Kayalıkların içinden açan çiçek Tan Taşçı

Kayalıkların içinden açan çiçek Tan Taşçı
Tan Taşçı geçtiğimiz hafta Mask Beach’te sahne aldı. Tan’ın konserine defalarca kez gitmiş birisi olarak şunu net bir şekilde söyleyebilirimki, CD kaydından farksız! O derece kusursuz…

Tan Taşçı geçtiğimiz hafta Mask Beach’te sahne aldı. Tan’ın konserine defalarca kez gitmiş birisi olarak şunu net bir şekilde söyleyebilirimki, CD kaydından farksız! O derece kusursuz… Tan değil günlerce, asırlarca hiç durmadan şarkı söylese, bir saniye bile gözümü çevirmeden ve ara vermeden dinlerim. Benim için Tan Taşçı Türkiye’deki en iyi sestir ve en iyi sanatçıdır! Gerçek bir sanatçı kişiliğiyle de insanlara örnek olmalı. Günümüzde birçok şarkıcının ve sanatçının insanlara iyi örnekler olmadığına, sevenlerini kandırdığına ve belli bir duruşu olmadığına şahit oluyoruz. 
Oysaki Tan’ın duruşu en başından beri belli. Hiçbir zaman duruşunu bozmadı. Ona buna yalakalık yapmadı. Neyse o oldu. 

tan taşçı bana aşktan söz etme

Şu an günümüzde çoğu kişi çakma izlenmeler, beğeniler, takipçiler ve yorumlar satın alarak sevenlerinin hileyle gözünü boyuyor. İşin daha da beteri işverenler de bu çakma verilere inanıp iş veriyorlar. Bu sadece müzik sektöründe değil, medyanın her alanında var. Tan’ın hiçbir zaman bu tarz hilelerle işi olmadı. Hatta bu konu için bir röportajında şöyle bir şey söylemişti: “Bana sahte tıklanmayı teklif ettiklerinde aklıma ilk gelecek şey; 100 milyon tık alırsak, 100 milyon kişiyi kandırmış ve yalan söylemiş oluyoruz. Fazla ince düşünüyorum belki, ama bu bana uzun vadede kazandırdı. Keşke bunu görseler de, hep beraber yürüyebilsek doğru yolda.” Allah aşkına bu güzel düşünceye sahip olan kaç sanatçı var? Tan’ı ben kayalıkların içinde açan çiçeğe benzetiyorum. Bu yalan dolanla kirlenmiş müzik sektörünün içinde tertemiz bir şekilde öylece duran bir çiçek… 
Tan ilk albümü olan “Rica Ederim”i 2005 yılında yayınlamıştı ve ilk çıktığı günden beri Tan’ı dinliyordum, şarkılarını seviyordum ama kişiliği konusunda bir bilgim yoktu. Fakat son yıllarda ne oldu ben de anlamadım, onu dinlediğimde sesi sanki daha fazla yüreğime işlemeye başladı. Bir de zaman geçtikçe ne kadar efendi olduğunu görüyorum, iyi niyetini hissediyorum ve hani çocukken denizden deniz kabuklarını toplarken o hiçbirine benzemeyen eşsiz deniz kabuğunu bulup sevinirsin ve onu hepsinden ayırıp alırsın ya, işte öyle bir şekilde onu alıp tüm sanatçılardan farklı konumluyorum. Hiçbirine benzemiyor. Evrene güzel enerjiler göndermesi, zaman zaman karamsar düşünse de pozitif düşünceleri hayatından eksik etmemesi, sakin bir yapısı olması, tatlı davranışları, tatlı söylemleri ve daha bir sürü şey. Ayrıca Tan çok özel ve çok asil. Hayvanları da çok seviyor ve onlara merhamet gösteriyor. 
Paylaşımda bulunduğu ve aklımdan çıkaramadığım bir sözü geldi dilimin ucuna: “Her sözü evrenin işittiğini, gün gelip muhattabının da duyacağını, hatta farkında olmadan duyduğunu da bil..” Ne kadar anlamlı... Tüm sözcüklerimizi evren duyuyorsa, o zaman evrene güzel mesajlar gönderelim. Ben de evrene güzel mesajlar gönderenlerdenim, ama bunu sırf “Hadi evrene güzel mesaj göndereyim bari” diye yapmıyorum. İçimden geliyor. İstediğim şeyi istemsizce sürekli hayal ediyorum ve içimdeki kelebeklerin heyecanıyla onun gerçekleştiğini zihnimde canlandırıyorum. Evrene çok güçlü enerjiler göndermiş olmalıyımki, gerçekleşmesini hayal ettiğim şeyler gerçek oldu. Tabi en başta Allah istedi. Ben imkansıza inanmıyorum, ee ne de olsa hayal edebildiğimiz her şey gerçektir. Düşünürüm ve sonra “Neden olmasınki?” derim. Bana “Polyanna” diyenler de oldu, ama napalım ben de böyleyim. Pozitif düşünmekten, olumlu konuşmaktan, güzel bakmaktan ve minicik şeylere bile küçük çocuklar gibi sevinmekten kendimi alamıyorum. “Oleyyy” diye çığlıklar atarak, evin içinde zıplayarak seviniyorum. Evrenin de beni böyle çocuklar gibi sevinirken görmesi hoşuna gidiyor olmalı ki, tüm enerjilerime olumlu yönde karşılık veriyor. Keşke herkes Polyanna gibi olsaydı. Ama Tan gibi de olabilir. Böylece müzik sektörü de adaletli bir şekilde ilerlerdi.
Şu an elimde Tan’ın son yayınladığı “Bana Aşktan Söz Etme” albümü var.     Albümdeki tüm şarkıların söz ve müzikleri Tan’a ait. Şarkıların hepsi birbirinden harika, soundlar muhteşem ve albüm aşırı kaliteli. 
Özellikle “Yalan” ve “Yaptığımız adamlıklar uğramaz mı zor zaman?” gibi tatlı sözler içeren “Hafız” şarkısı çok sevildi. Ben tüm şarkıları sevdim, ama “Bilsen nasıl zor yaşamak, sensiz olduğumu bilmek. Her şeyi adarken böyle bir yalanı sevmek” sözlerini içeren “Yar Elinden” şarkısı kalbimde biraz daha fazla yer kapladı. Önceki şarkılarına baktığımda da “Elbet” şarkısını ayrı seviyorum. Bu arada yorumladığı 90’lar şarkıları da ayrı bir keyif veriyor. 
Sadece sesine ya da cismine değil, samimi niyetine de vurulduğum(uz) Tan’ın yolu hep açık olsun, keza ben son nefesimi verdiğim ana kadar Tan dinlemek istiyorum. Huzur bulduğum bazı sesler var; kuşların cıvıltıları, yağmurun sesi, yeni doğan günün sesi ve hepsinden farklı olarak yalnızca bir insan sesi… Yalnızca Tan’ın sesi... Hiçbir şarkı ve hiçbir ses, kalbimin Tan dinlerken attığı melodiyi tutturamaz… 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.