Tahsin Tarhan: En büyük sorun işsizlik ve yoksulluk!

Tahsin Tarhan: En büyük sorun işsizlik ve yoksulluk!
CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Damga'ya konuştu. Türkiye'nin en büyük sorununun işsizlik ve yoksulluk olduğunu belirten Tarhan, “Halk bizi en çok iş için arıyor. Çünkü iktidarda işsizliğin büyük bir sorun olduğuna inanmayan bir anlayış var. İşsizlik sorunu ülkemizde acil olarak çözülmesi gereken bir sorun” dedi

CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan önemli açıklamalarda bulundu. Aktif bir hayatı olduğunu belirten Tarhan, “TBMM’nin açık olduğu dönemlerde Ankara’da çalışıyorum, sonrasında Kocaeli’de siyasal çalışmalarımı sürdürüyorum” diye konuştu. Milletvekilliğinin bir bayrak yarışı olması gerektiğini dile getiren Tarhan, “Ne yazık ki ülkemizde siyaset sanki başka bir işte tutunamamış insanlar için bir kazanç kapısı, bir meslek gibi nitelendiriliyor, böyle insanlar siyasette çoğunluğu oluşturuyor” eleştirisinde bulundu.

Sayın Vekilim kendinizi tanıtır mısınız?

1964’te Gümüşhane’de doğdum. Genç yaşta iş hayatına atıldım, halen bir fiil otomotiv tedarik sanayi ve turizm sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerin başındayım. Yine genç yaşımdan beri aktif siyasetin içerisindeyim. 2014 seçimlerinde Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Kocaeli halkıyla kaynaştık. Sonrasında 2015 Haziran’da Kocaeli Milletvekili olarak meclise girdim. Üç dönemdir milletvekilliği yapıyorum. Siyasetin haricinde eğitim gönüllüsüyüm; Tahsin Tarhan ilköğretim Okulunu yaparak Milli Eğitim'e bağışladım. Hobilerim seyahat etmek ve seyahatlerimde fotoğraf çekmek. Barış Yurdu Hindistan ve Günden Kalan İzler isimli iki tane fotoğraf kitabım da var.

tahsin tarhan

 

Mecliste nasıl çalışmalar yapıyorsunuz? Kısaca bize anlatır mısınız?

TBMM'de tabi ki öncelikli olarak Kocaeli’nin sorunlarını dile getirmeye ve onlara çözüm bulmaya çalışıyorum. Aynı zamanda sanayi, ticaret, enerji, tabii kaynaklar, bilgi ve teknoloji komisyonundayım; bu komisyonda gelen kanun tekliflerini görüşüyor, gerektiğinde düzenliyor, itirazımız olan maddeleri doğru şekilde değiştirmeye çalışıyoruz. Tabi ki ülkenin sorunlarını da gündeme getirmek, genel kurullarda bunları dile getirmek, oy kullanmak, bütçe hazırlamak yine görevlerimiz arasında.

Şimdiye kadar verdiğiniz önergelerden ve bu önergelerin hangisinin kabul görüp hangisinin kabul görmediğinden bahseder misiniz?

Muhalefet partisi olarak verdiğimiz önergelerin kabul görmesinden ziyade, esnafın, memurun, işçinin, öğrencinin sıkıntılarını, çevreyle, işsizlikle, yoksullukla ilgili sorunları gündeme getirmek bizim görevimiz. Sorunlara çözüm bulmayı amaçlayan kanun teklifleri vermek. Biz bunları önererek gündem oluşturduğumuzda iktidar partisinin de bunları referans almasını sağlamış oluyoruz.

Oldukça aktif bir hayatınız var. Boş vaktiniz olmuyor diyebilir miyiz?

Aktif bir hayatım olduğu doğru, TBMM’nin açık olduğu dönemlerde Ankara’da çalışıyorum, sonrasında Kocaeli’de siyasal çalışmalarımı sürdürüyorum. Partimizin görevlendirmesine göre değişik illerde programlar oluyor, tabi ki bunların yanı sıra yürütmem gereken işlerim de var. Ancak boş zaman bulmak zamanı nasıl yönettiğinize bağlı. Kendime, hobilerime, aileme zaman ayırıp ayırmadığımı soruyorsanız, zamanımı doğru bir şekilde yöneterek bunlar için de vakit buluyorum. Yoksa okumayan, güncel olayları yakalayamayan, gerektiğinde bir gün batımının tadını çıkaramayan insan hayatta da başarılı olamaz bence.

Bölgenizde en çok hangi anlamda şikâyet alıyorsunuz?

Bölgemizde en büyük sorun aslında Türkiye’nin genelindeki gibi, işsizlik, yoksulluk. Kocaeli bir sanayi kenti olmasına rağmen en büyük sıkıntılardan biri çalışanların çoğunun İstanbul’dan servislerle gelmesi. Bölgemizdeki firmalar insan kaynağını Kocaeli’den olduğu kadar İstanbul’dan da sağlıyor ve bu da, sanayi gelişmiş olduğu halde bölge halkının talep ettiği kadar iş imkanı karşılanmaması sonucunu doğuruyor. Tabi ki çevre kirliliği yine sanayi ile gelen bir problem. Ayrıca pandemi ile beraber hastane sıkıntısı ve esnafımızın yaşadığı zorluklar eklendi.

Halk sizden neler talep ediyor? Bu talepleri karşılamakta güçlük çekiyor musunuz?

Halk bizi en çok iş için arıyor. Bunun özellikle altını çizmek lazım. Çünkü iktidarda işsizliğin büyük bir sorun olduğuna inanmayan bir anlayış var. Oysa ki bizi her gün en az üç kişi iş için arıyor diyebilirim. Elbette bu talepleri biz karşılayamıyoruz, sadece doğru yönlendirmeye ve yardımcı olmaya çalışıyoruz. İşsizlik sorunu ülkemizde acil olarak çözülmesi gereken bir sorun ancak ne yazık ki önce anlayışın, eğitim sisteminin değiştirilmesi ve tekrar şekillendirilmesi gerekiyor.

Tekrar seçimlerde vekil olmayı düşünüyor musunuz? Yani vekilliği bir görev değişimi olarak mı görüyorsunuz yoksa buraya gelenin her dönem yeni bir tecrübe kazanarak daha iyi hizmet vereceğine mi inanıyorsunuz?

Milletvekilliği veya genel anlamda siyasetçilik, bir bayrak yarışı olmalıdır. Ve benim fikrim, bu işi yapan insanların gerçekten ülkede, dünyada bir şeyleri değiştirmek, yaşanabilir bir dünya yaratmak için yola çıkması, bu uğurda baş koyması gerektiği yönündedir. Ne yazık ki ülkemizde siyaset sanki başka bir işte tutunamamış insanlar için bir kazanç kapısı, bir meslek gibi nitelendiriliyor, böyle insanlar siyasette çoğunluğu oluşturuyor. İdeal bir dünyada milletvekilliği, kendi mesleğinizden zaman çalarak veya ara vererek, topluma sunabileceğiniz tüm katkıyı sunup tekrar işinize, ailenize döndüğünüz bir zaman dilimi olarak değerlendirilir. Böylece de yerinizi sizden daha genç, daha aktif ve sunabilecek değişik bilgileri olan kişilere bırakmış olursunuz. Bu şekilde davranan ve düşünen yeni siyasetçiler gelirse memnuniyetle ben de görevimi devrederim.

Siyasetin içerisindesiniz kendinize keşke siyasete bulaşmasaydım dediğiniz oldu mu?

Hayır. Ben iş hayatımda başarı sağladığımı düşündüğüm zaman, kendi tercihimle, topluma fayda sağlayabilmek için siyasete atıldım. Siyaset bir yaşam biçimi, bir idealdir benim gözümde. Ülkesinde, içinde yaşadığı toplumda bir şeyleri değiştirmek isteyen herkes siyasete bulaşmalıdır hatta. Yoksa oturduğumuz yerden neyi değiştirebiliriz ki? Kendimizin, çocuklarımızın, memleketimizin geleceğini siyasetçiler belirliyor. Bu yüzden bunları önemseyen herkes siyasetin içinde yer almalı.

tahsin-tarhan


EN BÜYÜK ENGEL TEK ADAM REJİMİ

Türkiye’de ki siyasi konjonktürü yorumlamaya kalksanız ülkenin önünde ki en büyük engellerini nasıl sıralarsınız? bu kısır çekişmeler, ekonomik zorluklar, siyasi tartışmalar nereye varacak? Dünde de vardı bugünde var. Yarın olmaması için ne yapmak lazım?

Şu an Türkiye’nin önündeki en büyük engel tek adam rejimi ve demokrasinin rafa kaldırılmış olmasıdır. İktidar kendi düşüncesinden farklı bir görüş duymaya dayanamayan bir yapıda ve sesi çıkan herkesi susturmaya, sindirmeye çalışıyor. Uzun vadeli reformlar, yatırımlar yerine günü kurtaracak, yandaşlara para kazandıracak geçici çözümlerle ülke yönetilmeye çalışılıyor. Medya baskı altında tutularak vatandaşın haber alma özgürlüğü engelleniyor ve suni gündemlerle gerçek sorunlar hasır altı edilmeye çalışılıyor. Evet dün de vardı ancak yine de eskiden yasama-yürütme-yargının kontrol mekanizması şimdikine göre daha fazla idi. Anayasa mahkemesi bir adamın düşüncesiyle karar almazdı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kuralları hiçe sayılmazdı. Bence bir an önce sistemin tekrar parlementer sisteme dönüştürülmesi ve seçim kanunu ile siyasi partiler kanununun revize edilmesi gerekir. Demokratik ülkelerde olduğu gibi kendi içinde denetim mekanizmaları olan bir sistem şekillendirilmeli, keyfi davranışlar tamamen engellenmeli ve liyakata dayalı bir yapı oluşturulmalı, aynı zamanda mecliste her fikrin temsilinin yolu açılmalıdır.

tahsin tarhan


ADALET YÜRÜYÜŞÜ İLE GURUR DUYUYORUM

Vekilliğiniz döneminde bize sıralasanız aklınızda kalan üç hizmeti getirerek keyif duydum, gurur duydum veya partim adına gibi cümleleri kullanarak yaptığınız üç hizmeti nasıl sıralamak istersiniz?

En çok gurur duyduğum Türkiye demokrasisi için Ankara’dan İstanbul’a yapılan Adalet Yürüyüşümüzdür. Bu yürüyüş Türkiye tarihi açısından önemli bir özgürlük mücadelesi idi. Belediye seçimlerinde İstanbul’da yapılan seçimin kabul edilmeyerek yenilenmesi sürecinde bir ay boyunca İstanbul’da yaptığımız seçim çalışmalarında ve akabinde kazanarak halkımıza tekrar umut aşılamış olmak çok kefili ve onur vericiydi. TBMM’de çevre açısından çok önemli bir konu olan zeytinliklerin imara ve sanayiye açılmasını, sivil toplum kuruluşları ve halkımızın desteği ile başarıyla engelledik.

tahsin tarhan

HALKA UCUBE BİR SİSTEM DAYATTILAR

İttifaklara nasıl bakıyorsunuz? ittifaklar geldikten sonra iki ayrı karşıt görüşün bir arada olarak hizmet vermenin zorlukları yok mudur? Şunu böyle açalım koalisyon ittifaklar arasında ne farklıklar var?

Koalisyon hükümetlerini eleştiren bir iktidarın bizi sürüklediği sonuçlardan biri de ittifak. Mantık olarak koalisyonla ittifak arasındaki fark, birinin seçimden sonra, seçilmişlerin yaptıkları, yönetme odaklı bir “bir araya gelme”, diğerinin seçim kazanma amaçlı bir araya gelme olduğudur. Halka dayattıkları bu ucube sistemde zaten iki parti veya iki aday olma gerekliliği kaçınılmaz olduğu için ittifaklar oluşmak zorunda kalmış, bu yüzden “halkın cumhurbaşkanı" değil “oy verenlerin cumhurbaşkanı” kavramı oluşmuştur ve halkımızın yarısı kendini bu ülkeye ve bu yönetime ait hissetmemektedir. Tabi ki ittifak ile seçilecek kişinin karakteri de bunda etkili olacaktır. Ancak devlet yönetmek bir birleşiklik ister. İttifak oluşturarak bile seçilseniz hizmet verme noktasında çok başlılık veya itiraz ortaya çıkmamalı, herkes bu ülkenin ve bu toplumun iyiliği ve refahı için mücadele vermelidir. Bu şekilde düşünmeyen bir zihniyette zaten hiç bir şey doğru yürümez.

Röportaj: Damla Arslangiray

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.