CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin: Kutuplaşma zirve yaptı

CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, milletvekilliğinin bir amaç olmadığını söyledi. "Dertlere deva olmak, aydınlık günleri hep birlikte inşa etmek için halkımızın takdiri ile yapmış olduğumuz bir vazife" diyen Aytekin, "Bu nedenle vatandaşımızın takdiri önemli. Biz yalnızca yeniden vekil olmak için çabalamıyoruz" ifadelerini kullandı. Damga'ya konuşan Aytekin, "Siyaseti bir gaye için yapıyoruz. O nedenle de bir pişmanlığım olmadı bugüne dek" diye konuştu.

Sayın vekilim kendinizi tanıtır mısınız?

Merhabalar. 1972 yılında Kars’ın Çıldır ilçesinde dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimi de doğduğum şehirde tamamladım. İş için önce İstanbul’a ardından 1995 yılında Balıkesir’e giderek oraya yerleştim. Edremit'te Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik yaptım. 2002 yılından bu yana aktif siyasetin içindeyim. Partimin çeşitli kademelerinde görev aldım. Edremit İlçe Gençlik Kolu Başkanlığı, İlçe Saymanlığı, İlçe Sekreterliği, İl yöneticiliği, İl başkan yardımcılığı görevlerinde bulundum. Bunun yanı sıra 2013 yılından beri, parti okulu eğiticileri arasındayım. Bu nedenle birçok ilçede temel siyasi eğitim ve sandık çevresi üye eğitimi çalışmalarında görev aldım. Aynı zamanda Parti İçi Eğitim Birimi (PİEB) Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışmalarımız ise halen devam ediyor. 28 Haziran seçimlerinde de 27. Dönem Balıkesir Milletvekili olarak vatandaşlarımızın takdiri ile parlamentoda görev yapmaya başladım. Aynı zamanda İçişleri Komisyonu ve Akdeniz Parlamenter Asamblesi üyesiyim. Evli ve iki çocuk babasıyım.

Mecliste nasıl çalışmalar yapıyorsunuz? Kısaca bize anlatır mısınız?

Bilindiği üzere Genel Kurul salı, çarşamba ve perşembe günleri toplanıyor. Salı günü Genel Kurul öncesinde ise partimizin Grup Toplantısı yapılmakta. Hafta sonları Balıkesir’de oluyoruz. Salı günleri ise Ankara’ya gelerek önce Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını takip edip ardından da Genel Kurul toplantılarına katılıyor. Genel Kurul çalışmaları oldukça yoğun geçiyor. Siyasetin nabzı ülkemizde her zaman yüksek. Partimizin politikalarını geniş alanlarda duyurmak, halkımızın dertlerine derman olmak için oldukça fazla mesai yapıyoruz. Bunun yanı sıra yasama faaliyetleri ile de oldukça meşgulüz. TBMM kürsüsünden de verdiğimiz önergeleri, kanun tekliflerini elimizden geldiğince anlatmaya çabalıyoruz. Oldukça hızlı akan bir gündemimiz var bu nedenlerle.

Şimdiye kadar verdiğiniz önergelerden ve bu önergelerin hangisinin kabul görüp hangisinin kabul görmediğinden bahseder misiniz?

Muhalefet olarak verdiğimiz herhangi bir önerge ne yazık ki iktidar cephesinde kabul bulmuyor. AKP ve MHP oyları ile reddediliyor. Yıllardır emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımız, küçük esnaf, tarım ve tarım işçileri, işsizlik, intihar, kadın cinayetleri, geçim derdi, hayvanlara yönelik şiddet ve daha nice başlıklar konusunda muhalefet olarak sayısız önerge verdik, vermeye de devam ediyoruz. Ancak Meclis aritmetiğinde çoğunluk olan AKP ve MHP bloğu tarafından defalarca önergelerimiz reddedildi. TBMM kürsüsünde okunan ve vatandaşın derdinde derman olmak adına yaptığımız çalışmaları tartışıp anlatmaya çalışıyoruz. Oylamada ise bu öneriler bir parmak işareti ile boşa düşüyor. Kamuoyu vicdanını derinden sarsan konulara dair muhalefet çalışırken iktidar tamamen siyasi gerekçelerle çözüm önerilerini reddediyor. Bunun takdirini de elbette halka bırakıyoruz!

Oldukça aktif bir hayatınız var. Boş vaktiniz olmuyor diyebilir miyiz?

Diyebiliriz. Yoğun bir programımız oluyor. Salı, çarşamba ve perşembe günlerini uzun saatler Genel Kurul’da geçiriyoruz. Cumadan pazartesine kadar ise seçim bölgem olan Balıkesir’de esnaf ziyaretleri, partililerimizle düzenlediğimiz toplantı ve çalışmalar ile geçiriyorum. Kalan çok az boş vaktimiz ise ailemle geçirmeye özen gösteriyorum.

Halk sizden neler talep ediyor? Bu talepleri karşılamakta güçlük çekiyor musunuz?

Az önce de bahsettiğim gibi iş konusu en çok gelen talepler arasında. Hastane ve tedavi için gelen taleplerde oluyor. Elimizden geldiğince talepleri karşılamaya çalışıyoruz elbette. Ama işsizlik konusunda ne yazık ki çok zorlanıyoruz.

Vekillik yaptığınız dönemde en çok canınızı sıkan neler oldu?

Siyasi nedenlerle vatandaş için attığımız adımların karşılık bulamaması canımızı sıkıyor. Daha önceki sorularda bahsettiğim gibi, bazen verdiğimiz önergeler ya da yaptığımız çalışmalar engelleniyor. Bunun dışında ise ülkemizde yaşanan acı olaylar elbette her vatandaşımız gibi bizlerin de canını sıkıyor.

Tekrar seçimlerde vekil olmayı düşünüyor musunuz? Yani vekilliği bir görev değişimi olarak mı görüyorsunuz yoksa buraya gelenin her dönem yeni bir tecrübe kazanarak daha iyi hizmet vereceğine mi inanıyorsunuz?

Bizler için milletvekilliği bir amaç değil. Dertlere deva olmak, aydınlık günleri hep birlikte inşa etmek için halkımızın takdiri ile yapmış olduğumuz bir vazife. Bu nedenle vatandaşımızın takdiri önemli. Biz yalnızca yeniden vekil olmak için çabalamıyoruz. Bulunduğumuz mevkii de az önce söylediğim bilinç ile sürdürmeye çalışıyoruz. Bu nedenle takdir elbette halkımızın ve partimizindir.

Siyasetin içerisindesiniz kendinize keşke siyasete bulaşmasaydım dediğiniz oldu mu?

Hayır, olmadı. Emeğinizin karşılığını vatandaşlarımızın gözünde aldığınız sürece de böyle düşünmeniz mümkün olmuyor. Siyaseti bir gaye için yapıyoruz. O nedenle de bir pişmanlığım olmadı bugüne dek.


 

Türkiye’de ki siyasi konjonktürü yorumlamaya kalksanız ülkenin önünde ki en büyük engellerini nasıl sıralarsınız? Bu kısır çekişmeler, ekonomik zorluklar, siyasi tartışmalar nereye varacak? Dünde de vardı bugünde var. Yarın olmaması için ne yapmak lazım?

Ekonomik zorluklar ve yoksulluk elbette ilk sırada geliyor. Artık geçinmek imkânsız hale geldi. Bununla birlikte terör de en can yakıcı sorunlarımız arasında. Dediğiniz gibi dün de vardı tüm bu sorunlar. Ancak kutuplaşmanın bu denli keskinleştiği, ekonomik krizin bu denli derinleştiği, yoksulluğun, toplumsal sorunların bu kadar arttığı başka bir dönem Türkiye tarihinde yaşanmamıştı. Yarın olmaması için ne yapılabilir diye sorarsanız önce toplumsal barışı hep birlikte inşa etmemiz gerekiyor. Eğitimde, sağlıkta, ekonomide, tüm devlet kurumlarında liyakatsizlik sonucu yaşanan tarihsel kırılmayı önlemek lazım. Önümüzde Cumhuriyet devrimlerinin oluşturduğu ciddi bir ekonomik model var. Daha Cumhuriyetin ilk yıllarında fabrikalar, ekonomik kalkınma planları, kurulan sosyal kurumlar var. Ancak AKP iktidarı bir bir yıkıyor, ülkeyi her anlamda uçurumun eşiğine itmekle meşgul. Çıkış yolu ise CHP iktidarında. Daha önce Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu açıklamıştı. Vatandaşa sözümüz var: "En geç 5 yıl içinde Türkiye bölgesinde kavganın olmadığı, bölgesinde huzurun olduğu, bölgesinde işbirliğinin olduğu, üretimin pik noktasına ulaştığı, işsizliğin büyük ölçüde önlendiği ve herkesin Türkiye Cumhuriyeti Devletine saygı duyduğu bir Türkiye’yi inşa edeceğiz" Bunu başarabilecek birikimimiz, gücümüz ve inancımız var!

Vekilliğiniz döneminde bize sıralasanız aklınızda kalan üç hizmeti getirerek keyif duydum, gurur duydum veya partim adına gibi cümleleri kullanarak yaptığınız üç hizmeti nasıl sıralamak istersiniz?

Partim adına gurur duyduğum çok anım var elbette. Yerel seçimlerde canla başla çalışarak kazandığımız il ve ilçelerde, ittifak halinde olduğumuz partiler ile yaptığımız hizmetlerden büyük gurur duyuyorum. TBMM çatısı altında da birlikte gösterdiğimiz mücadele devam ediyor. Karanlığı aydınlatmak adına atmış olduğumuz her adım gurur verici bizler için.

İttifaklara nasıl bakıyorsunuz? İttifaklar geldikten sonra iki ayrı karşıt görüşün bir arada olarak hizmet vermenin zorlukları yok mudur? Şunu böyle açalım koalisyon ile ittifaklar arasında ne farklıklar var?

İttifakları ortak paydada birleşerek oluşturduk. Bu anlamda Atatürk ilkeleri, çağdaş Türkiye’nin yeniden inşası, güçlü parlamenter sistem, ekonomide tam bağımsızlık, liyakate dayalı bir yönetim anlayışı buluştuğumuz ortak değerler arasında yer alıyor. Bu nedenle geçmişte olan farklılıklar bu blok arasında yer almıyor. İttifak ile koalisyon arasındaki en temel fark sanırım bu. Tüm bu nedenlerle karşıt görüşlerde değil, aynı bloğun içerisindeyiz.

ÜRETİCİ BİTME NOKTASINA GELDİ

Bölgenizde en çok hangi anlamda şikâyet alıyorsunuz?

Bilindiği üzere ülkemizde ne yazık ki her iki gençten biri işsiz. Artık her evde çalışanın olduğu dönemler çok eskide kaldı. Özellikle genç nüfusun yoğun olduğu Balıkesir’de her şehrimiz gibi bu dertten mustarip. Bunun yanı sıra çiftçi ekemiyor, üretici artık bitme noktasında. Pandemi ile birlikte ekonomik anlamda dar boğaz daha da sıklaştı. Genelde aldığımız şikâyet ve talepler bu yönde oluyor. Bir de hastane eksikliği Balıkesir’de en çok kendini hissettiren sorunlardan biri. Vatandaşlarımız tedavi için çevre illere gitmek zorunda kalıyor. Bu konuda da yapmış olduğumuz çalışmalar var elbette, En kısa zamanda çözülmesi için çalışmalarımız devam ediyor.

BARAJ KALDIRILMALI

Türkiye’de siyasi partiler kanunun yetersiz olduğunu söylenmekte. Siz buna inanıyor musunuz? Hangi eksiklikleri görüyorsunuz? Neler olmalı?

Bu konuda çalışmalarımız parti olarak var. Siyasi partiler kanunu evet ne yazık ki yetersiz ve acilen düzenlemesi de şart. Seçim barajı, kadın kotası, milletvekili belirleme yöntemleri yeniden gözden geçirilmesi gereken başlıklar arasında. Birincisi seçim barajının kaldırılması ya da makul bir düzeye çekilmesi ilk taleplerimiz arasında. Kadın temsiliyetinin arttırılarak yeniden düzenlenmesi gerekliliği de ortada. Bu konuda CHP olarak başlatmış olduğumuz bir çalışma da var.

RÖPORTAJ: DAMLA ASLANGİRAY