Erol Sırrı Yolcu

Erol Sırrı Yolcu

Oğlum evleniyor!

Bu aralar tuhafım, tenime hafifçe Haziran güneşi değerken, içimde Eylül rüzgârı esiyor.

Oğluma soruyorum, “Ne zaman evleneceksin” , “Önümüzdeki 10 yıl içinde böyle bir konum yok” diyor.

Benzer cümleyi bir yerden hatırlıyorum. Ona da inanmamıştım. Sana da inanmıyorum” diyorum.

Diğer taraftan da hak veriyorum. Dört yıllık eğitimi sonrası sevdiği ile yuva kurmaya kalkışsa aldığı maaşla ev kirasını nasıl ödeyecek?

Kira mı?

Bir mülkün, konutun, taşıtın ya da benzeri herhangi bir şeyin, sahibi tarafından, süreli ve belli bir bedel karşılığında, başkasının kullanımına verilmesidir.”

Yani olmayan, olandan kiralıyor. Her iki tarafta memnun.

Bir dairenin değeri, kira gelirine göre belirlenir. Yani kiranın misyonu önemli...

Anladınız, sizlerin de sürekli “şu kira konusunu da yazar mısınız?” dediğiniz son üç yılda birden artan kiralar bedelleri…

Mevzuu kimin yükselttiği değil. Kimin “dur” diyeceğidir.

Durumdan, emlakçı ve satan dışında memnun olan yok. Kiracılar, yazdan çıkıp birden kışa girmiş gibi hüzünlüler.

Hâlbuki Eylül ayı çok güzeldir. Okullar açılmış, geçim derdi olmayan çocuklar şen, Turşuluklar dahi hazırdır.

Birde şu kiralar artmasa iyi idi. Bırakın kiraların artmasını, kiralık daire yok. Maşallah herkes satıyor.

Bina 30 yıllık, içi dışı dökülüyor, yan dairedeki horlasa duyuyorsun, neymiş efendim ulaşım sorunu yok. Yahu yakın olmayan da aynı fiyata kiralıyor.

Kentsel dönüşümü ve yüz yüze eğitimi bahane ederek fiyat yükseltiliyor. İnandırıcı değil. Kimse bu durumda fetva vermiyor. Dil, bunun hesabını verecektir.

Sayın aile bakanlığı, aileler perişan halde, gençler kiralar nedeniyle evlenemiyor. Aileler perişan, baba üzgün, anne çaresiz, çocukların hayalleri yok. Anlamsız kira artışlarına duyarsız kalmış olmanızı anlayamıyoruz.

Kiracılar oy veriyor. Vergilerini, faturalarını ödüyorlar. Yani maaşlarınızı onlar ödüyor. Kollamak, korumak sizin birince görevinizdir.

Sormak isterim, en düşük kira iki bin 500 TL’den başlarken, bu kiraları ödeyecekleri maaş veriliyor mu?

Şunun şurasında çok olmadı iki veya üç yıl öncesine kadar, camlarda “KİRALIK” yazardı. Kiracılar seçmekte zorlanırdık. İnce eleyip sığ dokunurdu. Ne kadar bencilmişsiniz. Siz misiniz bencillik yapan, şimdilerde her yerde “SATILIK” levhaları var.

Etkenlerden biride Araplar.

Hayda yine mi Araplar demeyin. Adamlar da dolar, bizde fiziği özellikleri tam olmayan konut bol.

Rayiç bedelden bastırıyor doları alıyor. Kiralık daireler azalınca rakamlar yükseliyor. Yalan mı yani.

Aracı olan emlakçı esnafına sorsanız, bırakın oturmasını, yatırım için dahi bu fiyatlara almazlar.

Oğlum evlenecek yine hortladı.

Bilirsiniz, daha fazla kira alabilmek için 80’li yıllarında ev sahipleri, Oğlum Almanya’dan gelecek ya da oğlum evlenecek evi boşaltın derlerdi.

Yine hortladı. Birkaç kirada dairesi olan yurttaş bir araya gelince aralarında şöyle diyalog geçiyor.

  • ne kadar kira alıyorsun” ,

  • bin lira”,

  • oooo ne yapıyorsun, çok az, piyasası düşürüyorsun”

Azarı işiten dayanıyor kapıya, “Oğlumu evlendireceğim. Ay sonu boşalt”

  • İyi de beyefendi senin oğlun yok “

  • kızım diyecektim”

  • Efendim kızınız 2. çocuğuna hamile”

  • Olsun sen boşalt.“

Bu mu adalet, bu mu Müslümanlık?

Komşusu aç, iken tok yatan hani bizden değildi.

Kimse size bedava verin demiyor. Ederinden fazlasını istemekte olmuyor.

TBMM, Aile bakanlığı nezdinde anlamsız “kira artışını” şiddetle gündeme almalı ve dahi bu gidişata dur demelidir. Zira yurttaşın ucuza kalacağı lojmanları yok.

Hayırlı, duasını almak isterler diye düşünüyorum.

Aile bakanımız, unutmuş ise hatırlatalım, kiracılarımız, asgari ücretli, emekli, işçi, memur olarak Türkiye nüfusunun yarısından fazladır.

Ve onlar bilinçsizce artış yapan kat maliklerinden de fazlalar.

Pandemi de dahi, yıllık artışlarını yapmış, aksatmadan kiralarını ödemiş iyi yurttaşlardır.

Eğer ev sahibi evinden çıkartma yönünde taciz ederse, huzur ve sükûnlarını bozmak gerekçesiyle kanunun 123'üncü maddesi uyarınca savcılığa suç duyurusunda seve seve bulunurlar. Bu hakları her zaman bakidir.

Derdim bağcıyı dövmek değil, Eylül ayında hep birlikte üzüm, peynir ekmek yemek..

Sorunum, gençler evlensin, bizde torun sevelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sırrı Yolcu Arşivi