Alzheimer varsa derman da var

Alzheimer varsa derman da var
Memorial Şişli Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Türker Şahiner, Alzheimer hastalığı hakkında bilgi verdi ve Alzheimer hastalarının bakımını üstlenen kişilere depresyondan ve bu hastalıktan korunmak için önemli tavsiyelerde bulundu

Toplumda yaygın bir düşünce olarak Alzheimer sadece unutkanlık olarak algılanmaktadır. Oysa beynin yeteneklerini yitirmesi demektir. Alzheimer bir yangın gibi düşünülürse bu yetenek kaybı, kıvılcımın ilk başladığı yerdir. Bazen duygusal belleğin hasarı olabilir, bazen görsel belleğin hasarı olabilir, bazen uzayda konumlanma yani adres bulma yetisi kaybolabilir, bazense konuşma ya da yazma yetileri kaybolabilir. Hasar, beynin her noktasından başlayabilmektedir. Ancak Alzheimer’ın en sevdiği bölge yakın bellek merkezi olan hipokampustur. Hipokampus, ilk kez öğrenilen bilgilerin tekrar edilmeden önce atıldığı yakın, geçici hafıza bölümüdür. Bu merkeze atılan bilgiler tekrar edilirse kalıcı hafızaya aktarılır, tekrar edilmez ise belli bir süre sonra yeni bilgiler eklendikçe yakın bellek merkezinden silinir. Bu merkez hasar gördüğünde kalıcı belleğe atılmak istenen bilgiler de kullanılamaz. Bilgiler tekrarlandığında ise ilk kez öğrenilmiş hissi yaratmaktadır.

Uykunuzdan ödün vermeyin
Uyku kalitesi bozulduğunda beyin hücreleri erken ölmektedir. Kronik uykusuzluk çekenlerin Alzheimer riskleri çok yüksektir. Uykusuzluk depresyonla birleştiğinde ise bu risk kat kat artmaktadır. Alzheimer’ın oluşma sebebi beyinde biriken amiloid beta adındaki proteinlerdir. Amiloid beta, beynin öğrenmesi için gerekli bir protein olmasına rağmen beynin proteini işledikten sonra yeniden parçalayıp kullanıma hazır hale getirmesi gerekmektedir. Bu işlemse uyku sırasında gerçekleşir. Yeterince uyumayan kişilerin beyninde amiloid beta birikimi artar. Bu nedenle az uyuyan kişilerin Alzheimer riskleri yüksektir. Ancak bu durum; “çok uyumak Alzheimer’a iyi geliyor” demek değildir. Bu proteinin birikimi beyin MR çekimlerinde de görülebilmekte ve böylece kişilerin gelecekteki Alzheimer riskleri de tahmin edilebilmektedir. Alzheimer hastalığına karşı şu an üzerinde çalışılan aşılar bu amiloid beta kalıntılarını temizlemeyi amaçlamaktadır.

Stres Alzheimer’ı tetikliyor
Tüm bu süreçlerde Alzheimer hastalarının en yakınları stres yaşamaktadır. Bu stres nedeniyle Alzheimer veya depresyon gibi hastalıklara yakalananların oranı da yüksektir. Bu nedenle geçmişte Alzheimer’ın bulaşıcı olduğu dahi düşünülmüştür. Alzheimer hastalarının sürekli evde kalmaması önerilmektedir. Yürüyüş yapmak ve hava almak Alzheimer hastaları için birçok ilaçtan daha etkilidir. Ancak bunu gerçekleştirmek bakımını üstlenen kişiler için zor olmaktadır. Bütün bunları yapamamak, tüm yükün bakım verenin üzerine kalması ve buna bir de gece uykusuzlukları eklendiğinde bakıcının Alzheimer’a yakalanma riski oldukça artmaktadır. Uzmanların Alzheimer’dan korunmak adına ‘yapılmaması gerekenler’ olarak sıraladığı tüm faktörleri hasta yakınları gerçekleştirmiş olmaktadır.

Alzheimer’dan korunmak için 9 öneri
Yakınınızın ilk teşhisi aldığı evreden itibaren psikiyatrik olarak sağlığınız kendiniz ve hastanız için çok daha önem kazanır.
Bu bakımı profesyonel olarak düşünün. Profesyonel rehabilitasyon kurumları olan gündüz bakım evlerinde hastalara yönelik sosyal rehabilitasyonlar hastaya olduğu kadar ailelerine önemli yarar ve faydaları vardır.
Sosyal yaşam da hastanın yaşam kalitesi ve motivasyonu açısından çok önemlidir.
Kendinize ayıracağınız zamanın aslında gelecekte hastanın yaşam kalitesini artırmaya yönelik yatırım olduğunu unutmayın.
Zihinsel ve fiziksel aktivite depresyondan uzak durmak adına çok önemlidir.
Tansiyon ve kan şekerinizi iyi yönetin. Tansiyon ve kan şekeri bozuk olanlar daha hızlı demansa yani bunamaya gitmektedir.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.