Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Marmara balıkçılığında tehlike

“OCED'nin Türkiye'nin çevresel durumunun değerlendirildiği raporda, Marmara Denizi'nin Çanakkale ve İstanbul boğazlarıyla birlikte özellikle Atlantik asıllı göçmen kıyı balıklarının Karadeniz ile Ege Denizi arasında gidip gelmeleri için önemli bir "uyum kuşağı" oluşturduğu ifade edildi. Marmara Denizi'ndeki canlı türlerinin artan kirlilik ve sulak alanlarının bozulması nedeniyle tükenme tehdidi altında olduğu vurgulandı. Raporda, şu ifadelere yer verildi. Bu gün Marmara'da ekonomik değeri olan balık türü 120 civarında iken bu sayı bu gün 5-10'a düştü. 
Marmara'da kritik alanlar: Marmara Denizi, Karadeniz'in getirdikleri yanında, İstanbul ve çevresindeki yerleşim alanlarından ağır kentsel ve endüstriyel atık su almaya devam ediyor. Endüstriyel atık suyun büyük bir kısmı ile önemli miktarda kentsel atık su, halen arıtılmadan deniz suyuna karışıyor. Özellikle, daha yüksek kirlilik kontrolüne ihtiyaç duyulan kritik alanlar arasında Türkiye'nin en önemli sanayi merkezinin atıklarını alan İzmit Körfezi ve Gemlik Körfezi bir takım iyileştirme çalışmalarının yapılmasına rağmen yer almaktadır. Buralarda ve boğazlarda önemli bir kirlilik kaynağı, giderek artan ağır gemi trafiğine bağlı katı atıkların yanı sıra, sintine ve balast sularının denize boşaltılmasıdır. Kirlilik kontrol öncelikleri, programlama ve yatırımlar, Marmara Denizi Yönetim Planı çerçevesinde gerçekleştirilmelidir. Yeni atık su arıtma tesislerine büyük çaplı yatırımların yapılması yolunda kara kökenli kirlilik kaynaklarının kontrol altına alınması önemli bir odak noktasıdır. 
Marmara'da turizm de ölecek: Geçtiğimiz 10 yıldaki çabalara rağmen su kalitesi düşmeye devam etmiş, bulanıklık seviyeleri yükselmiştir. Denizdeki izleme istasyonlarının çoğunda biyokimyasal oksijen ihtiyacı ve patojenler tespit edilmiştir. Bu durumun halk sağlığına ve kıyı sularındaki zengin turizm potansiyeli ile kıyıların açıklarındaki adalara getirdiği riskler, yakın vadede kirlilik kontrolüne daha büyük yatırımların yapılması gerektiğini göstermektedir. Yaklaşık 15-20 milyon insanın yaşadığı ve günde 3-4 milyon metreküp su kullanılan bu şehirde sulak alanlara yapılan 3. Hava Alanı, Kanal İstanbul için kullanılacak Sazlıgöl gibi müdahaleler İstanbul'un ilerde su sıkıntısı çekeceğini göstermektedir. Büyükçekmece kah yazlık tutup kah askeri kampa geldiğimizde iki balıkçı ismi duyardım gider balık yerdik. Balık Osman ve sonradan öğrendiğim Balıkçı Kenan. En eski balıkçılar idi bakın görün ki nasıl olduysa, geçmiş zamanlarda Balıkçı Kenan Marmara için Marmara Denizi'nde kirlilik ve iklimsel değişiklikler nedeniyle balık türlerinin her geçen gün azaldığını söylerken, dev akvaryumlarla Beylikdüzü sahiline getirdiği balıkları denize bırakmış, denize bırakılan bir kamyon canlı balık tatlı su sazan balığı imiş meğer. 
Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi İç sular Biyoloji Anabilim Dalı Hocası Prof. Dr. Hasan Musa Sarı, o tarihlerde Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, sazanların Marmara'ya bırakılmalarını kınamış sazanlar denizde en çok 2 saatte telef olmuşlardır demiş. Demek ki hepimizin daha bilinçli olup denizimizi korumamız lazım. Ne olur bu yazdan başlayarak benim yaptığım gibi sahildeki alanda yürürken yazın denize gelen çevre ilçelerden insanların ortalarda bıraktığı rüzgarla sürüklenen poşetleri, plastik şişeleri yakalayıp en yakın çöp sepetine atalım. Hepimiz elimizden geleni yaparsak kirliliği azaltabiliriz.
Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi