Meraklılara cevabımdır..

Evet sivri dilli olduğum doğrudur. Çünkü konu, bilerek veya bilmeyerek ülkem ve halkımın çıkarlarına ya da tarihsel şahsiyetlere verilen zarar olunca sessiz kalmak pek tarzım değildir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu gazi Mustafa kemal Atatürk’ü sevdiğim kadar, O'nun ilke ve inkilaplarına, bu memlekete ve millete üç kuruşluk faydası olmayan gereksizler tarafından hakarete varan eleştiri yapılmasına bir o kadar uyuz olurum...

Bunun yanı sıra Atatürk’e sözde bağlılıklarını her yer ve zamanda dillendirerek dünyada 700 yıl hüküm sürmüş büyük bir imparatorluğu sevmeyi gericiliğin timsali sayan ama Alpaslan’ın girdiği Anadolu’da veya Fatih’in fethettiği İstanbul’da arsızca yaşayan tarih bilmez cahillere ise söyleyecek söz bulamıyorum.

Çünkü Atatürk’ü adeta Osmanlı düşmanıymış gibi empoze etmek Atatürk’ü tanımamak anlamamaktır . Bütün bunların aksine Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, imparatorluğun okullarında okumuş ve imparatorluğun zaferi için Balkanlarda, Trablusgarp’ta, Çanakkale’de savaşmış büyük bir kahramandır.

Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ise asla esir yaşayamayacak olan Türk Milletinin küllerinden doğmasıydı. Buna önderlik yaptığı ve bugün Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nde özgürce yaşayabildiğimiz için her vatansever ATATÜRK’e minnet ve şükran borçludur.

Toplumları şekillendiren temel unsurların başında kendilerine ait tarihi ve kültürel öğeler gelir. O kültürel unsurlar toplumlar içinde bağlayıcı ve kalıcı bir sözleşme var gibi kuşaktan kuşağa aktarılır. Bunun açıklaması ise, “ günümüzün geçmişiyle olan tarihi bağ’ından başka bir şey değildir.

Tarihi bu günün şartlarında düşünüp eleştirmek ise ucuz kahramanlıktan öteye gidemeyecek saçma ve mesnetsiz bir davranış biçimidir..

Toplumlardaki bazı cemiyet hareketlerinde içselleştirilmiş davranış ve duygu biçimleri de olabilir. Bu hareketin de kendi geleneklerinden taşıyıp getirdiği bambaşka bir değer yargıları vardır. Buna Milli şuura dayalı kavram, Halkçı karakter, Yaşam ve eylem bilinci, Teşkilat hiyerarşisi ve en önemlisi Ahde vefa da denilebilir.

Vefa; sevginin, dostluğun ve kardeşliğin bağrında yetişir. Bu yüzden sözlükte vefa kelimesi ile ilgili, “sevgi ve dostlukta sebat etmek” anlamını da görürüz.

Vefa, verdiği sözden dönmemektir. Vefalı insan, herkesin güven ve emniyet duyduğu kimsedir. Onun karakterinde yalancılık, döneklik ve kalleşliğin izine rastlanmaz. En zor anlarda bile ahde vefalı davranır.

ahde vefa” yaratılışta, Yaratıcıya verilen söz ve Türk milletinin tarihi vazifesine sadık kalmak kadar geçmişte verilen mücadeleyi, mücadele edenlere karşı duyulan şükran hissini de akıllara getirmektedir.

Yaklaşım yersiz de değil. Vatanseverlik öyle olmalı. Geçmişine ve o geçmişi inşa edenlere karşı bir hürmet duygusu yaşatmalıdır yüreğinin derinliklerinde.

Sonuçta vatanseverler, kendi geleneklerinin içinde bu anlayışı gizli bir sözleşme gibi diri tutmuş ve şuurlu bir aktarımı sağlamıştır.

Çünkü onlar, vatanseverliği, ayrı siyasi fikirler içinde bile olsalar, dün bugün çizgisinde yarınlara ait bütün soruların cevabını ihtiva eden bir yaşam ve eylem tarzı olarak görüyorlardı.

İşte dün vefalı davrananlar; bu şuuru, inandıkları dava adına hiç yüksünmeden, bir karşılık beklemeden, “desinler” basitliğine düşmeden, duruşunu ve mücadelesini de davasına olan inancına göre şekillendirdiler.

Günümüzde yaşananlar da yine ahde vefa şuuru ile aşılacaktır.

Çünkü Türk milletinin buna çok ihtiyacı var.

Çünkü, Türk milletinin duyarlı vatanseverlik hareketi, “Sevgi, birlik, beraberlik, kardeşlik duyguları ve şuuru içinde, topyekûn tek bir kalp, tek bir yumruk olarak; her türlü emperyalizme, her türlü bölücülüğe, baskıcılığa, zorbalığa, haksızlığa, zulme, işkencelere karşı; el ele, omuz omuza, kafa kafaya, gönül, gönüle vereceği, tüm değerlerimizin merkezi, yegâne ümit kapısı olarak gördüğü unutulmamalıdır.

Her ne yaşanırsa yaşansın…

VESSELAM

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Remzi Tanış Arşivi