Ağır derecede kimlik bunalımı yaşıyoruz. Zillet, illet, terörist, gibi laflar yükselip duruyor meydanlardan. Miting alanlarında 100 gr.çayı, bez torbayı kapmak için kavga eden insanları izlemekte çok canımı acıtmaya başladı. Hele bütün yapılacak işlerin”mart’tan sonra”yapılacak olması da ayrıca düşündürücü! Neyse ki sayılı günler kaldı seçimlere, yakında bütün bunlar bitecek ama bu seçimlerden sonra bizi neler bekliyor olacak? Son seçimlerden bugüne kadar ne yapıldı ona bakmak lazım!
***
Bugün ne düşündüm biliyor musunuz? Hepimiz bazen hayal kuruyoruz, imkanımız olsa şurada yaşasak, burada yaşasak diye...Bu yerlerden; Çanakkale, İzmir, Eskişehir, Muğla, Aydın gibi iller başı çekiyor. Sizce bu yerlerin tercih edilmesinin sebebi ne? Elbette ki yaşam kalitesi ve kolaylığı! Bir ili, ilçeyi yaşanılır hale getiren, insanların eksikliklerini bilip onları gidermeye çalışan seçilmiş idareciler ve yöneticiler değil mi? O nedenle adayların çalışmalarını değerlendirerek oy vermenizi tavsiye ederim. 
***
Bakın mesela Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu. Sağından, solundan hangi ideolojiye sahip olursa olsun, herkes hayran ona...Öyle güzel şeyler yapıyor ki, “sırf ona oy vermek için bende oyumu orada kullanmayı düşündüm” diyenler bile sayıca fazla... Hangi belediye binasına bilanço asıldığını gördünüz bugüne kadar? Daha önce böyle şeffaf bir yönetime tanık olmadım. Yapacaklarını, yapmak istediklerini anlatırken bu kadar heyecan duyan insanı az gördüm. Konuşuyor;”o bölgede mercimek olur, burada nohut olur...”Kendi adıma gönülden tebrik ediyorum ve daha büyük başarıların içinde olmasını diliyorum. 
***
Yaşanacak şehirlerden biri de Eskişehir. Bir kaç ay önce, bizzat gidip gördüğüm için ve orada yaşayan insanlarla konuştuğum için gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki, Yılmaz Büyükerşen gibi bir başkan, bir il için büyük şanstır. Şehrin her yerinde kültür var, sanat var. Avrupa’da medeni bir şehir geziyor gibi hissediyor insan. Zaten incelerseniz göreceksiniz, en çok turist ağırlayan şehirlerden biri oldu Eskişehir...Çanakkale, İzmir ve Aydın’da neredeyse tüm yazımı geçirdiğim için oralardan bahsetmeye gerek bile görmüyorum. Artık karar sizin!
***
Daha önceki yıllarda böyle yerel seçime gidildiğini hatırlamıyorum. Belediye Başkanı adaylarından çok Genel Başkanlar meydanlarda. Yerel mi, genel seçim mi şaşırdık. Yerel seçimler için, devlet idaresi elinde olanlar neden bu kadar vaad içinde ki? Zaten yapacaklarını yapmak için genel seçimlerde milletten icazeti almışlar ve görevdeler. Ne diye bu yapacağız, edeceğiz lafları? Elinizi tutan mı vardı?
***
Yerel seçimleri adaylara bırakıp, esas meselelerle ilgilenilse artık diyorum. Enflasyon tek haneli rakamlarda diye yayınlar yapılıyor yandaş kanallarda. Rakama mı bakalım, cebe mi? Bakan göreve geldikten kısa bir süre sonra açıklamıştı ve bütün işadamları alkışlamıştı.(Bir tek ben anlamamıştım o ayrı tabi). Daha sonra 100 gün bekleyin dediler, süre dolmadı mı daha acaba düşünüyorum? 
Başka sormak istediklerim de var. Mesela; Eğitimde neler yapılacak? Fetö gibi örgütlerin yeniden yapılanmaması için ne tedbirler alındı? Böyle yapılanmalar takip edilebiliyor mu? Çünkü bunca zamandır bu konuda hiç birşey duymadık! 
Sağlık sistemindeki sorunlar giderilecek mi? Çiftçinin hali, tarımla uğraşanın hali ne olacak? Mutfak yangınına çare var mı? İşsizlik verileri açıklandı, memnunlar mı? İstihdam sağlanacak deniliyor da, koca koca şirketler kapanıyor. Basın özgürlüğü? Dış ilişkiler?... 
***
Bu arada şunu mutlaka belirtmeliyim. Seçim programı süresince sadece, gazetelerde boy boy grup erkek fotoğrafları görmekten içim karardı. Tamam siyah-beyazı çok severim ama bu kadar renksizlik siyasette sıkıcı. Yemeklerde, davetlerde, toplantılarda, açılışlarda sırf erkekler var. Kadınlar ne zaman yer alacak siyasette, ya da kadınları ne zaman yönetimin içine dahil etmeye başlayacaklar çok merak ediyorum! 
***
Sevgiyle kalın