Nebati'yi üzmemek lazım

Geçtiğimiz günlerde iş dünyasının ileri gelenleriyle bir araya gelen Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati faiz ve döviz konusunda yaptığı açıklamalar sırasında şöyle demiş.

Bu model tutmazsa üzülürüm. Çünkü ya kahramanı olacağım çocuklarımın ya da boynu bükük bir şekilde eve döneceğim ve onların da boynunu bükmüş olacağım.”

Model dediğinden de ne anlarsanız hadi!

Kimi zaman Çin modeli, kimi zaman Kore modeli diye lanse edilmeye çalışılan ama Nebati’nin ısrarla yerli ve milli bir model dediği ekonomik modelin geldiği nokta da ortada.

Babadan zengin, binlerce işçinin çalıştığı fabrikaların sahibi bir patron olarak elbette çocuklarının boynu bükülsün istemezsin.

Kağıt toplayan çocukların boynu zaten doğrulmuyor.

Evine ekmek götüremeyen emeklinin, açlık sınırının altında çalışmak zorunda kalan, çocuğuna iki tane muzu götüremeyen işçinin, hastasına ilaç alamayanların çocuklarının boynu hep bükük zaten.

Tarladaki traktörü haczedilen çiftçinin, vergi, sigorta borcu altında ezilen esnafın, üretemeyen, ürettiğini satamayan köylünün çocukları ne halde biliyor musun sayın bakan?

SEN ENFLASYON ALTINDA EZİLİRSİN, BEN TÜM VARLIĞIMI KAYBEDERİM…”

Diye buyurmuş Nurettin Nebati.

Korkma sayın bakan, biz değil ezilmek, açlıktan ölsek de sen hiçbir şey kaybetmezsin.

Türkiye de şimdiye kadar ekonomik gerekçelerle ne iflas eden patron, ne de iflas ettiği için fakirleşen birine rastlanmamıştır.

Olan o patronların fabrikalarında çalışan emekçilere, onların ailelerine olur.

Onların çocuklarının boynu bükük kalır.

Biz toplum olarak her türlü fedakarlığı yapar, seni asla üzmeyiz.

Bitersek hep beraber biteceğiz” demiş sayın bakanımız.

Sizler zaten bitmezsiniz de bizim de bitmeye hiç niyetimiz yok.

Cumhuriyet tarihi boyunca çok krizler gördük, çok darbeler yaşadık.

Çok baskılara uğradık, işkencelerden geçtik.

Aç kaldık, açıkta kaldık ama bitmedik sayın bakan.

Bizler gerektiğinde küllerinden yeniden doğarız.

Her türlü zorbalığa, haksızlığa, hukuksuzluğa, yolsuzluğa ve de yoksulluğa rağmen bizim ne başka gidecek bir yerimiz ne bitme lüksümüz var.

Sizlere inat yaşamaya devam edecek, bu ülkede gerçek anlamda bir demokrasiyi var edene, çocuklarımıza aydınlık bir gelecek sağlayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

En sonunda içinde yaşadığımız sıkıntıların nedeninin dış güçler değil, yönetenlere duyulan güvensizlik olduğunu kabul ettiğiniz gibi, bu ülkenin gerçek sahiplerinin o boynu bükük çocukların anaları, babaları olduğunu, egemenliğin kayıtsız şarttsız millete ait olduğunu kabul etmek zorunda kalacaksınız.

Hazinenin başında bir patron, Milli Eğitimin başında özel okul sahibi, Sağlık sistemi Özel hastane sahibine teslim edilmiş. Turizm Bakanı turizm şirketleri olan biri.

Durum böyle olunca memur, işçi zor durumda, esnaf perişan, çiftçi darda, gençler işsiz, öğrenci yurtsuz kimin umurunda.

İşçi, memur, emekli geçinemiyor diye sokağa çıkıyor anladık da küresel bir salgın sırasında kendi hayatları pahasına halkımızın sağlığı için fedakarca çabalayan sağlık emekçilerinden ne istiyorsunuz?

Çarşamba günü Türk Tabipler Birliği öncülüğünde tüm sağlık emekçileri iş bırakacaklar.

Şimdiye kadar binlerce tıp doktoru yurt dışına gitmiş.

Fırsatını bulsa daha binlercesi gidecek.

Gençlerin bırakın umudu, hayalleri bitmiş.

Sanki duyar gibi oluyorum.

İçişleri Bakanı “ Bunlar terör örgütü militanı ya da iltisaklıdır “ diye bağırıyor.

Enflasyon almış başını gidiyor, Türk parasının değeri yerle yeksan olmuş, Türkiye İstatistik Kurumu rakamları saklıyor.

Mecliste bütçe görüşmeleri adıyla bir tiyatro oynanıyor, yasamanın tüm yetkileri elinden alınmış, yargıda siyasetin baskısı, insanların adalete güveni kalmamış.

Tüm bu sorunların içinde bari Nebati’yi üzmeyelim.

Sonra çocuklarının boynu bükük kalır.

Onlar alışık değildir

Dolmabahçe’de Nebati’yle yaptıkları toplantıdan gözleri parlayarak! çıkan iş dünyasının temsilcilerinin de çocukları var.

Yazıktır onlarında boynu bükük kalmasın!

Torunlarımızı bile borçlandırarak gitmek yok!

Çocukları elbet koruyacağız ama sizler yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi