Yerel seçimler yerel gazeteler...

Yerel seçimler yerel gazeteler...
Başkan Erdoğan’ın ‘seçilirlerse yeniden kayyum atarız’ diyerek HDP’lilerin adeta seçime girmemesini ima etmesine, CHP’li belediyelere yönelik baskıları Ataşehir’de başlatılmasına bakıldığında yaklaşan yerel seçimlerin sonuçları da şimdiden tartışılır hale geleceğe benzer.

Başkan Erdoğan’ın ‘seçilirlerse yeniden kayyum atarız’ diyerek HDP’lilerin adeta seçime girmemesini ima etmesine, CHP’li belediyelere yönelik baskıları Ataşehir’de başlatılmasına bakıldığında yaklaşan yerel seçimlerin sonuçları da şimdiden tartışılır hale geleceğe benzer.
Çünkü demokrasinin sadece kendileri için olduğuna ve kendilerinin kazanmadığı, olmadığı yerde herkesin terörist, devlet düşmanı olduğunu ima eden bir anlayışın hüküm sürdüğü bir ülkede seçim sonuçlarını önceden tahmin edememek saflık olur.
‘Zaman zaman tavizler versekte adım adım hedeflerimize doğru gidiyoruz’ diyerek hedeflerine doğru giderken devletin imkânlarını ve de gücünü kullananların HDP’den önce saf dışı bıraktığı ulusal basının ardından yerel basına da yönelip, birleşme adı altında yerel havuzda toplaması da bu hedeflerden     biriydi.
Yani yerel seçimlerde çok etkili olan yerel basının artık yok olmaya yüz tuttuğu bir süreçte yereli kazanmamak gibi bir düşüncenin olamayacağına inanların sayısının hiç az olmadığını da görmekteyiz.
‘AF maf’ yok diyerek MHP’yi geri ittiğini ikinci kez ortaya koyan Başkan Erdoğan’ın yerel seçimler de büyük bir zaferle çıkmak için şimdiden kolları sıvadığı bir esnada yerel gazeteleri unutanların yeni yeni demeç ve fotoğraf verdiğini görürken bunların başını Erdoğan ve AK Parti ile baş başa kalacağa benzer CHP’liler olduğunu da görmekteyiz.
Atatürk’ün kurtuluş savaşını başlattığı esnada     Sivas’ta değerini anlayıp, yaşaması için resmi ilan verilmesini sağladığı yerel basının önemini unutup, seçimden seçime hatırlayanların başında gelen CHP’lilerin yaklaşan seçimler öncesi bu yönde bir program hazırlama gibi bir düşüncesinin olup olmadığını merak ederken, en büyük rakibi AK Parti’nin bunu çoktan  fark edip başta valiler kanalıyla olmak üzere Atatürk’ün vasiyeti olarak bilinen resmi ilanı demokrasinin sopası haline getirdiğini de fark etmediğini de anlayacak gibi..
Çünkü Atatürk’ün posterlerini satarak televizyonculuk yapan Halk TV ya da diğer bir kaç tv kanalıyla ya da bizim Ardahan Milletvekilinin yaptığı gibi facede canlı yayınlar yaparak, seçmene ulaştığını sanan CHP gibi HDP’nin de yerel basının değerini bilmediğinin yerel bir gazeteci olarak en iyi bilenlerdenim.
Sadece CHP ve HDP mi ki?
Tatbikî hayır..
Mahallesinde ki yerel gazeteden bi haber havuz medyasının dizilerini izlemekten başını kaldırmayan bir toplumun olduğu ülkede başına bir şey geldi mi gazeteciyi ve yerel basını hatırlayanların ödediği bedel tek adam, tek başına iktidar ve devletin imkanlarını kullanıp, seçimleri alan bir siyasi parti ile bedel ödediklerini anlamazlar..
İşte bunların yaşadığı bir zamanda yerel seçimlere doğru giden ülkede seçimden seçime yerel basının önemini hatırlayanlar şunu iyi bilmeli ki ulusal basından daha etkili olan yerel basında teslim alınmış bir ülke de yerel seçimi kazanmak çok zor olacağa     benziyor biline..
**
Aydının görevi önder olmaktır!
Gazetecilik hayatım boyunca gerek gazeteci olarak gereke toplumun ön safasın da bulunan bir kişi olarak başta yaşadığı kentimin olmak üzere tüm ülkenin sorunları ile yakından ilgilenmeye çalıştım.
Bunu yaparken hiç bir maddi beklenti içine girmeyerek, yeri geldiğinde kendi maddi imkânlarımla var olan sorunları çözümü için mücadele ettim.
Gazetecilikle yetinmeyip, stk’larda görev alarak sivil toplum örgütlülüğünün yani dernekçiliğin hatta siyasetin nasıl yapılması gerektiğini ortaya koymak çabamızın son örneği bir şehrin takımı olan Serhat Ardahan Spor’a sahip çıkmamızdır.
Ardahan’da Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı, İstanbul’da Ardahan Dernekler Federasyonu Başkanlığı esnasında ortaya koyduğumuz çaba ve çalışma tüm Ardahan Kamuoyunun gözleri         önündedir.
Ve bu çabaları ortaya koyarken tek amacı kendisine aydın diyen her bireyin bu görevi en iyi şekilde yapmasıdır.
Bende hep böyle bakarak mücadelemi verdim.
İstanbul’un her yerine Ardahan yazdıran ARDAFED olarak, sahaya çıkamayacak durumunda olan Serhat Ardahan Spor’u sahaya taşımam bu çabaların en son örneğiydi
49 Yaşıma gelene kadar gerek ailem gerekse bir fert olarak bu kentin tüm kurumları ile yerleşik, iş yapan, sorunlarının çözümünde el birliğine hep     açık oldum
Hiçbir siyasi partili olmadan tüm siyasilerle birlikte olmaya ve onlarla birlikte bu kentin sorunlarının çözümüne yardımcı oldum.
Ve sahaya çıkamayacak durumda olan bir takımı yeniden kurup, sahaya sürüp, yeni bir yönetme teslim ederek bir kez daha görevimi yaptığıma inanmanın rahatlığı ile gazeteciliğime, yakında onun da kongresini yapacağım federasyonun yani ARDAFED’in başkanlığıma döndüm.
Bundan sonra da ‘Aydının Görevi Önder Olmaktır!’ diyerek, taviz vermeyerek yaptığım gazetecilik mesleğimle, stk başkanlığımla bu kente, bu ülkeye hizmet vermeye devam edeceğim.
Kamuoyuna
Bir kez daha olmaz denileni yaptık, Ardahan adına görevimizi yerine getirdik...
33 yıllık gazetecilik hayatımda gelişmesi, büyümesi ve adının her yere yazılması için mücadele ettiğimiz bu süreçte lige katılamayacak durumdayken İstanbul başta olmak üzere birçok kentte ortaya koyduğu çalışmaları ile tarih yazan Ardahan Dernekler Federasyonu olarak bir kaşe ile yükünü alıp, baştan aşağıa kurup, sahaya sürdüğümüz Serhat Ardahan Spor Kulübü başkanlığımı bugün yapılan kongre de Fevzi Bozkurt ve ekibine teslim etmenin gururunu yaşadım.
Serhat Ardahan Spor Başkanlığım esnasında bizi yalnız bırakmayan, maddi, manevi destekleri ile hep yanımızda olanlara teşekkür ediyor, gerek takımın gerekse Ardahan’ın sorunları ile bana düşen göreve her zaman hazırım diyerek kamuoyuna saygılar     sunuyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.