Beylikdüzü'nde devrim yapacağız

Beylikdüzü'nde devrim yapacağız
Beylikdüzü CHP İlçe Başkan adayı Ali Dalgın Damga'ya konuştu. Mevcut yönetimin ilçe delegelerini belediye çalışanları ve ahbapların arasından belirlediğini belirten Dalgın, seçilmesi durumunda Beylikdüzü'nde devrim niteliğinde çalışmalar yapacağını söyledi. Dalgın, yereldeki başarının genele taşınmadıkça yarım kaldığını ifade etti.

Beylikdüzü CHP İlçe Başkan adayı Ali Dalgın Damga'ya konuştu. Mevcut yönetimin ilçe delegelerini belediye çalışanları ve ahbapların arasından belirlediğini belirten Dalgın, seçilmesi durumunda Beylikdüzü'nde devrim niteliğinde çalışmalar yapacağını söyledi. Dalgın, yereldeki başarının genele taşınmadıkça yarım kaldığını ifade etti.

Geçmişte CHP İlçe yönetiminde görev alan, sonrasın da istifa eden Ali Dalgın, şimdi de ilçe başkanlığına talip oldu. Mevcut yönetime olan eleştirilerini ve neler yapacağını Damga'ya anlatan Dalgın, örgütün aidiyet duygusunun kalmadığını belirtti. Delege seçimleri sırasında liste çıkarmayan Dalgın, belediye çalışanları, eş dost ve akrabaların delege yazıldığını iddia etti. CHP'nin hiçbir zaman yürüyüşler veya etkinlikler için kimseye para veya buna karşın bir şey vaat edemeyeceğini ifade eden Dalgın, "Ödeme yaparak kimseyi kongrelere taşımaz. Bu daha çok sağşüncenin hareketidir. Bizim partimizde böyle şeyler asla yaşanmamıştır ve yaşanmaz" eleştirisinde bulundu. Mevcut Başkan Turan Taşkın Özer'le eskiye dayanan bir hukuku olduğunu da vurgulayan Dalgın, "Askerliğimiz hem acemi birliğinde, hem de usta birliğinde birlite geçti. İkimizde meslektaşız. Askerliğin ardından aynı yerde stajlarımızı tamamladık. Beraber futbol şampiyonlıklarımız bile var. Kendisi iyi bir oyuncudur. Fakat arkadaşlık ve biat etmeyi karıştırmamak lazım. Bende ki de öyle bir şey" ifadelerini kullandı.

Öncelikle şunu soralım neden aday oldunuz?
Mevcut ilçe yönetiminde 4 aylık ilçe sekreterlik sürecim vardı. Ondan önce örgütten sorumlu başkan vekilliği yaptım. Bundan önceki iki yönetimde de vardım. Bazı uyuşmazlıklar nedeniyle istifa etmiştim yaklaşık 1 buçuk sene önce. Ters giden bir şeyler var. Bunu fark ettim. Sistem olarak yaşanan sıkıntılardan ötürü örgütün başarıda gerekli payı almadığını görüyorum. Yakalanan başarıda örgütü yok saymak olmaz. Seçim dönemlerinde örgüt koşturuyor, çalışıyor fakat işin başarı kısmına gelince örgüt yok sayılıyor. Örgütün gerek belediyede, gerek ilçede yok sayıldığını görüyorum. Açıkçası buna bir son vermek istiyorum. Tek adayın seçime girmesine, yarışmasına ve parti üzerinde hakimiyet kurmasına karşı biriyim. Örgütün aidiyet duygusunun artık kalmadığını üzülerek fark ettim. Örgütü hareketlendirmek, örgüte gerekli değeri vermek ve örgütü karar mekanizmasına dahil etmek için aday oldum.

ali dalgın


Kendinize rakip gördüğünüz isimler var mı, diğer adaylarla diyalog kurdunuz mu?
Şuan resmi olarak açıklanan kimse yok. Gülüzar Kaya Bektaş var, kendisiyle görüşüp, fikir alış verişinde bulunuyoruz.Ortak paydamız çok fazla. Delege seçimlerinde bir liste çıkarmadık. Delegenin sağduyusuna güveniyoruz. Şunu yapmışlar, belediye çalışanları, kendi akrabaları, şoförleri önlerine kim gelmişse delege yazmışlar. Bu aşamada bunları konuşmamızın da bir manası yok. Biz seçimi alacağımıza son derece inanıyoruz ve olanlara baktığımız zaman seçimi kazanacağımız görünüyor.

Delege listesi hazırlamadınız diye eleştiriler aldınız. Bu konuda söylemek istedikleriniz var mı?
Şöyle açıklayayım bunu; delege listesi hazırlarken karşınızdaki yapıyı ya da buradaki konjektürü çok iyi bilmeniz lazım. Şuan delege listesi hazırlamamış olmamıza rağmen müthiş bir baskı var. Delegelerden imza almalar, delegelerle toplantılar yapmalar, iş vaatleri veya işten çıkarma üzerine yapılan tehditler gibi. Ben sizin aracılığınızla buradan söz veriyorum ve ilk defa söylüyorum; vaad ettikleri kişileri işe alsınlar, ben adaylıktan çekileceğim. Çok samimi söylüyorum adaylıktan çekilirim. Hiç kimsenin aşı, işi bizim yönetimimizden daha kıymetsiz değil. Önce iş ve aş. Gerçekten oralarda yağmurda, çamurda koşanlar, seçim günü kapının önünde bekleyenler, sandıklarda nöbet tutan insanları delege yazarlarsa, biz o insanlara bir şekilde dokunuruz. Çünkü o insanlarda şunun farkında 2014- 2019 aralığında beş yıllık bir süreçte yok sayıldılar. Başarı kısmında hiçbir şekilde yer almadılar. Bazı şeyler lütufmuş gibi sunuldu onlara, sanki hakları değilmişçesine. Dolayısıyla delege listesi hazırlayıp bölmekten ve parçalamaktan ziyade, şu var; benim listemde olduğu için delege olmayı hak etmesine rağmen, karşı liste kazanınca kaybedecek insanlar olacaktı. Ben gerçekten delege olmak isteyen insanlar delege olsunlar diye ve karşı tarafın elini kuvvetlendirmemek için bir liste oluşturmadım. Çünkü benim yazmam halinde onlar kendi listelerine eklemeyeceklerdi. Ters bir psikoloji uyguladım.

Siz seçilirseniz ne değişecek peki, neler yapacaksınız?
Tamamen ters düz olacak. Bir anlamda devrim olacak. 40 yaşındayım ve 27 yıldır siyasetin içindeyim. Bu kadar yıldır buradayım ve hep duyarız; çoğulcu demokrasi, katılımcı demokrasi, çarşaf liste... Ama hiç uygulayanı görmedim. Kazandığım zaman şunu yapacağım, örgütü dinleyeceğiz, örgüte soracağız ve örgütle karar vereceğiz. Şöyle bir örnek vereyim; biz mahalle bazında mahalle yönetimlerinin oluşumunda sandığı kuracağız ve mahalledeki kendi üyelerimiz yönetimlerini kendi seçecek. Bunu gerek ilçe bazında gerekirse de meclis üyesi bazında yapacağız. CHP' nin Beylikdüzü'nde olan tüm seçimleri çarşaf liste. Biz STK'larla ve derneklerle içiçe olacağız. Her şey şeffaf olacak. Belediyeden emir alan bir ilçe yönetimi olmayacağız. Bu belediyeye köstek olacağız anlamına da gelmiyor. Ama önce örgütün öncülüğü olacak. Şahısların menfaatinden ziyade örgütün söyleyecekleri önceliğimiz olacak.

Siz bu görüşlerinizle ve düşünce yapınızla anlaşıldığınızışünüyor musunuz?
Şuna benzetiyorum; hani 17-25 Aralık'ta para aklama olayları vardı. 5 yıldır genel başkanımız bunu anlatır. Herkes bilir ama o kadar çok kanıksamışızdır ki artık tepki veremiyoruz. Bizim örgütümüzde de şuan da o var. İnsanların siyasete girerken durumu belliydi, 5 senede nereden nereye geldiler, neler aldılar, ze kadar zengin oldular, semtlerini ve mahallelerini değiştirdiler, ofisler, işler, evler vs. Kimsenin malında mülkünde gözümüz yok ama bir taraftan da örgüte bakmak lazım. Örgüt neler yaşıyor bilmek, görmek lazım. 5 sene içinde örgütümüzden belediyeye giren kaç tane müdürümüz var? 2015'in Haziran ayında Gürpınar'da ilk mahalle toplantıları yapıldı. O zamanda söyledim şimdi de söylüyorum, bu partinin en önemli üyesi, oradaki bireysel üyedir. Bütün mesele o üyenin kendi farkına varıp, o yabancılaşmadan kurtulmasıdır. Yönetim toplantılarını yeniden mahalle örgütleriyle yapacağız. Amaç örgüte yeniden dönmek. Karar mekanizmasına alıp hareketlendirmek. Geçtiğimiz günlerde 'Kadına Şiddet' ile ilgili bir yürüyüş vardı. Belediye başkanı, ilçe başkanı, kadın kolları hepsi oradaydı ama toplasanız elli kişi yoktu. İlk dönemi hatırladığım zaman 300– 400 kişi katıldığımız yerlerde artık kimse yok. Bunu düşünmek lazım. Demek ki örgüt sahiplenilmiyor. Seneler evvel Ekrem Bey'in ilk dönemlerindeyken hareketliydi. Ama yavaş yavaş örgütten uzaklaşıldı. Kendisine kıymet verilmediğinin farkında. Bakıldığı zaman halen Ekrem İmamoğlu'nun başarısıyla yürüyor işler. Kendini başarılı gören insanlar aslında Ekrem Bey'in sayesinde varlığını koruyor. Onun bireysel başarısını genele yaymak gerekiyor oysa. Keşke bunun farkına varılsa. Yerel seçimlerde başarılılar fakat genele yaymak lazım. Yereldeki başarı yüzde 51'den yüzde 61'e yükseldi fakat genel seçimde yüzde 35'lerdeyiz. Biz bu oranı ne zaman ki yüzde 50'nin üzerine çıkardık, ben o zaman ilçenin başarılı olduğunu söylerim.

Mevcut yönetimin CHP için iyi şeyler yaptığına inanıyor musunuz?
Tamamen başarılı bulmak da, karalamak da yanlıştır. Örneğin on iş vardır, bunun dördünde iyisinizdir, altısında kötüsünüzdür. Önemli olan insanın başarıyı alkışlayabilmesi gibi, kötüyü de söyleyebilmesidir. Taşkın Özer ile birlikte çalıştık. Başarıya şöyle bakalım; tamam İBB'yi aldık, ilçe belediyesini aldık ve devam ediyoruz. Fakat bu başarıda örgüt nerede? Başarı alındıktan sonra örgüt bu başarının neresinde yer alabildi? Bu başarının örgüte yansıması oldu mu, nasıl oldu? Örgüt kendini bu başarının içinde hissedebiliyor mu? Bizler bir yerlere geldik, ama örgüt halen yerinde. Daha nasıl açık söyleyebilirim ki. Örgüt yalnızlaştırıldı, ötekileştirildi, kimsesizleştirildi. Sırf belediyeyi ve ilçeyi kazanmak meselesi değildir. Yolu yaparken yola çıktığınız insanları unutmamanız lazım. Biz hak, hukuk, adalet dedik ama kendi içimizde hak, hukuk, adalet sağlayamıyoruz. Bizim en büyük sıkıntımız bu. Ben onlara da diyorum, size de demin dediğim gibi; vaad verip işe alacağız dedikleri insanları işe alsınlar ben siyaseti bırakacağım. Seçim süreçlerinde insanların duygularıyla oynamasın kimse. Ekrem Bey'in geçtiğimiz haftalarda bir açıklaması vardı; "İlçe başkanları benim adımı kullanarak, İBB'de işe alacağım vaadiyle CV toplamaktadır. Sakın bunlara inanmayın, mağdur olursunuz." dedi. Bu onun kendi açıklamasıydı. Bunun gibi şeyler malesef duyuyorum. Delegelere karşı baskı var. Ortamı germek yerine, yapıcı olmak lazım. Şimdi soruyorum, hangi ilçe başkanı kendi için imza toplar? Böyle birşey olamaz. İnsanları kırarak, korkutarak, baskı yaparak olacak işler değil.

Yanlışa yanlış demek lazım
Demokrasiden söz edip tek adamcılığı seviyoruz. Seçim günü eminim blok liste gelecek. Bundan adım gibi eminim. Biz çarşaf liste isteyeceğiz ama blok yapacaklar. Sorsak blok listenin faydasını veya anlamını açıklayacak kimse yok. İnsanların fikrine saygı duyulmalı. Yarın öbürgün bize evden kaçta çıkacağımız, ne zaman nerede olacağımızı söylesinler de tam olsun madem. Sosyal medya hesaplarımdan söylüyorum, sizin aracılığınızla da söyleyeyim. Örgüt toplantısı istiyoruz. İlçe başkanının beni anlatmak dışında başka projeleri varsa anlatsın. Ben isterim ki bir ilçe başkanı örgütü şuradan şuraya getirdim gibi güzel şeyler anlatsın, belediyeden çıkan işçilerin arkasındayım desin ya da örgüt şurada desin. Ben bunları isterdim. Kimseye yağcılık yapmak zorunda değiliz. Yanlışa yanlış demek lazım. Malesef iyi gitmeyen şeyler var. Talebim bir örgüt toplantısının yapılması ve burada konuşabilmek, çözüm bulabilmektir. O ekibiyle ben yalnız da gidebilecek bir platformda da görüşebiliriz, benim için sorun yok. Gelsin basının önünde soru cevap şeklinde bir toplantı tertip edelim. Projelerimiz varsa onları anlatalım. Sonra özgür bir şekilde örgüte bıraksın, kime destek vermek istiyorsa, ona destek versin. Ortalığı bu kadar germenin anlamı yok. Ülkenin durumu bu kadar sıkıntılıyken bir de. Özellikle insanların geçim derdi varken, bir de bizim imzalarla uğraşıyor insanlar. Bunlar CHP'de olmaması gereken şeyler.

Sosyal medyada bir paylaşımda bulunmuş, gerçek bir partili olmadığı için mevcut başkanı eleştirmiştiniz. Parti kökenli olmayan kişilerin CHP'de siyaset yapmasına karşı tutumunuz sert. CHP kökenli olması şart mı?
Evet eleştirdim. Kesinlikle CHP kökenli olması gerekiyor. Partiler ideolojik olan kuruluşlardır. Cumhuriyet Halk Partisi kitlesel partidir. Partinin yapısını bilmeyen, benimsemeyen kişilerin olmasına hep karşı çıkmışımdır. Buna dediğim gibi tavrım bellidir.

2020 senesi sizce nasıl geçer?
2020'de Beylikdüzü'nün bir ışık olacağına inanıyorum. Çünkü biz burada gerek mahallelerde, gerek ilçede yapacaklarımızla ışık olacağımıza inanıyoruz. Örgütün tekrar kaynaşacağına, farklı düşündü diye ötekileştirilen insanların tekrar partiye geleceğine, partinin tekrar hareketleneceğine ve büyük başarılar elde edeceğinden şüphem yok. Yarın seçim olacakmış gibi enerjimizi hep üst seviyede tutacağız. Ülkem açısından da, ekonomik sıkıntılar var. Çarşı, pazara çıkıldığında memleketin hali görünüyor. Umarım kötü giden herşey düzelir. Zor olsa da temnnim bu olsun.

Ekrem İmamoğlu yerel seçimlerde büyük bir başarıı elde etti. Fakat bu bireysel başarı gibi görülüyor. Sizinde dediğiniz gibi ,CHP'nin bu başarıyı genele yayması gerekiyor. Sizce CHP ne kadar şanslı olacak bu yolda?
CHP'nin dinamiklerine bir bakmak lazım. CHP lider partisi değil, kitlesel bir partidir. 100 senelik bir partidir ve demokrasiye geçişi sağlamıştır. Biz şahısa bağlı DSP'yi de gördük, Anavatan Partisi'ni de gördük, Refah Partisi'ni de gördük. Yani Erbakan, Demirel, Ecevit gibi isimler vefat ettikleri zaman partileri de onlarla beraber tarihin sayfalarına gömülüp gitti. Ama CHP öyle değil, her zaman var. Dönem dönem düşüşler yaşasa da, hiçbir zaman bitmedi, bitmez. İstanbul için söylersek, burada İyi Parti'nin ve HDP'nin de desteği vardı. Ekrem İmamoğlu'nun bizzat getirdiği, kazandırdığı oylar da vardı. Bu bizi kandırmasın. Biz ne zaman ki genel seçimlerde yereldeki gibi başarıyı sağlarsak, o zaman başarılı olmuş olacağız. Benim için esas başarı genel seçimde kazanılan orandır. Ekrem Bey iyi bir örgütçüydü fakat sıkıntı şu ki, Ekrem Bey'in ilçe başkanlığı döneminde kazandırmış olduğu ivme durdu. Bizim amacımız bu ivmeyi tekrar yükseltmek.

HATA YAPARSAM

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.