Memleket meseleleri ve olup bitenler…

Dikkat ediyor musunuz?

Ülkemizde Anayasa değişikliği ve Boğaziçi Üniversitesi gündeme taşındıktan sonra hiç kimse, yoksulluk, yokluk ve yasaklardan bahsetmiyor.

Fiyatlar yükselmiş, mutfak yanıyor, çarşı-Pazar’a girilmiyor, çitçi, köylü, esnaf perperişan kimsenin umurunda değil.

Varsa yoksa Boğaziçi Üniversitesi’nin gençleri terörist mi değil mi?

Devlet yöneticilerimizden bazılarına göre Anayasal haklarını kullanıp hakkını arayan ya da savunan kırmadan dökmeden, yıkmadan yakmadan protesto eyleminde bulunan ülkemizin gençleri bilumum bilinen terör örgütü mensubuymuş.

Hatta bazılarına göre, bu gençler nereden bizim oluyormuş,. Bunlar terörist olduğuna göre yılanın başı küçükken ezilmeli ve yok edilmeli imiş.

Gözaltına alındılar, günlerce Emniyet Müdürlüğü’nde ifade verdiler sonra adaletin huzuruna çıkarıldılar ve yargı bu gençlerde terörist bulamadı ve göremeden hepsini serbest bıraktı.

Demek ki, gençlerimiz terörist değilmiş.

Boğaziçili gençlerimizden Oğulcan Gültekin, Gülru Turhan, Mustafa Özer, Ege Selçuk, kendisiyle bazı densizlerin alay ettiği Şeyma Altundal, Ali Cebe, Olcay Atik ve Beliz İnce tüm öğrenci arkadaşları adına , “Bu ülkenin evlatlarıyız. Buranın çocuklarıyız asla terörist değiliz” dediler.

Boğaziçi nin hikayesi

BU üniversite birden çok özellikleri ile bilinmektedir. Boğaziçi Üniversitesine yapılan sınavlarda yüzde bir arasına girenlerden seçilmektedir. Buna karşın üniversite dünya genelindeki sıralamada 600 ler arasında olması dikkat çektiğinden bu durumu ile sorulup, soruşturulması gerekmektedir.

Bilindiği gibi, bir zamanlar üniversitelere başörtüsü ile girilmezken. Boğaziçi Üniversitesinde bu konu hiçbir zaman dikkate alınmamış ve uygulanmamıştır. . Öğrencilerde dil. Din, ırk, inanış, sağcı, solcu, ülkücü, muhafazakar yani siyası görüş ve tandaslar farklı olmasına karşın hiçbir öğrenci bir başka arkadaşını , “Sen neden şucusun, bucusun” diye sorgulamamış ve sorulmamıştır. O gün bu gündür bu durum aynen sürmektedir.

Üniversiteye kendi öğrencilerinden başkası girmediğine ve her giren kimlik göstererek girdiğine göre, Öğrenciler arasına provokatörlerin nasıl girdiği ayrıca dikkat çekmektedir.

Güvenlik görevlilerimiz harici öğrencileri neden içeri sokmuştur? Onlara müsamaha mı yapılmıştır ki, öğrencileri tahrik etmiştir?

Cumhurbaşkanı yetkisi gereği bu güne kadar bildiğim kadarıyla 53 üniversiteye rektör atamıştır. Bunların arasında İTÜ, ODTÜ, Yıldız, Akdeniz, Ankara, Atatürk, Hacettepe gibi önemli üniversitelerimiz var.

Dikkatimi çeken Cumhurbaşkanı bu üniversitelere atamalar yaparken, ses seda çıkmıyor, tepki verilmiyor da, neden Boğaziçi’ne atama yapılınca tepkiler çığ gibi büyüdü anlayamıyorum.

Burada mesele Melih Bulu’nun yeterli olup olmadığı, eskilerde AKP’den aday adayı olması tartışılması gereken ayrı bir konu, O zaman daha önce atanan rektör ve Dekan atamalarına bakıldığında aynı durumla karşılaşıldığı da açıkça ortada duruyor.

Yine 26 Hukuk Fakültesi Dekanı’nın hukukçu olmadığı ayrıca tartışılması gereken bir konu değil mi?

Anayasa tartışmaları

Başta da belirttiğimiz gibi, yokluk, yoksulluk, pahalılık ve işsizliğin konularının ön planda olduğu günümüzde, önceleri hukuk ve ekonomi reformu yapılacağı belirtildi. Ne hikmetse birden gündemde tartışılacak Anayasa değişikliği konusu ortaya çıktı ve başarılı da oldu. Dikkat ederseniz son iki haftadır Boğaziçi ve Anayasa değişikliği tartışılıyor.

Parlamentodaki sandalye sayısına bakıldığında hükümetin Anayasa değişikliğine yeterli sayısı yok. O zaman muhalefet partilerinden en az birinin desteğine ihtiyaç var.

Muhalefette olan partilerde Anayasa değişikliği istiyor ama, herkesin isteği farklı. Muhalefet, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin başarılı olmadığını dolayısıyla güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönülmesini istiyor. Cumhurbaşkanının tarafsız olmasını istiyor. Hak, hukuk ve adaletin tam bağımsız ve tarafsız olmasını istiyor. Kanunların üstünlüğünün sağlanmasını istiyor. Kişilerin özgürlük ve demokrasi haklarının güçlendirilmesi, seçim sisteminin değiştirilmesini istiyor. Siyasi Partiler Kanunu’nun değiştirilmesini barajın sıfıra düşürülmesini, milletvekili sayısının azaltılmasını istiyor.

Hükümet ne istediğini tam olarak açıklamadı ama, bu tartışmalar sürerken, işsizlik, enflasyon, piyasa durumları, pahalılık. Mutfaktaki yangınlar, çaresiz kaldığı için intiharlar, Pazar artıklarından yiyecek toplayan vatandaşlarımızın belirli bir süre gündeme gelmeyeceği kesin.

Hele hele, İstanbul ve ülke trafiğinin rahatlaması, trafik kazalarının azalması ve şehirler arası mesafenin azalması için yapılan yol, köprü tünel ve Avrasya tüneline yapılan zamlar hiç gündeme gelmeyecek ve bir başka polemik konusu bulununcaya kadar sürüp gidecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Dolu Arşivi