Parsel parsel eylemişler dünyayı

Ünlü Halk ozanı Mahsuni Şerif’in “Nem Kaldı” isimli türküsünün başlangıç dizeleri yukarıdaki sözler

Dönemin iktidarına yönelik eleştirilerini sıralayan Mahsuni şöyle demiş.

Parsel parsel eylemişler dünyayı/Bir dikili taştan gayrı nem kaldı/Dost köyünden ayağımı kestiler/Bir akılsız baştan gayrı nem kaldı.”

Bugün eskiye göre farklı mı?

Evet! Çok farklı.

Şimdi parsel parsel değil, toptan satıyorlar.

Ne kamu malı diyorlar, ne tarım arazisi, ne orman, ne sit alanı, ne özel mülk.

Bir kararnamenin başında!

Önce okuyanların çoğunun anlamayacağı dilde bir dolu yasal gerekçeler, ardından “görülen lüzum üzerine” Özelleştirme İdaresi başkanlığına devredilmiştir.

Satılan arsa ya da arazinin bulunduğu yerde yaşayan, hakkı olan ne yurttaşlara, ne de belediyelere sorma ihtiyacı duymadan “Sattım Gitti!”

İşin esasına gelecek olursak;

Bütçe açığına çare bulamayan iktidar; santralleri, değerli hazine arazilerini satışa çıkarmaktadır.

Satışa çıkarılan yerler arsında Bodrum’un en güzel yerlerinden, Bitez ve Ortakent’teki bazı araziler de var.

Bu arazilerin bir tanesi yarımadanın en yeşil alanlarından biri olan Ak-Tur sitesi içerisinde, diğeri ise Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi çevresinden başlayıp Ak*Tur tatil sitesinin batı kısmındaki boş alanla Kabakum plajına kadar uzanan bölgede yer almaktadır.

Bitez Ak-Tur sitesi içinde yer alan 29 dönüm arazi ile ilgili yapılan tüm itirazlar reddedilmiş ve söz konusu arazi Cumhurbaşkanlığının kararı ile satış sürecine girmiştir.

Ortakent’te yer alan1 milyon metrekarelik arazi için hazırlanan imar planı Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanmış olup yakın zamanda Bodrum Belediyesinde askıya çıkması beklenmektedir.

Onaylanan imar planı kapsamında 1 milyon metrekarelik arazi içinde konut, otel, ticaret, turizm ve sağlık tesisleri, okul, kreş, park ve cami yapılaşması yer almaktadır.

Bitez ve Ortakent Bodrum yarımadasında nispeten doğal yapısını korumuş; mandalina ve zeytin bahçeleri, butik otel ve pansiyonları, taş evleri, küçük lokantaları ile yeşil ve doğal kalmayı başarabilmiş nadir bölgelerindendir.

Tapu kayıtlarında arkeolojik sit, doğal sit ve mera alanı görünen bu bölgenin devlet koruması altına alınması gerekirken, devlet eliyle satılmak istenmesi Bodrum’a ve hatta ülke turizmine yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Daha da önemlisi Bodrum’da özellikle de bu bölgede yoğun bir yapılaşma, ihtiyacın çok üstünde atıl konut ve turizm tesisi stoku vardır.

Son zamanlarda artan nüfusu, bu nüfusa yetmeyen alt yapı yatırımları, trafik ve çöp sorunları, gürültü ve görüntü kirliliğiyle boğuşan Bodrum, böyle bir yükü kaldıracak durumda değildir.

Bodrum’un eşsiz koylarının, yeşil alanlarının, tarihi ve kültürel değerlerinin ticari kaygılarla yok olup gitmesine hiç kimsenin sessiz kalmaması gerekmektedir.

Başta Bodrum Belediyesi ve Başkan Ahmet Aras olmak üzere, meslek odaları, Sivil Toplum Kuruluşları ve duyarlı yurttaşların Bodrum’u yıkıma götürecek bu uygulamaya karşı tavır alması, mücadele etmesi yaşamsal önem taşıyor.

Geçmişte TOKi marifetiyle yapamadıklarını şimdi başka bir uygulamayla hayata geçirmeye çalışan iktidar adeta Bodrum’u cezalandırmak istiyor.

Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı’nın, Çevre ve Şehircilik Bakanlı ve Özelleştirme İdaresi başkanlığının bu karardan döneceklerine olan umudumuzu korusak ta, biliyoruz ki: biz sahip çıkmazsak yarın önemsediğimiz tüm değerler yarın tek tek elimizden gidecek.

Ulusal bayramlarımıza bile sahiplenmeyen iktidar; doğal kaynaklarımızı elimizden almakla kalmayıp, moral ve manevi değerlerimizi de unutturmaya çalışıyor.

Yapay gündemler oluşturarak, gereksiz polemikler yaratarak, toplumu kutuplaştırarak en fazla ihtiyacımız olan barış iklimi yok edilmek isteniyor

Öyle sanıyorum bu konulardaki duyarlılığını bildiğimiz Bodrum Kent Konseyi bu durumda da bir eylem planı hazırlayarak tüm demokrasi güçleriyle birlikte bu tehlikenin savuşturulması için bir mücadele başlatacaktır.

Bodrum da yaşama ayrıcalığını yaşayan bizler de Bodrum’u Cevat Şakir’in hayal ettiği; bir kez gelenin aklını burada bıraktığı bir kent olarak koruma kararlığını göstermek zorundayız.

Çünkü biliyoruz ki; Başka Bodrum yok.

Aksi halde Bodrum bir cazibe merkezi olmaktan çok, alt yapı, imar sorunlarıyla boğuşan, ulaşım güçlüğü yaşayan, yeşile ve doğaya hasret, yorgun, mutsuz ve umutsuz insanlar kentine dönüşür.

Gelin, görünen ve yaklaşan bu tehlikeye karşı birlik olalım.

Gelin, hep birlikte Bodrum’u yaşayan, yaşanır, sakin ve huzurlu bir kente dönüştürelim.

Bodrum’un sahipsiz olmadığını gösterelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi