Ali Fatinoğlu: 2 bin kişilik aileyiz

Ali Fatinoğlu: 2 bin kişilik aileyiz
Damga'ya konuşan Fatinoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Fatinoğlu, “40 yıllık bir sanayicilik geçmişimiz var. Yerli ve milli üretimle 82 ülkeye ihracat yapıyoruz. Hiçbir başarı tek kişiye ait olamaz. Başarımız tüm ekibimize, bizimle birlikte emek verenlere aittir. İstifleme grubundaki yatırımlarımızla elektrikli forklift, manuel ve elektrikli transpaletin Türkiye’deki ilk ve tek üreticisi olduk. Sırada yeni projeler var. Tarımsal sulama ve elektrikli kamyonet üzerinde çalışıyoruz” ded

Bölgemizin ve Türkiye’nin gururu bir marka olan Sanica’nın macerası, Bakırköy’de küçük bir dükkanda başladı. Biri üretimden, diğeri profesyonel iş hayatından gelen iki kardeşin kurduğu bu işletme, günümüzde İstanbul, Akhisar ve Elazığ’da yer alan binlerce metrekarelik üretim tesislerinde farkı ürün gruplarında 2 bin kişiye istihdam sağlayarak faaliyetlerine devam ediyor. Sanica’nın kuruluş hikayesini, başarısının ardında yatan sırları ve gelecek projelerini Fatinoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Fatinoğlu ile konuştuk.

Ali Fatinoğlu kimdir?

1962 İstanbul doğumluyum. Girit kökenli bir aileyiz. Osmanlı döneminde dedem Hüseyin Nesimi, başarılı bir öğrenci ve Galatasaray Lisesi’ne seçiliyor sonrasında Mülkiye’yi bitirip kaymakam olarak atanıyor. 1915 olaylarında Lice’deki görevi sırasında maalesef şehit ediliyor. Babam o zaman henüz 4 yaşında ve aile İstanbul’a göç ediyor. Babamızın memuriyet geçmişi var. Devlette çalışmış, bayındırlık bakanlığında müsteşarlığa kadar yükselmiş. Özellikle üniversite yıllarımı maddi sıkıntılar içinde geçirdim. Bir aile alışkanlığı olarak okullarda başarılı olmak, mezuniyet sonrası iyi maaşlı bir iş bulabilmek için derslerime ağırlık verdim.

Profesyonel iş hayatı

Eğitim, zengin çocuğu için adeta eğlence yeri ancak bizim için eğitim istikbal demekti. Ali Poyrazoğlu’ndan eğitim aldım, tiyatro oyunculuğu yaptım. Tiyatroya asıl gitme sebebim ise İngilizce öğrenmekti. Bir süre Cumhuriyet gazetesinde spor muhabirliği yaptım. 1986-93 arası profesyonel iş hayatım oldu. Anadolu ve Emlak Bankası’nda uzman yardımcılığı, sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde mali analiz alanında çalıştım. Hazırladığım raporlar sonucu hayata geçen uygulamalarla İETT, Halk Ekmek dahil 8 şirketi 6 ayda kara geçirdik. Ulusoy Holding’de de bir süre çalıştıktan sonra kendi işlerimize döndük. Abim zaten şirketin başındaydı, tam zamanlı beraber çalışmaya başladık. Benim profesyonel iş hayatında yer almamın öncelikli sebeplerinden biri “önce geçimini sağla, sonra işini kur” anlayışıydı. Bu da gençlere önemli bir tavsiyemdir.

Sigortasız çalışanımız yok

Abim Nesimi Fatinoğlu ile birlikte 80’li yıllarda firmamızı kurduk. Ardından çocuklar yetişti ve şu an 4 kişi aktif şekilde çalışıyoruz. Bununla birlikte tüm çalışanlarımızla 2000 kişilik bir aileyiz. 40 yıllık bir sanayicilik geçmişimiz var. Hiçbir başarı tek kişiye ait olmaz tabii ki, başarımız tüm ekibimize, bizimle birlikte emek verenlere aittir. Fabrikamızda bir yangın çıkmıştı ve bir işçimiz yangını söndürmek için içeri girmeye çalışıyordu. Kendisini engelleyenlere ‘Burası benim ekmek teknem. Fabrikamız yandıktan sonra ben yansam ne olacak’ demişti ve bu gördüğüm manzara beni çok duygulandırmıştı. İşte bu güzel insanlarla bugünkü başarılarımıza ulaşmak bizlere nasip oldu. Bize 3 bin civarında firma fatura kesiyor, biz 10 bine yakın firmaya fatura kesiyoruz. Hem birlikte çalıştığımız firmaların hem de çalışanlarımızın alacakları, maaşları, avansları gecikmeden gününde ödenir. Çalışanın teri kurumadan ödemesi yapılır. Gerekirse bu ödemeler için kredi kullanırız. Kurumsal yapıda her şeyimiz kayıtlıdır, faturasız mal giriş-çıkışı asla olamaz, sigortasız çalışanımız yoktur.

İhracat şampiyonu

Bizim ilk işimiz, çoğu kişi bilmez ama desenli seramiktir. Bir tanıdığımız aracılığıyla Bakırköy’de küçük bir dükkanda pazarlamasına başladığımız bu ürünün sonradan ‘Pano Seramik’ olarak üreticisi olduk. 90’lı yıllarda akrilik küvet üretimiyle beraber yurtdışında güçlü bir algı da oluşturmak adına ‘Sanica’ markasıyla faaliyetlerimizi sürdürmeye başladık. Şu anda İstanbul, Akhisar, Elazığ fabrikalarımızda farklı ürün tiplerinde üretime ve ülke ekonomimize katkı sağlamaya devam ediyoruz. 40 yıl içinde banyo küveti, jakuzi, su deposu, mutfak tezgahı, mutfak dolabı, banyo lavabosu, banyo dolabı, duş teknesi, duşakabin, gömme rezervuar, plastik boru çeşitleri, kombi, cam ve havlupan ürettik. Şimdi de istifleme grubundaki yatırımlarımızla elektrikli forklift, manuel ve elektrikli transpaletin Türkiye’deki ilk ve tek üreticisi olduk. Yurtdışında da Macaristan ve İngiltere’de depolarımız var. 82 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2018’de Ticaret Bakanlığı’ndan Sınır Tanımayan İhracat Şampiyonu ödülü aldık. Yerli ve milli üretim, doğru istihdam ve ihracat konusunda hassas bir grubuz. Hatta, geçmiş yıllarda Rusya’daki bir distribütörlük anlaşmamızı ‘Made in Turkey’ yerine farklı bir şey yazmak istedikleri için iptal ettik.

Sanica’nın Beylikdüzü’ne katkısı

Bir yerde sanayi varsa yerleşim olur. Bir bölgenin zenginliğini, o bölgedeki iş potansiyeli belirler. Dolayısıyla bizim fabrikalarımızın Beylikdüzü’nde bulunması bölgenin ekonomik gelişimine, istihdamına, nüfusun artmasına katkı sağlamıştır. Hatta, ‘Beylikdüzü’ isminin resmi olarak kullanılmasını, bölgeye doğalgazın ilk kez gelmesini bile bizler sağladık diyebilirim. o zamanlar Kavaklı Spor Kulübü vardı, bu kulübün adını Beylikdüzü olarak değiştirdik. Bölgemizde babamız Abidin Nesimi Fatinoğlu adına bir de okul yaptırdık ve elimiz sürekli 1000’den fazla öğrencinin bulunduğu lise seviyesindeki bu eğitim yuvamızın üstündedir.


Yeni projeler

Abim Nesimi Fatinoğlu, holdingimizin yönetim kurulu başkanı olarak emekliliği düşünmeden sürekli yeni projeler geliştiriyor. Sırada tarımsal sulama ve elektrikli kamyonet var. Su tüketiminin yüzde 60-65’i tarımda harcanan sudan oluşuyor. Üstelik ülkemizin coğrafi yapısı ve durumu nedeniyle de sulamada ciddi kayıplar sözkonusu. Dolayısıyla su tüketimini azaltacak bir su yönetimine ihtiyacımız var. Ülkemizin geleceği ve gelecek nesillerimiz için çok önemsediğimiz bir proje bu.


BAŞARININ SIRRI

İlk günden beri fiyat – kalite rekabetine girmedik. Müşterinin talebi ürünün fiyatını indirmemiz, malın kalitesini değil. Ana prensibimiz ise her zaman maliyetleri en aza indirmek oldu. Bunu yapabilmek ciddi bir planlama ister. Dostlarımı ve aynı sektörde iş yaptığım iş insanlarını çoğu zaman uyarırım. “Benim verdiğim fiyatlara kanmayın, arkasında mali analiz var, hesap uzmanlığı var” derim. Şantiyelere, inşaat sektörüne uygun fiyatlar veriyoruz. Rakiplerimiz, bu fiyata bu iş olmaz diyerek 40 yıldır bizim batmamızı bekliyorlar. Yan sanayi kendi bünyemizde yer alır. 30 atölyemiz ana fabrikalara mal veriyor. Dolayısıyla nakliye, ambalaj, zaman, stok maliyeti yok. Üstelik standart bir kaliteyi de böylece tutturmak mümkün. İşletmelerin başındaki yöneticiler her şeyi bilmek zorunda. Şirket yönetmek de devlet yönetmek de kadroyu ve işi çok iyi takip etmekten geçer. Bu bizim ana kurallarımızdan biridir. Her sabah tüm çalışanlarımız gibi biz de erkenden işimizin başında oluruz. Bununla birlikte sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, diğer iş yaptığımız kişi ve kurumlarla kurduğumuz insan ilişkilerine önem verir, bu ilişkileri çıkar gözetmeksizin koruruz.


SANAYİCİNİN EN ÖNEMLİ 3 SORUNU

Öncelikle kur ve fiyat istikrarı sağlanmalı. Bu üreticiler için maliyet hesabı açısından çok önemli. İş kanunlarımız, çalışan ve işverenleri karşı karşıya getirmeyecek ve istihdamı artırmaya yönelik şekilde düzenlenmeli. Halihazırda yetişmiş eleman ihtiyacı sanayinin ortak sorunlarından biri. Son günlerde öne çıkan bir diğer önemli sorun ise iş dünyasının finansmana erişimde karşılaştığı zorluklar. Tabii ben bunu genel bir sorun olarak gördüğümden söylüyorum. Biz grup olarak, her zaman hesabımızı iyi yapar, önümüzü görerek hareket ederiz. Kredibilitemiz finans kuruluşları nezdinde yüksektir. Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde ısı grubunda bir halka arz gerçekleştirdik ve 17 kat talep geldi. 2023 Türkiye’de seçim yılı, görünüşe göre Mayıs’ta sandığa gideceğiz. Sonuç ne olursa olsun en az 3 yıl daha ekonomik anlamda ülkemizin bugüne benzer sıkıntılar yaşayacağını düşünüyorum.

İLKER ERGÜR

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.