Türkiye'nin yarısını hain görüyorlar

Türkiye'nin yarısını hain görüyorlar
İYİ Parti Beylikdüzü İlçe Başkanı Erol Karapınar Damga'ya konuştu. Türkiye'deki mevcut siyasetin değişmesi gerektiğini dile getiren Karapınar, İYİ Parti'nin çok zor şartlarda kurulduğunu, kurulduktan sonra da büyük sorunlarla karşılaştığını söyledi. Karapınar iktidarın da Türkiye'nin yaklaşık yarısını hain olarak gördüğünü dile getirdi

İYİ Parti Beylikdüzü İlçe Başkanı Erol Karapınar Damga'ya konuştu. Türkiye'deki mevcut siyasetin değişmesi gerektiğini dile getiren Karapınar, İYİ Parti'nin çok zor şartlarda kurulduğunu, kurulduktan sonra da büyük sorunlarla karşılaştığını söyledi. Karapınar iktidarın da Türkiye'nin yaklaşık yarısını hain olarak gördüğünü dile getirdi

İYİ Parti İlçe Başkanı Erol Karapınar, hem yerelde hem de ulusalda karşılatıkları sorunları ve parti olarak hederflerini Damga'ya anlattı. Barış Kış'ın sorularını cevaplandıran Karapınar, önceliklerinin halk olduğunu belirerek, "Siyasette aslolan millettir. Milletin fikrini almak, onların hissiyatlerini hissetmek, sürekli onlarla beraber olmak çok önemli. Bunu önemsiyoruz" dedi. İYİ Parti'nin Barış Pınarı Harekatı'na koşulsuz destek verdiğini de hatırlatan Karapınar, "Genel Başkanımız 80 milyonun gözünün içine bakarak ‘Artık o parti, bu parti yok. Hepimiz Al Bayrak Partisiyiz’ dedi. Hepimiz onun gölgesinde birleştik" açıklamasını yaptı. İYİ Parti olarak pozitif bir siyaset tarzını benimsediklerini dile getiren Karapınar, günümüzde yapılan siyaset tarzının değişmesi gerektiğini belirtti.

Beylikdüzü İYİ Parti İlçe Başkanı olarak neler yapıyorsunuz? En son kahvaltı etkinliğinde bir araya gelmiş ve sizden açıklamalar dinlemiştik, biraz söz edebilir miyiz?
Biz İYİ Parti Beylikdüzü İlçe Teşkilatı olarak geçtiğimiz günlerde yönetimimiz ve yönetimimizin getirdiği en yakın çevresiyle, ailesiyle buluşup tanışmak üzere bir araya geldik. Hem güncel meseleler hakkında istişare edip hem de bugüne kadar yaklaşık 2- 2 buçuk ay içinde neler yaptığımıza dair kısa bir faaliyet raporunu yönetimimize sunmak üzere pazar kahvaltısında buluştuk. Biz olağanüstü kongreyle yönetim olarak seçildik. O günden bugüne yoğun bir koşturmaca içerisindeyiz. Bu koşturmaca içerisinde rutin ziyaretlerimizin dışında vatandaşımızın kapısına gitmek, hal hatır sormak ve onların fikrini öğrenmek, ülke adına, Beylikdüzü adına, genel konjonktür adına ne düşünüyorlar, beklentileri ne, sorunları ne ve çözüm önerileri nedir diye sormak ve öğrenmek istiyoruz. Bu yoğun koşturmacanın içerisinde henüz yolun başındayız Çünkü Beylikdüzü’nde ki tüm esnaf öncelikli olmak üzere tüm STK’lar, bütün vatandaşlarımıza bir şekilde dokunmak istiyoruz. Önümüzde yoğun bir program var, koşuşturma var. Önümüzdeki dönem mart ayı gibi olağan kongremiz de olacak. İnşallah orada bizler devam etmeye karar verirsek ve seçmenimiz, delegemiz bizi onaylarsa, biz 3 yıl boyunca bu koşuşturmayı yürüteceğiz. Çünkü siyasette aslolan millettir. Milletin fikrini almak, onların hissiyatlerini hissetmek, sürekli onlarla beraber olmak çok önemli. Bunu önemsiyoruz.

Kongre takviminiz belli mi, anlatır mısınız?
Kongre takvimine bu yoğun koşuşturma içinde henüz başlayabilmiş değiliz. Tabi genel merkezimizin belirlemiş olduğu bir takvim var. Orada İl Başkanlarımızın belirleyeceği takvimi bekliyoruz. Biz kongreleri de böyle siyasetin içinde gündem olarak en ön sırada tutmak istemiyoruz. Rutin, zamanı geldiğinde yapılan ve delegenin önüne sandıkları konulan rutin bir işlem gibi görüyoruz. Görevimiz millete gitmek. Dolayısıyla bu kongrenin hiçbir şekilde faaliyetlerimizi aksatmasını istemiyoruz. Sanırım yılbaşı itibari ile kongre gündemimize gelir. Beylikdüzü İlçe teşkilatının, biz ya da bir başkası faaliyetlerini aksatmadan devam ettirmesini sağlarız.


PARTİMİZ OLAĞANÜSTÜ ŞARTLARDA KURULDU
İYİ Parti Beylikdüzü için neler yapıyor, ne gibi hedefleri var?
Biz İYİ Parti olarak yola çıkarken amacımız bir şeylere itiraz etmekti ve hiç kimsenin cesaret edemediği bir dönemde itiraz ettik. Olağanüstü şartlarda kurulduk. Kuruluşumuz karanlık salonlarda oldu, biliyorsunuz ışıklarımız kesildi. Meydanlarda Genel Başkanımızın yapacağı konuşmaları engellemek için panzerler, çöp arabaları çektiler. Vatandaşa, millete ulaşmak için çıktığımız yolda, attığımız adımlarda önümüze sürekli bir engel çıkarıldı. Oysa bizim yaklaşımımız çok net ve basitti. Türkiye iyi olsun istedik. Yani bizim bu her kim olursa olsun fark etmez, Türkiye adına iyi bir şeyler yapan herkesin destekçisi olacağız dedik. Ama bunu yaparken herkesin de yanlışlarını her daim dile getireceğiz. Bu yaklaşımla son konjonktürde Meral Başkanımız ok önemli bir konunun altını çizdi mesela. Son sözü söylemek için sahaya indi. Dolayısıyla biz bütün artıları ve eksileri bir kenara koyduk. Genel Başkanımız 80 milyonun gözünün içine bakarak ‘Artık o parti, bu parti yok. Hepimiz Al Bayrak Partisiyiz’ dedi. Hepimiz onun gölgesinde birleştik. Dolayısıyla İYİ Parti hem yerelde hem de genelde yapacağı siyaset ile ülkeye katkı verme amacındadır. Bir şeyleri iyi yapanlara omuz vermeye de devam ediyoruz. Bunu millet ittifakında da gösterdik. Yanlış yapılan şeyler vardır ittifak adı olarak hiçbir beklentiye de girmedik. Sıkı pazarlıkların içine girmeden, beklentisiz bir değişim istedik. Hem millete hem Türkiye’ye bir heyecan geldin dedik. Bir zihniyet, bir fikir, bir kadro 20 yıl bir görevi üstlendiğinde orada iş körlüğü meydana geliyor. Bu aile şirketlerinde de öyledir. Yani kardeş olmasına rağmen, aynı babanın evladı olmasına rağmen, bir evlat bir şirketin başında uzun süre tek başına tek yetki ile kaldığında aile içinden itirazlar geliyor. Biz katılımcı demokrasi diyoruz. Dolayısıyla da yanlış yapılan işler var. Buna itiraz etmek için millet ittifakı adında Ekrem İmamoğlu'nu destekledik ve seçilmesine ciddi katkı sağlayarak, dengeyi değiştirdik.


BU SİYASETİN DEĞİŞMESİ LAZIM
Anladığımız kadarıyla pozitif siyasetten yanasınız...
Hem yerelde hem genelde iyi olacaksa biz ona katkı veriyoruz. Tabi bununla birlikte objektif bir şekilde uzaktan bir gözle izliyoruz, süzüyoruz, yanlış yapılan şeyleri de not ediyoruz. Bürokratlarımıza belli periyotlar ile iletiyoruz, onlarda bunu dikkatle not alıyor, biz bunu biliyoruz. Türkiye de artık yeni bir siyasetin gelmesine katkı sunuyoruz. Çünkü bu siyasetin değişmesi lazım. Türkiye de bölerek, ötekileştirerek, ayrıştırarak siyaset yapmanın katkı sağlayacağını sanmıyoruz. İYİ niyetli insanların bu ülke adına iyi bir şeyler yapmasını istiyoruz ve bunu da en yakınımızdan başlayarak, eş, dost, aileden başlayarak çevremize inanıyoruz. İnanarak anlatmaya çalışıyoruz. Biz kim olursa olsun, genel başkanımız bunu çok güzel özetledi; teröre, şiddete bulaşmamış, cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı taşıyan herkesi biz İYİ Parti çatısı altında beraber çalışmaya davet ediyoruz. Bu kadar.


BU ASLA BİR SAVAŞ DEĞİL OPERASYON
Barış Pınarı Harekatı için neler söylemek istersiniz, Amerika Birleşik Devletleri'nin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu biraz daha genel siyasetin ilgilendiği bir konu olsa da, biz ilçe bazında vatandaşlarımız tabiki soruyor bize. Bizde dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz. Burada bizim temel yaklaşımımız şuydu; eleştirilerimiz vardı, çok net ki biz bunu bir operasyon olarak görüyoruz. Bir savaş olarak asla görmüyorum. Savaşlar devletler arasında yapılan mücadeledir. Ama biz terör örgütüne yönelik her zaman bir operasyon yapma hakkını ülke savunması olarak gördüğümüzden vicdanen hak veriyoruz. Dolayısıyla bizim açımızdan milli birlik ve beraberlik açısından yapılması esastır. Bu amaçla bütün hataları, bütün eleştirileri, bütün yanlışları unuttuk ve Albayrağımızın gölgesi altında birleştik. Bunun bir milli mesele olduğunu söyledik. Öte yandan siyaset dili olarak uluslararası siyasette maalesef ülkemizin geldiği durum pek iç açıcı değil. Ülkeler siyaseten şahıslar tarafından temsil edilir, bunlara uygulanan akreditasyondan tutunda yaklaşım diline kadar herşey bizi dile getiriyor. Bugün Cumhurbaşkanımıza ya da bir bakanımıza yapılan hakaret vari söylemler, dikkate almamazlıklar ya da onların şahsına yönelik uygulanan ambargolar aynı zamanda bizi rencide eder. Çünkü orada şahıslar anlamını yitirmiş, artık ülke meselesi haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyetini temsil makamındalar. Dolayısıyla bu bizi üzer. Bu noktada maalesef iç açıcı durumda değiliz. Ama bizim için önemli olan terörün zayıflatılması, yok edilmesine yönelik operasyonun başarıyla sürdürülmesidir. Tabi ki uluslar arası hukukta bütün dünyayı karşımıza alamayız, hukuk çerçevesi içerisinde bunun iyi planlanması, zamanında gerekli müdahalelerin yapılması ve Mehmetçiğimizin burnunun kanamasına izin vermeden operasyonun bitmesi. Bunun bütün millet nezdinde, bütün siyasi partiler nezdinde şeffaf ve tartışılır şekilde ortak kararla yapılması gerekiyor. Şuan da gözlemliyoruz. Bizim için aslolan devletin oralarda başarılı operasyon yapmasıdır, oraya odaklandık.

erol karapınar iyi parti

Günümüzde siyaset yapmak zor mu?
Türkiye’de gerçekten siyaset yapmak zor. Maddi manevi insanı yıpratır. Biz siyasette varız derken eşimizden, ailemizden, işimizden, çevremizden sesler duyduk. Gerçekten böyle bir zamanda bu işi yapmamıza şaşırdılar. Çünkü 20 yıllık bir iktidar var ve gün be gün otoritesi artan bir siyaset anlayışı var. Yaş oranları da malum. Yüzde 50’nin ittifakını aldığı, yüzde 45’in hain diye göründüğü bir siyasal yaklaşım ortamı var. Dolayısıyla vatanseverlik ve hainlik arasında ince bir tığ gibi çizgi oluşmuş durumda. Bu atmosferde siyaset yapmak çok zor. Bu yüzden bu zamana kadar gelen bütün delege, yönetici, il bakanı, ilçe başkanı arkadaşlarımızın haklarını teslim etmek gerekiyor. Çok önemli görevler üstlendiler. Ama herkesin nefesi bir yere kadar yetiyor bu hayatta. Dolayısıyla bayrağı yeni birine devrediyorsunuz. Bizim amacımızda bu bayrağı hizmet yarışında daha uzun soluklu taşımak.


SİYASİ PARTİLER ÇOCUK GİBİDİR!
Sizden önce İskender Duriç vardı, İskender Duriç’ten önce Abdullah Gökçe vardı. Bu kadar sıkça isim değişikliğinin yaşanması sizce doğal mı?
Biz olağan üstü şartlarda kurulduk ve önümüzdeki dönem 2. yaşımızı kutlayacağız. Böylesine şartlarda kurulmak tabi ki bir siyasi parti açısından teşkilatı oluşturmak, örgütlenmek açısından çok kolay bir iş değil. Seçimlere girdik ve şimdi baktığımız zaman zorunlu olarak birçok kongre yaptık aynı zamanda. Çünkü yeni kurulan bir partiyiz. Bu tabi bir siyasi parti için sık sık kongre yapmak çok istenilen bir durum değildir ama mecburen de yapılıyordur. Siyasi partilerde bir çocuk gibi doğar, büyür ve gelişir. Biz gelişim aşamasındayız. Dolayısıyla kurumsal yapının bu kongrelerle ayaklarının yere basması da bu olağanüstü şartlardan dolayı da zaman alır. Biz o zamanı doldurduğumuzu düşünüyoruz. Tabi siyasi partilerde çok seslilik esastır. Bizim tüzüğümüz, Türkiye Cumhuriyeti üzerinde kurulmuş siyasi partilerde en katılımcı, en demokratik tüzüğüdür. Demokratik ve çok sesliliği öne çıkaran bir tüzük olunca bunu öğretmekte zor oluyor. Çok seslilik daha oluyor, parti içi demokrasiyi işletmek daha kolaylaşıyor ve bunu yönetmek daha zorlaşıyor. Türkiye şartları için söylüyorum bunu. Siyaset yapıyorsunuz, muhalefet ettiğiniz partiler belli, oralarda daha otoriter bir tüzük var. Buna karşı çok daha demokratik bir yapıyla mücadele ediyorsunuz. Ama bu kutlu sürecin içinde tabi ısrar etmek isteyen, önde olmak isteyen, Türk siyasetinde ‘Bende varım’ demek isteyen bir çok arkadaşımız oldu. Bu arkadaşlarımızın uyumlu çalışması da oldu dönem dönem, uyumun olmadığı dönemler oldu. Bu vesileyle bir çok kongreler yapıldı. Bu bütün ilçelerde olmadı ama Beylikdüzü üzerinde daha çok oldu. Bende dördüncü Başkan olarak görevdeyim. Kurucu başkanımız Abdullah Gökçe Bey çok zor bir dönemde görev üstlendi.


HERKESİN KAPISINI ÇALIYORUZ
Hem Beylikdüzü’nde hem de Türkiye genelinde şuan aktif üye çalışması yapan tek siyasi partiyiz. Çok sesli, demokratik ve katılımcı bir tüzüğümüz var. Siyasi yelpazede de hedefimiz şiddete, teröre bulaşmamış, cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartını taşıyan vatansever herkes ile siyaset yapmak istiyoruz. Böyle olunca herkesin kapısını çalıyoruz. Gelin İYİ Parti çatısı altında birleşip katkı sağlayalım diyoruz. Bir artımız var; Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener Türkiye’nin her kesiminden sevilip sayılıyor. Ülkemi vatanseverliği, cumhuriyetin değerlerini hatırladı. Beylikdüzü’nde de, diğer ilçelerimizde de pazar pazar gezip, vatandaşlarımızı ziyaret ediyoruz. Operasyon başladı diye ara verdik. Çünkü bu milli birlik ve beraberliğin oluştuğu zemine zarar vermek istemedik. Siyaseti burada biraz geriye çektik. Operasyondan sonra bu çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Erol Karapınar kimdir?
1981 Erzurum doğumlu.
Evli, 2 çocuk babası.
İş insanı.
Gazi Üniversitesi İşletme mezunu.
Kennesaw State University MBA Yüksek Lisans mezunu.
Gelişim Üniversitesi İşletme Doktora Öğrencisi.
İYİ Parti Beylikdüzü İlçe Başkanı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.