Kazım Koyuncu'nun 14. ölüm yıl dönümü - Kazım Koyuncu kimdir

Kazım Koyuncu'nun 14. ölüm yıl dönümü - Kazım Koyuncu kimdir
2005 yılında yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek hayatını kaybeden Karadenizli şarkıcı Kazım Koyuncu vefatının 14. yılında çeşitli etkinliklerle anılıyor. Kazım Koyuncu'nun duygu dolu hayatına, kariyerine ve kim olduğu ile ilgili bilgilere haberimizden ulaşabilirsiniz.

Devrim, Karadeniz, Trabzonspor ve müzik dörtlüsü arasında şekillendirdiği hayatını dünyanın en özgür insanlarına seslendirmek için yazdığı şarkılarla birleştiren Kazım Koyuncu 33 yaşında vefat etmişti. Çernobil felaketinin etkilerinin sürdüğü Karadeniz'de dünyaya gelen ve Koyuncu, yaşanan olayın kurbanlarından biri olarak İstanbul'da yaşamını yitirdi. Harbiye Açık Hava Tiyatrosu'ndaki konserine hazırlanırken gelen haberle şoke olan ve gözyaşlarına boğulan hayranları da onu her sene anmaya devam etti. 'Ha konser ha kanser' sözü ile de hem sevenlerine hem de müziğe olan sevgisini de gösteren Kazım Koyuncu'nun bugün 14. vefat yıl dönümü. Sizler için hazırladığımız haberde Şair Ceketli Çocuk lakaplı Karadenizli Kazım Koyuncu ile ilgili bilgileri okuyabilirsiniz.

Kazım Koyuncu kimdir?
Kazım Koyuncu, 7 Kasım 1971'de Artvin'in Hopa ilçesine bağlı Yeşilköy'de doğmuşsa da nüfusa geç kaydedildiğinden dolayı resmi doğum tarihi 10 Mayıs 1972'dir. Müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başlayan Koyuncu, çocukluğunda "Kemençeci Yaşar" lakabıyla tanınan Yaşar Turna'nın türkülerini çokça dinledi. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesine 1989'da giren sanatçı, müzik çalışmalarına üniversite yıllarında ağırlık verdi ve 1992'de Ali Enver'le birlikte "Dinmeyen" isimli müzik gurubunu kurarak ilk profesyonel çalışmalarını yaptı.

Karadeniz müziğini rock ile birleştirdi
Tiyatro oyunlarına da müzik yapan sanatçı 1993'te okulu bıraktı ve daha sonra okulu bırakma kararına ilişkin sorulan bir soruya şu cevabı vermişti: "Zor dönemler, o okulu bitirip kaymakam falan olacaksın ya da kendi istediğin işi yapacaksın ama hep soru işaretleri olacak, sonu nereye varacak? Bu tercihlerden soru işaretli olanını tercih ettim." Sanatçı, okulu bırakmasının ardından sadece müzik yapmaya karar vererek, Karadeniz müziğini rock müzikle birleştirip kendi tarzını oluşturdu.

Lazca albüm ile başladı
Aynı yıl arkadaşlarıyla birlikte "Zuğaşi Berepe" adında bir grup kuran Koyuncu, hem yeni grubuyla hem "Dinmeyen" grubuyla çalıştı. Yeni grubuyla ilk albümü "Va Mişkunan"ı (Bilmiyoruz) 1995'te yayınlayan sanatçı, bu yeni tarzıyla müzikseverler tarafından olumlu tepkiler aldı. Bu arada "Dinmeyen" grubu 1996'da "Sisler Duvarı" albümünü çıkarmasının hemen ardından dağılırken, "Zuğaşi Berepe" grubu ise ikinci albümleri "İgzas"tan sonra 1999'da dağıldı. Karadeniz müziğinin hem sert hem duygusal yapısını eserlerine taşıyan Koyuncu'nun ilk kişisel albümü "Viya!" ise 2001'de müzik marketlerdeki yerini almıştı.

kazım koyuncu trabzonspor

Gülbeyaz parlattı
Koyuncu, esas tanınırlığını 2002'de yayınlanan "Gülbeyaz" isimli televizyonda dizisinin müziklerini yapmasıyla elde ederken, dizinin ardından konser programları artmaya başladı ve 2004'te ikinci solo albümü "Hayde"yi çıkardı. Kendisine 2004'ün aralık ayında kanser teşhisi konulmasının ardından doktorlar fazla yorulmaması gerektiğini söylese de sanatçı, konserler vermeye devam etti. Son konserini 4 Şubat 2005'te Taksim'deki Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde veren Koyuncu'nun o gün söylediği "Ha kanser ha konser" sözleri sevenleri tarafından unutulmadı. Bir röportajında "Çocukken şiirle güzel oynuyordum. Şairlerle çok uğraşıyordum. Bir ceket yaptırmak istedim o zamanlar İstanbul'a gelirken, şair ceketi..." sözlerini sarfeden Kazım Koyuncu, tedavi gördüğü hastanede 25 Haziran 2005'te, 33 yaşındayken yaşamını yitirdi.

Köyüne defnedildi
Koyuncu, vefatından iki gün sonra, doğduğu köy olan Yeşilköy'de fındık ağaçlarının çevrelediği köy mezarlığında defnedildi.

Sevenleri genç yaşta kansere yenik düşen sanatçıyı şu sözleriyle hatırlıyor:

"Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi en azından çok zorlanırsam ortaya koymaktan çekinmem. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya."

Koyuncu'nun ölümünün ardından Paluri Arzu Kal Demirçi, sanatçıyla ilk karşılaşmasından son ana kadar süren dostluğunu anlattığı "Şair ceketli çocuk: Kazım" kitabını kaleme aldı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.