Rahsa Pınar Çetinkaya

Rahsa Pınar Çetinkaya

Psikolog meslek yasası

Günümüzde toplum olarak, dünya olarak zor dönemden geçmeye devam ediyoruz. Herkes bir şeylere tutunup giderken ne kadar çok psikolog ve pisikayatristlerin kapısı çalınıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son 3 yılda psikiyatri kliniklerine 7 milyon 953 bin 651 kişinin başvuru yaptığını açıkladı. Ve bunun yanı sıra Sağlık Bakanlığı'nın Türkiye'deki antidepresan ilaç kullanımıyla ilgili açıkladığı verilere göre Türkiye'de, her 10 kişiden 1'i antidepresan kullanıyor ve antidepresan kullanımında kadınlar erkekleri ikiye katlıyor.

Birde kayıtlı olmayanlar var. Onlar farklı şekilde tedavi arayanların gittikleri uzman adı altında olanlar da bir hayli fazla. Elbette kişi tercihinde özgürdür. İster diplomalı bilim insanına gider ve isterse de diğer gruba. Peki o gruptakilere neden gidilir? Psikologların deli doktoru olduğunu düşünen hala bir garip güruh var. O yüzden farklı altarnatifler peşindeler belki de... Sürekli ne yapması gerektiğini söylemesine ihtiyaç duyan, uzaktan uyutarak rahatlamasını sağladığını düşünen vs vs bilumum çeşitli isimler var bu anlamda. Hiçbiri bir doktor kadar en basit anlatımla bir ağrı kesicinin kime nasıl fayda veya zarar verebileceğini bilemez. Sağlık bu kadar önemliyken, basite alınamaz. Bedensel ve ruhsal sağlık bilimin yani doktorların işidir.

Şöyle ki; bu bilgiler ışığı dışında, toplum olarak inançlı olduğumuz için, işi bilimin dışında olan ve kulaktan duyma "aa bak bu şuna iyi geliyormuş, sende git" gibi yol gösterenler de birçok farklı durumlarda olmuyor değil.

Örneğin birinin bir sağlık sorunu var ve kendisine karabiberin iyi geldiğini düşündü diyelim ( bu afaki bir örnektir) ve sosyal medyada yayınladı. Bu varsayımını gerçek zannederek ne kadar çok kitleye bu bilginin ulaştığını düşünün. Tehlike boyutunu da düşünün. Okuyup üfleyenlere hala gülüyor musunuz işte böyle enerjiler de gönderiyorlar. Hani rahmetli Kemal Sunal'ın üçkağıtçı filmindeki romatizmalı birinin yağmuru bilmesi sonucundaki inanç gibi...
Veya sertifika ile bazı deneyimler sonucunda bazı kısımlarda işe yaradığını söyleyenlere inananları düşünün. Beyin inanmayı seçtiyse ve inanç kısmı hemen hızlıca devreye girer ve ilimden uzaklaşarak çok daha büyük yanlış sonuçlara maddi manevi gidilmesi kaçınılmazdır. Daha sonra "aman doktor derdime bir çare" diye kapılarını çalarlar.

İşte tüm bunları bir kenara bırakarak sadece bu ilimi yıllarca teorik ve kuram olarak öğrenen doktorların mesleğinin kutsallığına saygı duymak gerekmez mi? Sertifika ile uzmanlık belgesine sahip olunarak verilen yönlerin bazen geri dönüşümleri ağır olabilmektedir.

Psikologlar, alanlarının bilimsel yetkinliği olmayan kişiler tarafından işgal edilmelerinden şikayetçi. Meslek yasası ile yalnızca psikolog haklarının değil sahte psikologlara karşı halk sağlığının da korunacağını ifade ediyorlar.

Gazetemize bu konuyla ilgili bilgi veren Türk Psikologlar Derneği Etik Kurul Üyesi Uzman Psikolog Özgün Ergin "Ülkemizde sadece psikoloji lisans programını bitirenler psikolog unvanı kullanabiliyor bildiğiniz üzere. Bir bilim dalı olarak psikoloji bilimi eğitimi üniversitelerde verilmekte ve bu 50 yılı aşkın bir süreç. Ancak ülkemizde bir Ruh Sağlığı Yasası ve bizim çıkması için mücadele ettiğimiz Psikolog Meslek Yasası olmadığı için, çeşitli eğitimlere sahip veya herhangi bir eğitim sahibi olmadığını sıklıkla gördüğümüz kişiler psikolog unvanı kullanarak halk sağlığı tehtidi oluşturmakta, birey ve toplum sağlığını riske atarak geri dönüşü mümkün olmayan zararlara yol açmaktadırlar" diyor.

Ergin, her aileye bir psikolog olması yönünde de bir mücadeleleri olduğunu ifade etti. Ergin şunları söyledi; “Aile sağlığı merkezlerinde, okullarda ve tüm kurumlarda psikolog olmasını, ülkemizde de bu çağdaş uygulamaların olmasını istiyoruz. Psikoloji bölümleri uzun zamandır ‘psikolog’ unvanıyla sağlık lisansiyeri sayılan mezunlar vermekte. Ancak bir meslek yasamız olmadığı için psikoloji lisans mezunu olmadığı halde sosyal medyada kendisini psikologmuş gibi gösteren, iddia eden kişiler toplumun farkındalığı ve ilgisinin artmasıyla doğru orantılı olarak giderek arttı. Psikolog olmadığı, bilgi sahibi olmadığı halde bu iddialarda bulunarak sorunları çözdüğünü iddia eden kişiler mağduriyet yaratıyor. Bu kişilerin mağdur ettiği kişilere tekrar destek olmak zorunda kalıyoruz. Bu da sağlık sistemine tekrar bir yük oluşturmuş oluyor. Ülkemizin devlet ve toplum bazında da maddi manevi kayıpları söz konusu oluyor. Biz istiyoruz ki, gerçekten psikolog olan kişiler, meslek odasına bağlı olarak meslek yasasına tabii olsun. Nadir bir şekilde bir meslek grubu bir yasa ile denetlenmek istiyor. Çünkü psikologlar kendilerinden emin. Ne yaptığımızı, bilimsel ve etik temelimizi çok iyi biliyoruz."

"Bilimsel bulgular ışığında hareket eden her mesleğe ve uygulamaya saygım vardır. Ancak bilimsel bakış açısında yeri olmayan tüm uygulamalara şüpheyle yaklaşmak aldığım bilimsel eğitimin temel koşullarındandır.
Fakat bu tarz faaliyetleri yürüten kişilerin çoğunlukla psikoloğun, psikiyatristin, doktorun verdiği hizmete alternatif bir yaklaşım öne sürdükleri iddiasıyla, kişilerin psikolojik veya biyolojik süreçlerine müdahale ettikleri, danışan veya hastaların ilaçlarını kestirdiklerini görmekteyiz.Bu durumlar mücadelesini verdiğimiz yasalarla bir ölçüde engellenebilecektir."

Son olarak Ruh Sağlığı Yasası ve Psikolog Meslek Yasası çıkması için verilen mücadeleye destek olmak, ilim takipçilerinin yani ilime- bilime önem veren hepimizin görevidir.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahsa Pınar Çetinkaya Arşivi