Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli: 20 yıl kulağının üzerine yattılar

Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli katıldığı bir TV kanalında önemli açıklamalarda bulundu. Koronavirüs dönemini değerlendiren Hançerli, “Koronavirüsle birlikte belediyenin sorumlulukları arttı. Biz bu yüzden “Evde Kal” diyoruz. Ama kendi arkadaşlarımıza bunu desek; bir sürü iş yarım kalacak. Dolayısıyla bizler sokakta olmak zorundayız. O yüzden başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere devamında belediye çalışanlarımıza teşekkür etmek istiyorum. İnşallah atlatacağız bu günleri, hepsi gelip geçecek. Büyük devletler belki sınıfta kaldı ama halk, dayanışma ile birlikte koronavirüs sınavını atlatacak. Mutlaka atlatacak” dedi

Yollarda erişebilirlik yok

Avcılar'da engelliler için neler yapıdığını amşatan Turan hançerli, “Avcılar'da bir engelli merkezi açtık. Kaldırımlarımız, yaya yollarımız erişilebilirlik konusunda yetersiz. Sadece Avcılar'da değil tüm Türkiye'de böyle. Bunları en azından Avcılar'da en aza indirgemek için çalışıyoruz. Biz kaçan değil bulunduğumuz yeri ak eden, pak eden bir anlayışla çalışıyoruz. Öyle çalışmaya da devam edeceğiz. Engellilerle ilgili sosyal destek çalışmalarımızdan bahsetmek bile istemiyorum. Bunları konuşmaya gerek yok. Gıda desteği, akülü sandalye, bez vs bunlar zaten yapılması gereken şeyler. Bugün 1 şey yapılıyor. Aaaa yaptık diyorlar. Ne yaptın? 1 kişinin problemini çözdün. Oysa ben şimdi şöyle düşünüyorum acaba ihtiyacı olan başka kişiler var mı ve onlara nasıl ulaşabiliriz? Ben bunu önemsiyorum” diye konuştu.

21 yıldır çözüm üretilmemiş

Olası bir Marmara depreminde İstanbul'un en fazla etkilenecek ilçelerinin başında gelen Avcılar'da kentsel dönşüm hakkında da bilgi veren Turan Hançerli, “Gerçek sorunumuz riskli yapılarda her sallantıda korkan insanlar. Bu sadece Avcılar için mi değil. Bütün Türkiye'de geçerli. Biz bunu 99 depremiyle hatırlamışız. Sözler vermişiz, kanunlar yapmışız.Yıl 2019 ben belediye başkanı yeni olmuşum hala kentsel dönüşüm için bir hamle yapılmamıştı. Deprem bir doğa olayı bunu durduramazsınız, ne zaman olacağını bilemezsiniz. Bunun tek çözümü depreme dayanıklı yapılar inşa etmek. Bu çözüm 20 yıldır üretilmemiş. Biz dedik ki buna çözüm üretelim. Ne yapalım? Yıkıp yeniden yapalım, yenileyelim. Nasıl yenileyebiliriz diye düşündük. Neden bu binalar yenilenmiyor diye düşündük. İnsanlar zorunluluk yüzünden o binalarda oturdu. Ekonomik sorunlar yani. Sonra kentte insanların ortaklıkları söz konusu. Her bina şirket gibi ortak. Bu daire sakinleri arasında yan yana gelememe sorunu vardı. Bu durum bizim kültürümüzde maalesef eksik” açıklamasını yaptı.

Ücretsiz hizmet veriyor

Dönüşüm konusunda imar planlarında da sorun olduğunu dile getiren Hançerli, “İnsanlar binalarını yıktığında yeniden aynı binayı aynı büyüklükte yapamıyor. Dedik ki bu üç mesele çözülmeden yenilenme mümkün olamaz. Sonra 3 meselede de çok önemli çalışmalar yaptık. 3'ünün çözümü için önemli çalışmalar yaptık. Tabii ki bu sorunları ortadan kaldırdık diyemem. Çözüm arayışlarımız var. Uzlaşma için belediyeye ait bir şirket kurduk. Bu şirketimiz mesela hizmeti ücretsiz veriyor. Bu AVBEL isimli bir şirketimiz. Binaların risk durumlarına ilişkin veriler topluyoruz. İnanılmaz bir çalışma içindeyiz. Riskli binalara AVBEL olarak gidip insanları tanıştırmaya uzlaştırmaya çalışıyoruz. Ben bugün Avcılar'daki bütün binaların ne olduğunu biliyorum. Şu ana kadar birçok veri topladık. Dijitali inanılmaz iyi kullanıyoruz. Birincisi 99 depreminde orta hasarlı binalar var bunların listesi var. İki; bu binaların yapım tarihlerini biliyoruz. 99 yılı öncesinde yapılan binaların muhtemel riskli olduğuna dair bir bilgimiz var. Çünkü yapılar artık depreme uygun yapılıyor. O dönem yapılan yapıların riskli olduğuna ilişkin bir kanaat var. Bunları da aldık. Kentteki tüm binalara bu verilere işledik. Başka bir veri İBB ile birlikte ortak bir çalışma yapıldı. İmamoğlu öncülüğünde; hızlı tarama testi yapıldı. Avcılar'daki tüm binalara. Bunların da bilgileri elimizde. Bir de bizim 5.8 Silivri depremimiz olmuştu. 3 bin binadan biz telefon aldık. 3 bin binadan 10 bin telefon aldık. Her birini cevapladık. Her aramaya karşı teknik arkadaşlarımızı gönderdik. Gözlem yöntemiyle incelemeler yaptılar. Sonra arkadaşlarımız bin 400 binanın daha ileri seviyede incelenmesi gerektiğini söyledi. Biz de bin 400 yapı malikine tebligat gönderdik, binada daha detaylı bir inceleme yapmak istediğimizi belirttik” dedi.

Binaları derecelendirdik

Bütün bilgilerin belediyenin sistemine işlendiğini dile getiren Hançerli, “Binalarımız renklendi. Her binayı derecelendirdik. En riskli bina için arkadaşlarımız, orada duyarlı olan belediyemize başvuran arkadaşımızı aradık. Ne yapıyorsunuz? Binanın risk analizini yaptırdınız mı ile başlayan süreçler oldu. İnsanlar şirketimize geldi. Bütün binalara şirketimize ulaşması için dijital bir karekod yapıştırdık. Dolayısıyla inanılmaz bir çalışmayla uzlaşmada yardımcı olduk. Lütfen eski kavgalarınızı bırakıp, uzlaşmayı deneyin. Tabii bir de işin mali meselesi vardı. Onunla da ilgilendik. Belediye olarak ilgilendik. Gözlem vs gibi bütün işlemlerimizi belediye bütçesinden karşıladık. İmar planı sonra. Yıkılırsa aynı bina yeniden yapılamıyor. 8 ay gittim İBB Meclisi'nden oturdum. Çünkü bu değişmezse çözüm gelmezdi. Ve meclisten geçti. 8 ay gecikmeyle de olsa İBB Meclisi'nden plan notumuzu geçirdik. Şimdi bizim aldığımız o plan notu tüm İstanbul'a örnek olarak veriliyor” ifadelşerini kullandı.

HER ZEYTİN AĞACI BİR ANIT NİTELİĞİNDE

Küçükkuyu Belediye Başkanı Cengiz Balkan ile bir kültür festivali kapsamında buluştuklarını ifade eden Turan hançerli, “Orada bana dedi ki; “Ya bir yol projesi var ama oradaki zeytin ağaçları kesiliyor. Ortak bir şey yapıp bu kesilecek ağaçları kurtarabilir miyiz?” diye sordu. İnanılmaz beğendiğim bir fikir oldu. Balkan'ın da desteği ile biz orada kesilen, inşaatın altında kalacak olan zeytin ağaçlarını kurtarıp Avcılar'da toprakla, suyla ve havayla buluştuduk. 400'ü aşkın ağacımız dostluk için kardeşlik için barış için Avcılar'a geldi. Zeytin ağacı zaten uzun ömründe simgesi. Malum zeytin ağacının yaprakları covide de iyi geliyor dendi. Yaşamın kaynağı zeytin ağaçları Avcılarla buluştu. Her biri bir anıt niteliğinde en az 100 yaşında olan görkemli ağaçlar. Onlar burada olduğu için çok mutluyuz” dedi.

YAPTIĞIMI HER ŞEYİ AŞKLA YAPARIM

Kendi hayatı hakkında da önemli açıklamalarda bulunan Turan Hançerli, “Ben bir kaza geçirdim. Kazadan önce üniversiteyi kazanmıştım. 3 gün sonra Hacettepe Üniversitesi Muhasebe Bölümü'ne kayıt yaptıracaktım ama hastaneye yattım. Tabii kazadan sonra kafa gerektiren işleri daha kolay yaparız dedim, el gerektiren işler yapmayayım dedim. Ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni 1 yıl sonra kazandım. Hukuk tabii her zaman en çok istediğim bölümdü. Her daim birinci tercihimdi. Nitekim kaza gibi kötü bir olaydan sonra iyi bir olay gerçekleşti. Ben bugün yaptığım neyse severek yapıyorum, aşkla yapıyorum. Muhasebeyi de severim. Zaten hukuk üzerine bir ekonomi yüksek lisansım var. Ticaret Lisesi mezunu olduğum için muhasebe vs bize yakışıyordu. Çok keyifli bir üniversite hayatım oldu. 5 yıl sürdü. Çünkü 5 yıl sürmesini de istedik. Hukuk 4 yılda biterse sıkıntı vardır. Orada da gerek engelli hakları konusunda gerekse de hukuk konusunda çalışmalar yaptık. Bir kanun çıkmadan önce aylarca üniversitede hocalarla çıkacak kanunu tartışırdık. Birçok kanunu tartıştığımızı konuştuğumuzu hatırlarım” diye konuştu. ANIL BODUÇ