Para gücüyle diploma

Eğitim konusu bir ülkenin can damarıdır. Vatanına faydalı, ülkesini medeniyetler seviyesine taşıyacak nesillerin yetişmesi için en üst düzeyde eğitim ve öğretim sistemine ihtiyaç vardır. Bahsettiğim bu sistemi kurmak ve gerekli yatırımları yapmakta devletin görevidir. Eğer bu görevler devlet tarafından değil de veliler tarafından yerine getirilirse, o zaman eğitim sisteminin yönetimi bir anlamda velilerin eline geçer ve okul yönetiminde en fazla söz hakkına sahip olma, öğretmenlerin eğitim yöntemlerine diledikleri gibi karışma yetkisi velilere bırakılmış olur.

Okulların açılmasıyla birlikte velilerinde yakarışları başladı. Hangi veli ile denk gelsem okulların taleplerinden söz ediyorlar. Herkes çocuğunun en iyi şekilde eğitim alması ve başarılı olması için elini taşın altına koymaya hazır, ancak tüm eksikleri velilerin omuzlarına bırakmak, eğitim sisteminin işleyişi bakımından ne kadar doğru bunu düşünmeli ve tartışmalıyız.

Bizlerin zamanında okullar açılmadan önce tüm hazırlıklar tamamlanırdı. Badana boyası yapılmış, eksikleri tamamlanmış şekilde sınıflarımıza girerdik. Şimdilerde ise okullar açılıyor ondan sonra velilerden paralar toplanarak badana boya yapılıyor, sıralar, dolaplar alınıyor, tüller perdeler diktiriliyor ve bu gibi eksikler karşılanıyor…

Bu düzen ile okul idarecilerinin ve eğitimcilerin itibarlarının zedelendiğini, velilere bir yerde muhtaç bırakılarak asıl görevleri olan eğitim ve öğretim için harcamaları gereken enerjilerini, velilere eksikleri anlatmak ve toplayacakları paraların hesabını vermekle tükettiklerini düşünüyorum.

Hiçbir devlet sorumluluğu altındaki kurumunu vatandaşın eline teslim etmemelidir. Devlet vatandaşın gücünden değil, vatandaş devletinin gücünden faydalanmalı ve kendini her daim güvende hissetmelidir. Öğretmenlerimiz parasal anlamda hiçbir şekilde velilerle yüz göz olmak zorunda kalmamalı, sadece öğretmenlik mesleğini layıkıyla yapmalıdır. Ayrıca hiçbir velide okulda talep edilen tutarı ödeyecek durumu olmadığını söylerken yüzü kızarıp, başını öne eğeceği, kendini eksik hissedeceği duruma düşürülmemelidir.

Anlaşıldığı gibi devlet üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyince hem veli hem öğretmenler bu durum karşısında doğru bir ilişki geliştiremiyorlar. Bu şartlar altında da “para veriyorum dilediğim gibi davranırım diye düşünen bazı veliler okul sistemine gereksiz müdahaleler de bulunarak düzenin bozulmasına neden oluyorken, parayı veremeyen velilerse en başta çocuklarına sonra da öğretmenlerine karşı kendilerini mahcup ve yetersiz hissetmelerine neden oluyor. Benim savunduğum görüş şudur ki; eğitim her çocuk için eşit olmalıdır. Bir ülkede özel okullar arttıkça, para gücüyle diploma sahibi olan nesil çoğalacak diğer yandan üstün yeteneklere sahip, başarılı, zeki nesiller ise keşfedilmeden yok olup gidecektir. Eğitim, bir ulusun ya refah ya da sefalet içinde yaşamasının yönünü belirleyecek en kıymetli pusuladır. Geleceğe yatırım yapmak istiyorsak yollardan, köprülerden, kanallardan önce eğitime yatırım yapılmalı ki bundan yirmi yıl otuz yıl sonra diplomalı ancak vasıfsız okumuşlar ordusuna vatanın geleceğini emanet etmeyelim.

Yazımı George Pompidou’nun sözleriyle bitirirken sizleri de bu sözler üzerine düşünmeye davet ediyorum. “Kendini ulusuna hizmet etmeye adayan siyasetçiye devlet adamı denir. Ulusun kendisine hizmet etmesi gerektiğini düşünen devlet adamına ise siyasetçi.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Savaş Atak Arşivi