün yayılımı hız kesmeden devam ederken, normalleşme adımlarını yanlış algılayıp salgın öncesi yaşantılarına direkt geçiş yapmaya çalışanlar virüsle tanışmak zorunda kalıyorlar. Vatandaşın yanlış algıladığı gibi yönetimsel faaliyet içinde bulunan kurumlarında normalleşmeyi doğru algıladıklarını düşünmüyorum. Salgının ilk dönemlerinde hassas çalışmalarla takdir toplayan belediyelerinde gün geçtikçe hassasiyetlerinin azaldığını hatta yok olduğunu gözlemliyorum. Oysa ki virüs hala bizi terk etmediği gibi farklı mutasyonlu halleriyle daha da etkisini arttırdığını her gün yayınlanan tablolarda görüyoruz. Durum hala kaygı vericiyken ve salgınla sınavımız devam ederken bu boşvermişlik neden kaynaklanıyor?

Bazı belediyelerde olduğu gibi Çatalca Belediyesi’nin de salgınla mücadele kapsamında yürüttüğü çalışmalarını uzun zamandır göremiyorum. Toplu taşıma araçlarının dezenfekte edilmesinden, yolların deterjanlarla yıkanmasına ve çöp konteynerlerinin ilaçlanmasına kadar pek çok alanda salgının yayılmasını azaltmak amaçlı yapışan çalışmalar sona erdi. Sanki salgın bitmiş ve her şey eski düzenine dönmüş gibi… hatta geçtiğimiz günlerde Çatalca Belediyesi bünyesinde açılacak pilates eğitimlerinin tanıtım görseline rastladım. Sportif aktivitelerde bulunurken maske takmanın mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. Vaka sayısının her geçen gün arttığı ilçemizde; vatandaşa maske, mesafe ve hijyen kurallarını hatırlatan mesajlar paylaşırken bu tür aktiviteler neyin nesidir. Pilates eğitimlerinden önce özellikle çocuklar kadınlar, yaşlılar güven içinde yürüyüş yapabilecekleri, pandemi nedeniyle kapalı kaldıkları evlerinden çıkıp nefes alacakları yürüyüş alanları oluşturmanızı, sayılarını arttırmanızı tavsiye ediyorum.  

Konuşunca mangalda kül bırakmayan ancak uygulamaya gelince hiçbir aksiyonu olmayan bir toplumuz. Vatandaşı kurallara uymaya davet eden, uyulması için cezai önlemleri uygulayan devletimizin büyükleri bir yandan da büyük kalabalıklarla kongreler düzenleyip maske, mesafe ve hijyeni hiçe sayan tutumlarıyla bahsettiğim tezatlığı tam manasıyla örnekliyor. İşte uyulması gereken kuralları düzenleyen ve kontrol mercii olan yetkililer kendi kurallarını yok sayar ve hassasiyet göstermezse, halk nezdinde bu kuralların her hangi bir ciddiyeti kalmıyor. Bir an önce iyileşme sürecine geçmemiz gerekirken ne yazık ki her geçen gün daha da kötüleşiyoruz. Ekonomik açıdan yolunda gitmeyen ülkenin durumu salgınla iyiden iyiye zora düştüğünü biliyoruz. Bir an önce sıkı tedbirler ve önlemlerle salgını def edip, tüm sektörlerin aktif çalışma şartlarına geri dönerek ekonomiyi hareketlendirmelerini amaçlayan faaliyetlere ihtiyaç var. Kongrelerdi, havuzlardı, halı sahalardı bunlar boş işler. Asıl hedeflenmesi gereken üretim alanlarını aktive etmektir. Küçük işlerle büyük hedeflere ulaşılmaz. Salgının yarattığı ekonomik yıkımda ailelere dağıtılan bir koli erzak yardımıyla bitmez.