Erol Sırrı Yolcu

Erol Sırrı Yolcu

Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi…!

Allah düşürmesin, eksikliğine de göstermesin. Bu tür cümleleri hastası olan her yerde duyarız. Yaratana dua niteliğindedir.

Hastane koridorları çoğunlukla tıka basa olduğundan, sağlam girenin nefes yoluyla hasta olabileceğinden bulaşma riski yüksek ortamlardır.

Kuyruklar, yerlerde oturanlar, bir biri üzerinden sarkarak, doktora görünme çabasında olanlardan tutun “Yemeğim fırın üstünde”, “Çocuğum evde yalnız” gibi uyduruk bahaneler üreten ve de sıra nedeniyle münakaşa edenlere çokça rastlarsınız.

Devlet hastanelerimizde maalesef durum böyledir. İnanmıyorsan, bir gün değerli vaktini ayırıp gidip izleyebilirsin.

Paran varsa özele gidersin, gidersin de artık oralarda durum pek farklı değil.

Hastaneler, doktorlar, hemşireler ne yapsın, canı sıkılan, işi olmayan, sosyalleşme adına “hadi bugün hastaneye gideyim” diye evinden çıkan, sevgilisine eziyet etmek için gece yarısı olmayan ağrıları bahane ederek 6-7 saat hastane de zaman geçirenler oldukça yapacak bir şey olmuyor.

Yaşadım biliyorum. Gece yarısına yakın girip, sabah ezanı okunurken çıktım. Sonuç ilaç dahi verilmedi.

O gün nasıl dua etmişsem. Hükümet duymuş olacak ki, çareyi 1990 yıllarında başlayıp, on yıl sonra zarar ettiklerini ve doğru bir model olmadığına inandıklarını için vaz geçilen İngiltere Şehir Hastaneleri modelinde buldu.

İngiliz halkının yüzde 70’i ülkelerini zarara soktuklarına inandıklarını fark edip vaz geçerken, biz 21 yıl sonra bu modele sarıldık.

Elin gâvuru uyanık. On yılın zararını, 23 ülkeye pazarlayarak çıkarttı.

Erdem bey merakla soruyor, “Nasıl?”

Modeli eleştiren o yıllardaki iki bakan, İngiliz hükümetiyle bağlantılı olan 23 ülkeye şehir hastanesi modelini pazarladılar. Lobi faaliyetlerini sürdürerek hatta kar dahi yaptılar. İngiliz bu, oyunları bitmez. Yani tam bir emperyalist tezgâh.

Günün sonunda ise Avrupa’da İngilizlerin lider olduğu konuma şimdi biz geldik.

Dur, hemen zafer kazanmış nidaları atma…

Adamlar yaparken önce vatandaşı düşündüler. Biz ise model, proje hazır ya, dolarları, ücretsiz araziyi vermekle başladık. Kazanç garanti protokollünü imzalayıp, personel ve mevcut hastaneleri devrettik. Böylece anında devleti kiracı konumuna getirmiş olduk. Oldu da bitti maşallah…

Yurttaş ise bizde, son düşündüğümüzdür. İspat mı istiyorsun? Bursa’da böyle bir hastaneyi yapıldı. Bitti. Bakıldı ki, yol yok. Al sana ispat!

Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi…

Devletin var olması ilkemizdir. Sorun değil, yurttaş alışık ne yapar, eder, garanti sayıyı tamamlar. Yüksek kira ödemelerine de alışık olduğundan, 25 yıl hiçbir şey değil, sayılı gün çabuk geçer.

Etrafına yapılan otel, kafe, lokanta, hatta alış veriş merkezi şehire uzak, nasıl müşteri bulacaklarmış.

Ama sen böyle konulara kafanı yorma. Hükümet senin yerine düşündü. Kurulan ticari alanlardan devletimiz KDV, damga vergisi ve harçlardan yüklenici şirketi muaf etti.

Ayneenn böyle oldu. Şaşırdığın şeye bak! Devlet var oldukça, yüklenici zor durumda kalmaz.

Hem devletin memuru, işçisi şehir hastanesinde tedavi ediliyor. Yüklenici şirket faturasını devletten alıyor. Al sana müşteri…

Dert ettiğin şeye bak. Yurttaş devletine bugünler de lazımdır. Asla mağdur etmez.

O halde rahatız, Erdem Bey’de daha az masraflı hizmet alacak diye hemen o güzel yanaklarında tebessüm oluşturma, kıyamam cildin kırışır. Henüz estetik hizmeti başlamadı.

Ammaa, on milyara dolara mal edecekken, 30 milyar dolara mal edildiğinden, 18 Şehir hastanesine devlet üç misli kira bedeli ödeyeceğini bilmeni isterim. Pardon devlet değil yurttaş ödeyecek. Böylece şirketlerinde kaybı olmayacak.

Haberin olsun, ödenecek kira bedelleri ise şimdiden üç milyar lirayı çoktan geçti.

Keşke hükümet bunların yerine yurttaşın da daha kolay ulaşabileceği, iki yüz yataklı, en fazla altı yüz yataklı hastaneleri şehrin değişik yerlerine yapmasa idi. Daha rahat, verimli olurdu.

Maksadımız, seninle kavga etmek değil, bil diye yazıyorum. Sayıştay’ın 2020 yılı raporuna göre, şehir hastanelerini yapan bazı şirketlerin işlettiği ticari alanların doğalgaz faturalarını da Sağlık Bakanlığı, pardon yani sen ödedin.

Hadi birazcık olsun gülümse, 2021 yolu sonunda nur topu gibi bebeklerin doğacağı 20 adet şehir hastanemiz olacak.

Göz kapaklarının estetiği mi? Sen onları artık özel hastanede yaptırırsın. Yapacak bir şey yok!

Ödemesi mi? Senin zaten sigortan yok. Şehir hastanelerinden faydalanamıyorsun.

Yurttaş değil misin, bulursun bir yolunu halledersin.

Lütfen, her şeyi de devlet bekleme…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sırrı Yolcu Arşivi