Mükemmel rolleri

Modern yaşamın en önemli özelliklerden biri bireyin özgürleşmesiyse neden bizler özgürlük içinde bu kadar mahkum hayatı yaşıyoruz? Kentin kalabalığı, ekonomik ve sosyal yaşamı, çalışma hayatının yoğun temposu, durmak bilmeden akan trafik, korna sesleri, baskıcı koşullar gibi sürekli dış uyaranlar tarafından stres altında yaşam devam ediyor. Maruz kaldığımız uyarıcılara tepki vermeyi bıraktığımız gibi yüreğimizin sesini de duymaz olduk.

Modern yaşamda sahip olduğumuz tüm rollerimizi başarı ile yerine getirme hırsı içinde kendimizden uzaklaşıp nasıl yalnızlaştığımızın farkında mıyız? İş yerinde en mükemmel çalışan, evde en mükemmel anne baba, okulda en mükemmel öğrenci ve daha nice rolleri mükemmel oynamak için ne kadar çok çaba sarf ediyoruz. İnsanları kim olduğuyla değil, nelere sahip olduğu zamanın en önemli sorusu. Toplumsal değerlerin ve emeğe saygının yitirildiği, insan ilişkilerinin temelinin duygusallık ve samimiyet yerine paraya dayanıyor olması sebebiyle aklımızdaki tek sorunun “kaça?” olması günümüzün tek gerçeği değil mi?

Horoz sesiyle güne başlayıp güneşin batışıyla günü bitiren insanlardan, anlamsız bir koşturmaca ve yetişme çabası içinde saatten gözünü ayıramayan insanlara dönüştük. Günümüz şartlarında pek çok şeye ulaşılabilirlik ne kadar kolay olsa da doyumsuz ve bir o kadar duyarsızlaştık. Bugün kahrolarak karşıladığımız bir haberi ertesi gün unutuyor hiç bir şey olmamış gibi kaldığımız yerden devam edebiliyoruz. Komşusu açken tok yatmayı kendine zül sayan bir toplumken, varlığını herkesin gözüne sokmakta sakınca görmeyip övünen, yoksulluğu utanç sayan bir toplum olduk.

Modernleşmek, kentlileşmek özgürlüğü beraberinde getirirken vicdanımızı hatta insanlığımızı mı yok etti. Diğer insanlarla olan gönül bağımızın kopması, sadece kendimizden sorumlu olduğumuz bir yaşam sürüyor olmak, duyarsızlaşmak mı bizi özgürleştirdi.

Diğer yandan teknolojik gelişmelerin getirdiği özgürlük ile sanal ortamda sosyalleşirken gerçek hayatta asosyal bir varlık olarak yaşıyoruz. Sanal ortamda gerçek dışı oluşturulan kimliklerle yaratılan sahte kişiler dilediği kişiye dilediği şekilde hakaret edebiliyor, ahlaksız mesajlar gönderebiliyor, tehdit edebiliyor. İletişim biçimimiz kökten değişime uğradığı gibi duygu paylaşımımızda yok oldu. Acımızı da mutluluğumuzu da sanal ortamlarda paylaşmak, kaç beğeni aldığını ve kaç yorum yapıldığını kontrol etmek en temel iletişim becerimiz oldu. Sosyal medya da paylaşma tutkumuzla en değerli anlarımızı nasıl heba ettiğimizi görmüyoruz. Her şeyi sadece göstermelik yaşıyoruz. Mutsuzken mutlu pozları veriyor başkalarına dürüst olmayı geçtim de kendimize bile dürüst olamıyoruz. Sanal da çok kalabalık arkadaş gruplarına sahip, gerçekteyse yapayalnız bireyler. Yaman çelişki içinde öfkesini, hırslarını, gösterişli yaşam tutkularını körükleyen, içi geçmiş ve boş vermiş davranışlarla yabancılaşan bireyler…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Savaş Atak Arşivi