Neyse halim çıksın falım

Bir arkadaşımın oğlu, babasına facebook hesabı açmış. Ali amca oturmuş bilgisayar başına memlekette kaç Malatyalı varsa eklemiş. Sonra albümlerde ne kadar fotoğraf varsa sayfasına da yüklemiş. Sayısı yaklaşık 500 kadar... Gündüz oturuyormuş bütün gün kim nerde, ne yapmış takip ediyormuş. Onunla da yetinmiyor, mutfakta iş yapan eşi Ayten Abla’ya sesleniyor durmadan; “Hanım koş bak bak, Mahmut emmilerin kızı evlenmiş, oğlu yurtdışına gitmiş” falan...
Benim annemle babam da cep telefonuna zor adapte olanlardan. Belki de olmadılar daha emin değilim. Eski tuşlu telefonlar var ya hani kütük gibi, beş parmağımızla okşayamıyoruz diye çöpe attıklarımızdan. Sadece onu kullanabiliyorlar. Bu telefonla bu kadar komedi yaşıyoruz, akıllı telefonu kullanmayı öğrenirlerse WhatsApp işi falan... Yok yok düşünemedim, umarım olmaz. Abartmıyorum inanın az bile söylüyorum çünkü her ay “pik kodu, pin kodu” peşinde koşuyoruz. Lakin telefon yanlışlıkla kapandımı açamıyorlar. Mesaj kutusu sürekli dolu, artık nereye basıyorlarsa, bilmem kimden cilt bakımı, yemek tarifleri vs. dolu. Her buluşmamızda oturup temizliyoruz. Zaten telefona kontör yüklemeye gittikleri zamanlarda ayrı macera. Telefoncu bıkmadan usanmadan ”bu telefondan köyde birinde daha var” diyerek, telefona uzaylı muamelesi yapıyor.    
***
Bir gün oturuyoruz annem, ablam, ben. Muhabbet güzel, kahveleri içtik. Fal da baksak tam olur yani. “Neyse halim, çıksın falım” diyerekten kapattık fincanları neyse, soğudular. Annem dedi ki; ”Kim bakacak fala?” Dedik bir bacı var telefonda ona yollayacağız. “Benimkini de yollayın” dedi. Bir baktım içeri gitmiş o kütük telefonu almış geldi masaya koydu. Bir süre baktık öylece... “Anne, ondan fal yollanmıyor, internet yok, kamerası yok!” Anlamıyor tabi, bizimkinden gidiyor da ondan neden gitmiyor... Neyse, kendi telefonumdan yollarım dedim, fincanı açtım, fotoğrafları çektim. “Anne dedim, doğum tarihini tam olarak söyle bakayım”. Annem başladı anlatmaya, annesi demiş ki o doğduğunda gündöndüler toplanıyormuş, tepeleri kesiliyormuş... Her şey geliyor ama doğum tarihi gelmiyor bir türlü. 
”Tam yollayacağım bilgileri girdim, o da ne? Annemin yaşında fal olmuyormuş. Bacı, 60 yaşına kadar sınırlandırmış falları. Al sana bir kaos daha! Nasıl anlatacağız bunu şimdi kadına? Aaa anne dedim bu 65 yaşına kadar bakıyor, sana bakmıyor. İlahi, kadın ne dese beğenirsiniz? ”Sen ona yaz deki, ama hiç yaşını göstermiyor.” 
*** 
Bu örnekleri elbette daha çoğaltabiliriz. Cep telefonları ve internet hayatımıza girdi gireli ortalık epey şenlendi. Bundan 10 yıl öncesine kadar orta yaşlı insanlar pek anlamazdı bu işlerden, fakat gençler çocuklar bu nimetten vazgeçemeyip, evdekilerin söylenmelerine maruz kalınca, çareyi büyüklerine internet kullanımını öğretmekte buldu. Herkesin bir facebook sayfası, twitteri, instagramı oldu. Facebook kurucusu Mark Zuckerberg, okul mezunları sayfası niyetine hazırladığı programın buralara gelebileceğini hiç düşünmüş müdür acaba? 
Herkesin içinde bir sanatçı yaşıyormuş bu sayede öğrendik. Fotoğraflar maaşallah akıyor akıyor. Yemekler, eğlenceler, vs... Artık bulunduğumuz yerin tadını paylaşmadan çıkaramıyoruz. Ne yapalım, koyun tabi mutlu oluyorsanız ama ne olursunuz bitmiş yemek tabağı fotoğrafı koymayın zira midem kaldırmaz oldu. Bakalım teknoloji daha ne kadar ilerleyecek, bir süre sonra hızına yetişemeyip gelecekte biz de böyle komik durumlara düşeceğiz sanırım.
***
Son günlerde de soy ağacı öğrenme muhabbeti çıktı. Hepimiz merak içinde yüklendik e-devlete, çökerttik sayfayı. Haberlerin altında yorumlara bakıyorum. Haberin altında ”soy ağacı”, “e-devlet”, “sonuç”, “soyumu bul” gibi talimatlar var. 
Çok eğlenceli, çok... Hala nereden geldiklerini öğrenmek için bekliyorlardır sanırım. Bu gazetelerde işlerini doğru düzgün yapmıyorlar ki, ne diyeyim... 
Sevgiyle kalın
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi