Özbekistan görülmeye değermiş

2021 Temmuz ayı.

Hava Türkiye'de 30-35 derece.

Özbekistan'da 45-50 derece.

Ve biz kalktık ata topraklarımıza yol aldık.

Tam beş gece – iki gecesi uçak yolculuğu ve sokakta- üç gece ayrı ayrı otelde ayrı ayrı kentte konakladık.

Beş gündüz gezdik, dolaştık, yedik, içtik, sıcakladık.

Şöyle söyleyeyim. Uçakla Semerkant'a indik, 2,5-3 saat yolculukla otele geçtik. Karşi kentine.

Gün boyu sıcak havada gezdik. Tarihi yerleri gördük.

Akşam yemeği için Şehri Sebz iline 2,5-3 saat mesafeye gittik.

Aynı mesafe ve aynı yolu geri gelerek otelde kaldık.

Ertesi gün 3,5-4 saatlik yolculukla Buhara'ya geçtik.

Orada konaklamadan 4-5 saat yolculuk ile Semerkant'a geçtik.

Burada konakladık ve ertesi gün 5-6 saatlik yolculukla Taşkent'e geçtik.

Aslında beşinci gün 6-7 saatlik yolculukla Türkistan gidiş dönüşü vardı ama iptal ettik.

Anlayacağın 20-25 saat araçla, sıcak havada, Özbekistan'ın henüz tam asfalt olmayan yollarında yolculuk yaptık.

*

Özbekistan gezimizle ilgili kısa bir bilgilendirmeden sonra, gezdiklerimizi, gördüklerimizi, yediklerimizi, içtiklerimizi sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Önce gezinin amaç ve kapsamını izah edelim.

Maltepe Belediyesi ile Özbekistan’ın Kaşkaderya şehrinin yönetim merkezi olan Karshi Belediyesi, kardeş belediye protokolü imzalamak için program yapmış.

Biz de Türkiye'den 4 basın mensubu olarak bu protokole şahitlik ettik.

Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ile Karshi Belediye Başkanı Normumin Kholboev kardeşlik protokolüne imza atarken yaptıkları konuşmalarda, iki ülke halkları arasında daha fazla diyalog ve kültürel iş birliği sözü veridiler.

Kardeşlik sınır tanımaz

Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, "Dostluk ve kardeşlik sınır tanımaz. Maltepe olarak elimizin uzandığı her yere dostluk ve kardeşlik köprüleri örmek istiyoruz. Bundan sonraki süreçte Karshi Belediyesi’nden kardeşlerimizi İstanbul’da, Maltepe’de ağırlayacağız. İki ülke arasındaki kültürel iş birliklerinin, dostluk bağlarının gelişmesine vesile olmak istiyoruz."

Ali Kılıç’a teşekkür eden Karshi Belediye Başkanı Normumin Kholboev ise "İstanbul’dan gelen dostlarımız sayesinde farklı alanlarda, farklı kültürlerle işbirliği konusunda çalışmalarımız devam edecek. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’a ve beraberindeki misafirlerimize ziyaretleri için teşekkür ediyorum" dedi.

'Deli' oyunu bir harikaydı

Karşi'de bir de sürpriz ile karşılaştık.

Pandemiden sonra ilk defa bir tiyatro oyunu izledim.

Tiyatrocu Kubilay Erdelikara'nın yazıp yönettiği 'Deli' oyununu Özbekistan'lı tiyatrocular Özbekce muhteşem sahnelediler.

Oyunun kurgusu, koreografisi, sahnesi, sunumu, oyuncuların uyumu harikaydı.

Aslında ben oyun boyunca Türkçe ve Özbekçe arasında gittim geldim.

Meğerse oyunun tamamı Özbekçe oynanmış ama ben konuşulanların en az yüzde 50'sini anlamıştım.

Artık bu güzel oyunu Türkiye'de de izlemek şart oldu.

Temel bilgiler

İpek Yolu’nun en önemli noktalarından biri olan Özbekistan resmi adıyla Özbekistan Cumhuriyeti, Orta Asya’da, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nden koparak bağımsızlığını kazanmış bir devlet. Ülke günümüzdeki yedi bağımsız Türk devletinden biri olup TÜRKSOY’un azası. Özbekistan'ın başkenti Taşkent, Rusya döneminde Moskova ve San Petersburg'dan sonra en büyük şehirlerden biriyken bugün Orta Asya'nın en büyük başkenti konumunda.

Batıda ve kuzeyde Kazakistan, güneyde Afganistan, güney batıda Türkmenistan, doğuda Kırgızistan ve güney doğuda Tacikistan ile komşu; sınırları içerisinde Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti yer alıyor.

Resmi Adı: Özbekistan Cumhuriyeti

Başkenti: Taşkent

Nüfus: 34.500.00

Devlet Başkanı: Şevket Mirzayev

Konuşulan Diller: Özbekçe (Resmi), Karakalpakça, Rusça

Para Birimi: Sum

Özbekistan dünyanın 4'üncü büyük altın üreticisi.

Çeşitli yeraltı zenginliklerine sahip ülke ayrıca dünyanın en büyük 7'inci uranyum yatağına da sahip. Ülke ekonomisinde pamuk da önemli yere sahip. Özbekistan dünya pamuk üreticileri arasında 5'inci sırada yer alıyor ve 100'ün üzerinde pamuk çeşidi bulunuyor.

Orta Asya ülkeleri arasında ilk metroya sahip olan ülke Özbekistan. Semerkand ve Buhara şehirleri tarih boyunca ilim ve kültür merkezi olmuş.

Türkiye, 16 Aralık 1991 tarihinde Özbekistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olmuş, 4 Mart 1992 tarihinde ise iki ülke arasında diplomatik ilişkiler tesis edilmiş. İlişkilerin hukuki temelini oluşturmak amacıyla bu ülke ile 90’ın üzerinde ikili anlaşma ve protokol imzalanmış, karşılıklı çok sayıda üst düzey ziyaret gerçekleştirilmiş.

Orta Asya'nın merkez ülkesi

Tarihi derinliği ve stratejik önemiyle Orta Asya’nın merkez ülkesi olarak kabul edilen Özbekistan, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra girdiği bağımsızlık sürecinde kendine özgü şartları olan bir uluslaşma dönemi tecrübe etmiş. Komünist ütopyanın uygulama alanlarından biri olan Orta Asya coğrafyası, bu ütopyanın üretmeye çalıştığı “Sovyet insanı” modelini, bağımsızlık sonrasında yeni bir kimlikle değiştirmenin sancılı mücadelesini yaşamış. Sovyetler döneminde, tüm saldırılara rağmen Müslüman halkların direnme noktasını teşkil eden İslâm kimliği, bağımsızlık döneminde yeni kimliğin ağırlık merkezi haline gelmiş, milli kimliğin inşasında İslâm’a merkezi bir rol verilmiş. Böylelikle İslâmi canlanmanın devlet tarafından teşvik edildiği bir dönem başlamış.

Özbek halkı Türk hayranı

Özbekistan'da en çok ilgimi çeken şeylerden birisi kesinlikle Türkiye ve Türk hayranlığı olması.

Gözlerinizin içine bakan Özbekler, Türk olduğunuzu öğrendikten sonra inanılmaz bir ilgi gösteriyorlar.

Hani şunu rahat söyleyebilirim.

Bizde de Batı hayranlığı var ya, sanırım Özbekler de bizi biraz batılı görüyorlar, ilgi gösteriyorlar, özeniyorlar.

Özellikle kiyafetlerimize, spor kulüplerimize, Ankara, İzmir, İstanbul gibi şehirlerimize müthiş ilgililer.

Tabi bu arada Özbekistan'ın 30 milyon halkının en az 10 milyonunun Türkiye'den yolunun geçtiğini söylersek sanırım fazla abartmayız.

Zira İstanbul'da bu günlerde en az Suriyeliler kadar Özbekistanlıları da yanı başımızda görmek mümkün.

Görkemli tarihi eserler gözlerimizi kamaştırdı

Registan Meydanı, Gur-i Emir Kalesi, Tilla-Kari Medresesi gibi tarihi mekanlar gözlerimizi kamaştırdı.

Düşünün 10 bin yıl önce dikilen kaleler, 135 metre kuleler, medreseler, saraylar dimdik ayakta ve baktığınızda görkemi ile karşınızda.

İşte onlardan üç tanesinin özellikleri:

Registan Meydanı

Orta Asya –Türk mimarlığının nadir örneklerinden birinin sergilendiği Registan Meydanı, Semerkand’ın merkezinde yer alan önemli meydanlardan biri. Geçmiş dönemde şehrin merkezi olarak kabul edilen ve üzerinde üç medresenin yer aldığı meydan, şehrin en turistik noktası olarak gösteriliyor.

Gur-i Emir Kalesi

14. yüzyıldan kalma tarihi eserlerden biri olan Gur-i Emir, Timur İmparatorluğu’nun kurucusu Timur’a adanmış bir türbe ve külliye den oluşuyor. İran mimarisinin motiflerini göreceğiniz 37 metre yüksekliğindeki türbeye, Timur hanedanının önemli üyeleri defnedilerek aile kabristanı haline getirilmiş. Turistlerin yoğun ilgi gösterdiği türbe ve külliyeyi ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.

Tilla-Kari Medresesi

1647- 1659 yılları arasında inşa edildiği bilinen Tilla Kari Medresesi, Registan Meydanı’nda yer alan "Altın Kaplamalı Medrese’" olarak biliniyor. Öğrenciler için bir külliye olmasının yanı sıra Semerkand’ın merkez camisi olarak da kullanılan medresenin, dış ihtişamı kadar iç mimarisi de görenleri kendine hayran bırakan bir güzelliğe sahip.

Emir Timur ve Özbekistan

Özbekistan'a en büyük eserleri Büyük Timur İmparatorluğunun kurucusu Emir Timur kazandırmış.

Timur'un bıraktığı imparatorluğun yaklaşık 500 yıl boyunca tarih sahnesinde kalmasına sebep, onun çok iyi bir devlet yöneticisi ve askeri deha olmasından kaynaklanıyor.

Emir Timur tarihin gördüğü en büyük askeri ve siyasi dehalardan biri olarak kabul ediliyor.

mehmet mert özbekistan

NELER YAPTIK?

Yazımın başında dedim ya.

Beş gece beş gündüz paso yollardaydık.

Ancak duraklarda oldukça zengin sofra eşliğinde yemekler yedik.

Özbek mutfağında pilav önemli yere sahiptir.

Çok sayıda çeşidi olan pilavın her yörede ayrı ve kendine özgü yapılış şekli var. Buhara, Fergana, Semerkand yöresi pilavları pişirme tekniği ve malzeme yönünden farklı. Yöreden yöreye değişen pilav yapım teknikleriyle birlikte sade, bayram, düğün, yaz, kış pilavı olarak da ayrılıyor. Pilavlar koyun eti dışında kazı denilen at eti, balık veya beyaz etleriyle de yapılabiliyor. Pilavda pirinç yerine diğer tahıl ürünleri de kullanılabiliyor. Ayvalı Pilav onlarca pilav çeşidinden biri. Kuzu ya da dana eti kullanılan yemekte pirinç, soğan, ayva, havuç kullanılıyor. Et ve ayvalar pilavın üstüne konarak yanında salatayla servis ediliyor. Özbeklerin sofrasından çikolata, tatlı, şarap ve ya votka her öğün eksik olmaz.

Hele votka içişleri bir harika. Küçük votka bardağını ağzına götüren dikmeden yarım bırakmaz. Yarım bırakanlar hoş karşılanmaz. Şarapları güzel. Eti biraz farklı yapıyorlar. Bizdeki gibi etin yanına fazla yeşil, patates v.s katmıyor daha çok taze pişiriyorlar. Ekmekleri çok zengin çeşitli ve çok güzel. Yiyecek olarak en çok ekmeklerini beğendim. At etini daha önce de tatmıştım ama bu defa fazla beğenmedim. Zaten ben yapı olarak çok fazla farklı yiyecek meraklısı biri değilim. O yüzden yiyecek bölümünde benim önerilerime takılmayın derim.

mehmet mert özbekistan

İSTEKSİZ GİTTİM!

Doğrusu Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç'ın Özbekistan gezi davetini aldığımda biraz gönülsüzdüm.

Ancak gezi sonrası iyikide gitmişim, gezmişim, görmüşüm dedim.

Özbekistanlı gazeteci Ayberk Veysaloğlu'nun tercümeleri ile birçok bilgi edindim Özbekistan hakkında.

Karşi belediye başkanı Normumin Kholboev ve başkan yardımcısı Canvar beyin kardeşliğini kazandım.

Özbeklerin doğallığına, samimiyetine, sıcaklığına, Türk sevgisine hayran kaldım.

Bir Karapapak Türkü olarak ata yurtlarımızdan birisini daha gezme keyfini yaşadım.

Tarih geçmiş hakkında bugünlere hitap eden ilimdir.

Bu günler ise yarınlara hizmet eder.

Tarihçi, filozof ve sosyolog İbn Haldun’un şöyle bir sözü vardır:

"Su suya nasıl benzerse, bir milletin geleceği de geçmişine öyle benzer."

Sonuçta kaderimizi, kimliğimizi, tarihimizi inkar etmemiz mümkün değildir.

Milyarlarca insan bu yer kürede yaşasa da bu milyarları bir şekilde birbirine bağlayan etkenler ve özellikler vardır.

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak ister Türkiye'de, ister ABD'de, Çin'de, Japonya'da yaşayalım.

Kanımız, ecdadımız, soyumuz, sopumuz Türklükten gelir.

Hele hele günümüzde dijital çağın hayatımıza geçmesi ile, orjinalliğin bozulmaması, yozlaşma kültürünün büyümemesi, dil, din, mezhep gibi kavramların benliğini yitirmemesi için tarihi geziler ve tarihi etkinlikler önemsenmeli.

Yapılmalı.

Desteklenmeli...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi