Siyasetten vazgeçip edebiyata sarıldı

Siyasetten vazgeçip edebiyata sarıldı
Edebiyatist Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Ayan, siyasetten edebiyat dünyasına geçiş sürecini Damga'ya anlattı. 2014 yerel seçimlerine kadar siyasetin içinde olduğunu belirten Ayan, "Kafamdaki ideolojiyi siyaset yoluyla gerçekleştirmemin mümkün olmadığını görerek bu sevdadan vazgeçtim. Sonunda siyaset üstü bir şey yapmaya karar verdik ve ortaya Edebiyatist çıktı" dedi

Fatih Ayan, Edebiyatist dergisinin aynı zamanda Edebiyatist Yazarlık Atölyesi'nin ve yayın evinin sahibi. Kendisi Yazarlık Atölyesi'nde de eğitim veriyor. Edebiyat dünyasında popüler olan Edebiyatist dergisini, "2014 yılının sonlarına doğru Edebiyatist adıyla kalemlerimizi elimize aldık. Bir yandan insanlardan, yaşamdan ve hayallerden beslenerek hayatı daha anlaşılabilir ve daha güzel yaşanmasına olanak sağlamaya çalışırken öte yandan bu yolla hayallerimizi okurlarımızla paylaşmanın keyfini yaşamaya karar verdik" şeklinde tanımlıyor. Bütün zorluklara rağmen yayın hayatına devam eden derginin şu anda 29 sayısı hazırlanıyor.

Fatih Bey bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba, 1983 Ordu doğumluyum. Siyasal Bilimler mezunuyum. Lisans sonrasında Sakarya Üniversitesi’nde İktisat, Marmara Üniversitesi’nde İşletme Bölümünde Yüksek Lisans yaptım. Yüksek Lisans yaptığım senelerde Sakarya’da Nehaber, İstanbul’da Habermix adında yerel gazete çıkardım. Yayıncılığa başlamadan evvel de Yönetim Organizasyon alanında şirketlere danışmanlık yaptım.

Edebiyatist'in doğuşuna nasıl karar verdiniz? Edebiyatist nasıl var oldu?
Bahsettiğim gibi siyasal mezunuyum. Her siyasal okuyan Türk genci gibi okul yıllarında ve sonrasında siyasetle uğraştım. Ta ki 2014 yerel seçimlerine kadar. 2014’teki yerel seçimlerde çıkan sonuçlardan sonra, kafamdaki ideolojiyi siyaset yoluyla gerçekleştirmemin mümkün olmadığını görerek bu sevdadan vazgeçtim. O dönem çevremdeki siyasetle uğraşan arkadaşlarım da tıpkı benim gibi yazan çizen kişilerdi. Bir gün sohbet ederken siyaset üstü bir şey yapmamız gerektiğini söyledim. Öyle ki yaptığımız şey, kafamızdaki ideoloji siyasetler üstüydü. Biz de bunu, yapmak istediklerimizi, en güzel yazarak insanlara ulaştırabileceğimize karar verdik. Ve bir dergi çıkarma fikrini ortaya attık. Bu öyle bir dergi olmalıydı ki ismiyle bu işin tüm ideolojiler üstünde olduğunu göstermeliydik. Bu sebeple, ist vurgusunu yaparak Edebiyatist ismini bulduk. Planlarımız doğrultusunda ilk bir buçuk sene internet üzerinden yayın yaptık. Online 6. sayımızda Zülfü Livaneli ile söyleşi yapmıştık o ay iki yüz bin kişi dergiyi okuyunca matbu dergi çıkarma kararı verdik ve 2016 Ocak ayında ilk sayımız ile matbu olarak çıktık.

edebiyatist

 

EDEBİYATİST'TE 8 EDİTÖR ÇALIŞIYOR
Dergicilikte editör - yazar ilişkisini yorumlar mısınız? Bir dergiye ilk kez yazı gönderen bir yazarın editörle ilişkisi çok merak edilen bir konudur. Bu kısmı okurlara biraz anlatır mısınız?
Dergimizde sekiz editörümüz çalışıyor, bir arkadaşımız gelen maillere cevap veriyor ve gelen çalışmaları topluyor. Beş arkadaşımız yayın kurulunu oluşturuyor. Maillere bakan kişi yazıları toplayıp yazar isimlerini siliyor ve yazıları kodluyor. Kodlanan yazıları beş kişiden oluşan yayın kuruluna gönderiyor. Yayın kurulundan seçilen çalışmalar da öteki iki editöre gönderilip düzeltileri yaptırılıyor. İlk dosyalara bakan editörümüz de çalışma gönderenlere yazılarının yayınlanıp yayınlanmayacağı konusunda bilgilendirme yapıyor. Bu noktada yazarla editör arasında en fazla ilişki maillere bakan editör arkadaşımızın oluyor. Yaşanılan sıkıntıları ve yapılması gerekenleri kısaca anlatayım.

-Birden fazla eser gönderiliyor ve hiçbir açıklama yapılmıyor. Birden fazla eser gönderilebilir fakat, kendini tanıtan küçük bir açıklama çok faydalı olur.

-Mail gönderim alanına direk çalışmayı paylaşıyorlar. Çalışmalarını Word belgesine yazıp mail ekinde sunmak, aksi halde gelen çalışmalar değerlendirmeye alınmayıp siliniyor.

-Aynı çalışmayı birden fazla dergiye gönderiyorlar. Etik olarak en hassas olduğumuz konu, her yazısını yayımlayacağımız yazara soruyoruz daha önce bir dergiye bu çalışmayı gönderdiniz mi diye.

-Yayınevimizin farklı mail adreslerine dergi için çalışma gönderiyorlar. En çok yaşadığımız sıkıntı bu. İnternetten ya da sosyal medyadan mail bilgilerimizi alıp eser paylaşımı yapıyorlar. Fakat dergiye eser göndermek için kullandığımız mail adresi dergimizin içinde yer alıyor. İstiyoruz ki dergiye yazı gönderen yazarlar dergimizi görsün incelesin sonra eser göndersin. Fakat hiç dergimizi görmeden sosyal medyadan bakıp eser gönderiyorlar ve maile severek takip ediyoruz diyorlar ama maalesef farklı mail adreslerine gönderdikleri için aslında bizi takip etmediklerini anlıyoruz. Farklı mail adreslerine gelen çalışmaları da değerlendirmeye almıyoruz.



MADDİ ÇIKAR GÜTMEMELİSİNİZ
Peki Edebiyatist haricinde, bugünkü dergicilik anlayışını ve dergilerle ilgili fikirlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Bu soruyu birkaç yıl önce başka bir söyleşide sormuşlardı. O zaman verdiğim cevabı sizinle paylaşayım. Aradan birkaç yıl geçse de maalesef durum aynı. Piyasadaki popüler kültür dergilerine özenip dergi çıkarmaya çalışan girişimciler oluyor. Dergiyi çıkarıyorlar bir iki sayı ciddi bir şekilde reklam ve tanıtım da yapıyor çoğu ama birkaç sayı sonra ya kapatmak zorunda kalıyor ya da internet dergisine dönüşüyorlar. Bunlara son zamanda şu anlayış da eklendi. Dergi çıkıyor ya da çıkmak üzereyken tüm tanıtımlarda var olan dergileri kötüleyerek reklam politikası oluşturmak. Mevcut dergiler şöyle kötü böyle kötü ama biz en iyisi olacağız gibi. Bu büyük bir yanlış çünkü edebiyat dergiciliği, popülist dergicilik değil, çoğalarak büyür. Yani ben çıkarken A dergisine de katkı sunmalıyım, o büyürse ben de büyürüm felsefesi olmalı. Biz bu anlayıştan hiç vazgeçmedik. Takip ettiğimiz reklam verip maddi destek olduğumuz dergiler var. Ve yeni çıkan her bir dergiyi coşkuyla karşılıyoruz. Yapılan hatalardan bir diğeri de maddi çıkar gütmek. Biraz önce bahsettiğim gibi eğer popüler kültür dergisi yapmıyorsanız maddi çıkar gütmemelisiniz. Maddi çıkar güttüğünüzde dergiyi çıkartamaz duruma düşüyor ya internet dergisine düşüyorsunuz ya da tamamıyla kapatıyorsunuz.

İnsanların Edebiyatist'in içeriğine uygun yazılar göndermesi mümkün mü? Öyle ise bunun için neler yapmalılar, nelere dikkat etmeliler? Yazarlara kapınız açık mı?
Derginin içeriğini iki kısımdan oluşturuyoruz. 1. Dosya Konuları, her sayı üç önemli yazarı kapağa taşıyoruz. Ve onlarla ilgili ya da onları temsil eden akımlarla ilgili inceleme ve dosya yazıları hazırlıyoruz. Bu yazıları bizim belirlediğimiz yazarlarımıza yazdırıyoruz. 2. ise dergideki şiirler öyküler, denemeler… bunlar için derginin mail kutusuna gelen çalışmalardan seçiyoruz. Buraya herkes çalışma gönderebiliyor. Beş kişiden oluşan bir yayın kurulumuz var. En çok puan alandan en az puan alana doğru bir sıralama yapıyoruz ve dergide yer oldukça oradaki eserleri yayımlıyoruz. Tabii burada şu husus var, çok fazla çalışma geliyor mail kutumuza. Onlar içerisinden eser seçmekte yayın kurulu büyük bir titizlik gösteriyor. Sorunuzun devamına cevap vermek gerekirse dergimizi okuyan herkes yazı gönderebilir zaten tüm yazı gönderim bilgileri detaylı bir şekilde dergimizde yazıyor.

Edebiyatist aynı zamanda bir yayın evi... Edebiyatist'ten eserini yayınlamak isteyen yazar eserlerine yayınlama kriteriniz nedir?
Evet, burada da tıpkı dergide olduğu gibi çok titiz çalışmaktayız. Yayınevimizde de beş kişiden oluşan bir yayın kurulu var. Ortalama haftada 7 ile 15 arası kitap dosyası gelmekte. Dolayısıyla ayda 30 ile 60 arası başvuru geliyor. Ve ayda ortalama 4 kitap basıyoruz. Kurulumuz birçok kritere göre değerlendirme yapıyor ama temel kriter dosyaların edebi değerin yüksek olması. Biz yeni yazarlara daha çok önem veriyoruz. Bundaki amacımız Edebiyatist adını ilk koyduğumuzdaki mottomuzdan kaynaklanıyor; Kafkaları ölmeden keşfetmek...

Peki bir yazar adayının Edebiyatist 'te yazılarının yayınlanması için Yazarlık Atölyesi'nden eğitim alması zorunlu mu? Edebiyatist Yazarlık Atölyesi hakkında da bilgi verebilir misiniz?
Hayır, atölyeden eğitim alması zorunlu değil. Zaten dergide yazıların yayılma aşamalarını 3. sorunuzda yanıtlamıştım. Ama bu başlıkta size Edebiyatist Yazarlık Atölyesi’nden bahsedeyim. Yazarlık eğitimimiz iki aşamadan oluşuyor. İlk başlayanlar için Temel Yazarlık Atölyesi, burada katılımcılara didaktik bir şekilde ders anlatmak yerine onları yazmaya ve okumaya teşvik edecek küçük oyunlarla etkinlikler yaparak yazma sürecine dâhil ediyoruz. Bu sekiz haftalık programı bitirenler dilerse Edebiyatist Akademi’ye devam edebiliyorlar. Akademinin işleyişi ise biraz daha farklı, buraya devam eden katılımcıların birikmiş çalışmaları dosyalaştırılıp editöryal çalışmaları yapılıyor.



Bir dönem kağıt fiyatlarının artışı birçok derginin kan ağlamasına sebep oldu. Edebiyatist'te bunlardan biriydi, bir dönem ciddi mücadele ile direndiniz ve son sayı derken bugüne kadar devam ettiniz. Bu süreçte yaşadıklarınızı bize anlatır mısınız?
Evet, korkunç bir dönemdi. 2018 temmuz sonu ve ağustos ayında patlak veren kriz. O dönem 20 bin basıyorduk tam yeni sayıyı hazırlıyoruz piyasada kâğıt yok. Olsa bile yurt dışından geldiği için dolara endeksli ve maliyetler bir anda dört katına çıktı. Kriz anlarında hızlı karar vermeli ve hemen harekete geçmelisiniz. O dönemde biz bunu yaptık. Paniğe kapılmadan ivedi şekilde kararlar aldık ve uygulamaya başladık. Dediğiniz gibi birçok dergi yayınlarına son vermek zorunda kaldı. Biz 20. bin olan baskı adedimizi 5 bine indirdik ama inanın o 5 bin adedin maliyeti daha önce bastığımız 20 binden adetten daha pahalıydı. Biz okuyucularımız ve yazarlarımızla büyük bir aileyiz. Bu sıkıntıdan da hep beraber üstesinden geliriz diye düşündük ve sosyal medyada çektiğimiz sıkıntıyı okurlarımızla paylaştık. Kriz döneminde çıkan ilk sayımızı tüm okuyucularımız beşer onar adet alarak destek oldular. O sayımız tamamen tükendi ama 5 bin adetin tüm satışları maliyetleri karşılamıyordu. Büyük bir dağıtım şirketiyle çalışıyorduk iki sayılık alacağımız içerideydi. Krizden dağıtım firması da çok etkilendi ve ödemelerimizi yapmadı. Matbaaya ve piyasaya ciddi bir miktarda borçlanmamıza rağmen en az hasarla atlattık o dönemi. Şu an 29. sayımızı hazırlıyoruz. Dergimizi takip eden, abone olan, satın alan ciddi sayıda okur kitlemiz var. Ve çok güzel geri dönüşler de oluyor. Bu sayede her geçen gün en güzelini yapmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.

Sosyal medyanın okur ile iletişimde dergiciliğe ne tür katkıları oldu? Edebiyatist internet üretim ve tüketim kısmında hangi etkiyi aldı?
Günümüzde sosyal medya her şey. Özellikle instagram, tanıtım için çok etkili bir alan. Edebiyatist olarak ilk kez sosyal medyadan bizi tanıyıp sonrasında dergiyle tanışan çokça okurumuz oldu. Bu sebeple fazlasıyla önem verdiğimiz bir mecra sosyal medya.

Türkiye'de şu an Covid-19 nedeniyle bütün sektörler ciddi ekonomik sıkıntı içine girdi. Üretim durdu. Bildiğim kadarıyla çoğu dergiler basımı durdurdu. Edebiyatist'tin vaziyeti nedir? Bu süreç uzarsa Edebiyatist'tin akıbeti ne olur? Dayanma sınırınız ne kadar?
Maalesef tüm dünya ciddi bir sınavdan geçiyor. Umarız her şey biran önce normale döner. Evet, maalesef birçok dergi çıkmadı. Bazıları dijital çıktı. Biz matbaalar kapanmadığı sürece çıkacağız. Kitapçılar kapalı olduğundan internet sitemizden satışta olacağız. Ve okurlarımıza evden çıkmamaları konusunda destek olabilme adına kampanyalar düzenleyip kitaplarımızdan hediye edeceğiz. Kampanyaların ilki bu süreçte abone olan okurlarımıza her sayı yeni çıkan bir kitabımızı hediye etmek olacak.

Hâlâ dergiye ulaşmamış ve ilk sayınızdan itibaren almaya niyetli okuyucular nereden temin edebilirler?
Tüm sayılarımızı ve yayınlarımızı edebiyatist.com adresinden indirimli olarak satın alabilirler.

Fatih Bey'e teşekkürler...
Ben teşekkür ederim.


Röportaj: Dilek Bozkurt

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum