İzzet Akbulut: Farklılığımız zenginliğimiz

İzzet Akbulut: Farklılığımız zenginliğimiz
CHP Burdur İl Başkanı İzzet Akbulut, Türkiye'de kutuplaştırmaya yönelik bir siyaset güdüldüğünü belirterek, "İnsanların birbirlerini çok uzaklaştırıldığı fikirleriyle, düşünceleriyle onları aslında farklarımızı zenginlik olarak görmememiz gerektiğini düşünüyorum. İnsanların biraz ayrıştığını gözlemliyorum" dedi

CHP'nin 37 yaşındaki genç İl Başkanı İzzet Akbulut Damga'ya konuştu. Gençliğinden beri siyasetin içinde olduğunu belirten Akbulut, "Üniversite tercihlerimi bile nasıl ilerde siyasette yol yürüyebilirim diye düşünerek yaptım" dedi. Siyasetin kutuplaşmasını eleştiren Akbulut, "Sokağa çıktığı zaman aynı masada beraber oturuyorlar, yemek yiyorlar çay kahve içiyorlar o anlamda bunun çok tehlikeli boyutlara gideceğini düşünüyorum. Bu tarz ayrışmadan önce Türkiye’nin tekrar birbiriyle kucaklaştığı siyaset ortamının da yaratılması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Sayın başkanım kendinizi tanıtır mısınız?

1984 Burdur doğumluyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Mali Müşavirlik yapıyorum. İlk orta öğrenimimi Burdur’da tamamladım. Üniversite’yi Pamukkale’de bitirdim. İktisat Fakültesi ve ekonomi mezunuyum. Akabinde mali müşavirlik sınavlarına başvuru yapmıştım. 2013 yılından beri Mali müşaviri olarak Burdur’da büro işletmekteyim. Siyaset, hayatımda gençlik yıllarından süregelerek devam ettirdim. 2002 yılında öğrencilik yıllarımızda gençlik kollarıyla siyasete başlamıştım. 2013-2015 arası yönetiminde çeşitli görevlerde bulundum. Daha sonra 2015-2017 arasında bir siyasi boşluğumuz oldu. Daha sonra 2017’de tekrar bizim yönetimimiz devraldı. 2018 Nisan ayında il başkanı olarak seçildim. 15 Şubat 2020’de ikinci kongremizde tekrar devam etmemizi istediler. O günden bugüne il başkanlığını sürdürmekteyim.

izzet akbulut
 

Burdur’un artılarını ve eksilerini anlatabilir misiniz?

Artıları güvenli bir şehir olması ama eksileri de merkezi hükümetin, yerel hükümetlerin, yerel iktidarların çok fazla gücünü hissettiremediği bir şehir diyelim. Burdur’un nüfusu kadar Antalya’da Burdurluların olması yani üç yüz bine yakın sadece Burdurlunun Antalya’da yaşadığını söylemekten rahatsız olduğum şehrimiz açısından kötü bir durum. Nörolojik bir durum. Bu demektir ki gençlerimize, genç çiftlerimize sahip çıkamadığımızı gösterir,sanayi anlamda gelişemediğimizi gösterir.

Türkiye’de nasıl bir siyaset ortamı var?

Genellikle kutuplaştırmaya dayalı bir siyaset ortamı var, çok yanlış bulduğumuz insanların birbirlerini çok uzaklaştırıldığı fikirleriyle, düşünceleriyle onları aslında farklarımızı zenginlik olarak görmememiz gerektiğini düşünüyorum. İnsanların biraz ayrıştığını gözlemliyorum .Bizim gibi küçük şehirde yaşayan herkes birbirini tanıyor yani farklı siyasi görüşe mensup olsalar da birbirlerinin düğünlerini, cenazelerini beraber yapıyorlar. Sokağa çıktığı zaman aynı masada beraber oturuyorlar, yemek yiyorlar çay kahve içiyorlar o anlamda bunun çok tehlikeli boyutlara gideceğini düşünüyorum. Bu tarz ayrışmadan önce Türkiye’nin tekrar birbiriyle kucaklaştığı siyaset ortamının da yaratılması gerektiğini düşünüyorum.

Sizce siyaseti kimler yapmalı kimler yapmamalı?

Siyaseti şahsi ile beklentisi olanlar yapmamalı şahsi olan beklentisi derken herhangi bir yerlere ama mevcut kendilerinde ziyafeti tamamen kendilerine ekonomik anlamda geliştirmeye yönelik bakan kişiler siyaseti yapmamalı. Siyaset mutlaka ülkesinin ve milletinin kendi değerlerinden kişisel değerlerinden daha ön planda tutan kişiler tarafından yapılması gerektiğini düşünüyorum.

izzet akbulut

Siyasetin içerisindesiniz kendinize keşke siyasete bulaşmasaydım dediğiniz oldu mu?

Hayır, ben siyaseti zevkle yapıyorum. Tabi ki siyaset dolayısıyla ihmal ettiklerim oluyor en başta ailem oluyor, arkadaşlarıma yeteri kadar vakit ayıramıyorum ama tabi ki bunlarda bu işi ne yazık ki olmazsa olmazı. İlçelerde, köylerde vatandaşla bir arada olmanız gerekiyor. Ailem ve arkadaşlarım bu konuda anlayışlı davranıyorlar ama hiçbir zaman siyasette olmasaydım demedim.

Oldukça aktif bir hayatınız var. Boş vaktiniz olmuyor diyebilir miyiz?

Boş vakit yaratmaya çalışıyoruz. Özellikle Pazar günlerini aileme ayırmaya çalışıyorum.

37 YAŞINDA GENÇ BİR SİYASETÇİYİM

Genelde il başkanları görevleri sonunda ya milletvekili oluyor ya da belediye başkanı. Sizin böyle hedefleriniz var mı?

Gençlik kollarına başladığımdan beri hatta onunda öncesi 1999 yılında bizim 3. sıra milletvekili adayımız vardı veteriner hekimdi kendisi. 3. sıra geçilmesi güç bir sıra olarak gözükmesine rağmen müthiş bir çalışma gerçekleştirmişti. 1. sıra adayımız o dönemde milletvekili olamamıştı ama 3. sıradaki milletvekilinin o çalışmaları bizi daha 15 yaşında özellikle beni çok etkilemişti. Hatta 2002 yılında milletvekilimiz olmuştu kendisi. Ben 2002 yılında kendisini görünce hep böyle ilerde onun gibi olmayı yani milletvekili olmanın hayalini çok kurmuştum. Üniversite tercihlerim bile nasıl ilerde siyasette yol yürütebilirim diye düşünerek tercihlerde bulunmuştum. Ya veterinerlik karşıma çıkıyordu ya da mali müşavirlik. Veteriner abilerimin bana o dönem sen giyimine kuşamına çok önem veriyorsun sen bence mali müşaviri ol zaten baba mesleği de mali müşaviri kurulu düzeniniz de var siyaseti de daha rahat yaparsın giyersin takım elbiseni demeleri beni çok etkiledi. İktisat okudum daha sonra mali müşaviri oldum. Bununla amacım genelde siyasetle paraleldi. En iyi il başkanlığını gerçekleştirebilmek adına ilk başkanlığımı çok zor bir dönemde yaptım. Tabi ki siyasette yol sürmek istiyorum. Daha 37 yaşında genç bir siyasetçiyim. Türkiye’de en genç ikinci il başkanıyım. Benden bir yaş küçük bir kardeşimiz Kırıkkale il başkanımız ondan sonra ben geliyorum genç il başkanı olarak. İlim bazında konuşursak il başkanlığı görevini yaptıktan sonra ne yazık ki milletvekili ya da belediye başkanı olmuş herhangi bir dönem il başkanımız yok o anlamda il başkanlığı makamımız bu anlamda çok fazla bir geçmiş dönemlerde bu tarz yerlere gelerek bir adım atamamış görünüyor ama gençlere özellikle genç siyasetçilere il başkanlığı gibi önemli bir makamı özendirilmesi adına gelecekte.

BURDUR KÜÇÜK AMA YAŞANABİLİR BİR KENT

Bize biraz Burdur’dan bahseder misiniz?

Burdur Akdeniz bölgesinin küçük, şirin merkez nüfusu yaklaşık yüz bin ilçeleriyle beraber iki yüz seksen bin nüfusu olan küçük bir şehrimiz. Küçük ama bir o kadar da yaşanılabilir bir kent olarak gördüğümüz bir şehirdir. Sosyal anlamda aydın insanların bulunduğu genelde okuma seviyesinin çok yüksek olduğu üniversite mezunlarının olduğu bir şehirdir. Güvenlik anlamında insanların rahatça eşleriyle, çocuklarıyla yaşam sürdürebileceği küçük ama çok sevimli bir Akdeniz kenti olarak tarif edebilirim.

Röportaj: Damla Arslangiray

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.