Dirençli uyuz: Tedaviye rağmen iyileşmeyen vakalarda patlama

Dirençli uyuz: Tedaviye rağmen iyileşmeyen vakalarda patlama
Doç. Dr. Zekayi Kutlubay, dirençli uyuz vakalarında bu yıl bir patlama yaşandığını belirterek tedaviye rağmen iyileşmemiş dirençli hastalarla çok sık karşılaştıklarını söyledi.

İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi ve Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekayi Kutlubay, her yıl genellikle sadece kış aylarında belirli bir artış gösteren uyuz vakalarında, bu yıl farklı olarak ciddi bir patlama yaşandığını ve özellikle tedaviye rağmen iyileşmemiş dirençli hastalarla çok sık karşılaştıklarını söyledi. Vakalardaki artışı koronavirüs sebebiyle evde karantinada olunmasına ve bu sayede aile içi bulaşmanın artmasına bağlayan Doç. Dr. Kutlubay, hastaların ilaçlara direnç göstermesi nedeniyle geleneksel, yapma ilaçlara başvurduklarını belirtti.

Temas süresi arttıkça bulaşma kolaylaşıyor

Kutlubay karantina sebebiyle aile içinde bulaşmanın arttığını belirterek, "Gerek bizim hastanemize, Cerrahpaşa Hastanesi'ne, gerek diğer hastanelerin dermatoloji polikliniklerine başvuran uyuz vakalarında ciddi bir artış olduğunu gözlüyoruz. Daha da önemlisi bu yıl farklı olarak, daha önce teşhis almış tedavi uygulanmış hastalarda tedaviye rağmen direnç gelişmiş oluyor ve mevcut ilaçlarla da tedavi edemiyoruz. 8-10 kez doktora gitmiş, doğru tanı konmuş ama piyasadaki ilaçlarla defalarca tedavi görüp kür sağlanamamış ve aile içinde herkese bulaştırmış vakalar halinde geliyorlar kliniğimize. Hatta bazen, tüm aile birden polikliniklerimize başvuruyor. Bu hastalık deriden ya da eşya temasıyla bulaşıyor. 15 dakika yeterli bulaşması için. Karantinadan dolayı insanlar kapalı alanlarda daha uzun süreler kalıyorlar. Bütün aile evde daha fazla vakit geçirdiği için de temas süresi artıyor. Bu da bulaşmanın aile bireyleri arasında çok kolaylıkla gerçekleşmesine neden oluyor. Bir kişi uyuzu kaptıysa ailedeki diğer fertlerin yakalanması da kaçınılmaz oluyor." dedi.

"Direnç nedeniyle ilaç 24 saat vücutta bekletilmeli"

Hali hazırdaki ilaçların direnç nedeniyle etkisiz kalması sebebiyle geleneksel, yapma ilaçlara başvurulduğunu yineleyen Doç. Dr. Kutlubay, "Verdiğimiz ilacın banyo sonrası hafif nemli vaziyetteyken çeneden aşağı bütün vücuda, ayak tabanı, ayak parmak araları da dahil sürülmesi gerekiyor. Eskiden 12 saat bekleme süresi önerirdik ancak direnç nedeniyle artık 24 saat kalması gerekiyor ilacın. 24 saat sonra hasta tekrar duş alıyor, kullandığı bütün yatak çarşaflarını, giysilerini vs, en az 60 derecelik sıcaklıktaki kaynatarak yıkaması gerekiyor. Bu arada bütün ev halkı ve temasta bulunan kişiler de aynı tedaviyi uygulamak zorunda. Bu Tedavinin 2-3 gün sonra tekrarlanması gerekiyor. Ama burada problem şu, özellikle son dönem gelen vakalarda, tedavide kullandığımız piyasadaki iki farklı uyuz ilacına da direnç söz konusu. Bize gelen hastalar bu ilaçları defalarca kullanmış olmasına rağmen tedavi görememiş oluyorlar. Biz de bu nedenle daha önce etkinliği kanıtlanmış, kükürt, katran vb içeren bazı yapma ilaçlara dönüş yaptık. Onunla beraber ağızdan alınması gereken uyuz ilaçları da var. Ancak onlar şu an Türkiye'de mevcut değil. Bazı hastalar yurt dışından getirtiyor eczanelerine" şeklinde konuştu.

"Uyuzda ayırt edici bulgu gece kaşıntıları"

Uyuzla koronavirüs belrtilerinin benzerlik gösterebildiğini ve karıştırılabileceğini anımsatan Doç. Dr. Kutlubay, "Kovid virütik bir enfeksiyon. Uyuz ise parazitin yol açtığı bir hastalık. Kovid'de tüm vücutta kaşıntı, kabarıklık, kurdeşen benzeri lezyonlar ya da yaralar oluşabiliyor. Ya da bütün vücut kızarıp kabarabiliyor. Aynı şekilde uyuzda da özellikle parmak aralarında küçük küçük su toplayan kabarcıklar ya da S şeklinde kırık çizgiler, el bileği içi civarında küçük sivilce benzeri kaşıntılı yaralar, koltuk altında yaralar, erkeklerde genital bölge, kadınlarda daha çok göğüs bölgesinde ve çevresinde egzama benzeri kabuklu, kepekli yaralar meydana gelebiliyor. Ama uyuzda ayırt edici bulgu gece kaşıntılarıdır. Hastayı gece uykusundan uyandıracak kadar şiddetli kaşıntılar olur. Kovid'de ise gece kaşıntısı olmaz. Gün içine yayılmış mutat kaşıntılar vardır." uyarısında bulundu.

"Salgına dönüşebilir"

Daha çok çocuklarda Kovid sonrası gelişen Mis-C sendromunun da uyuz lile benzer belirtilere sahip olabildiğini söyleyen Doç. Dr. Zekayi Kutlubay: "Çocuklarda Kovid sonrası gelişen Mis-C sendromunda daha çok ateş, vücudun belli bölgelerinde hedef benzeri kırmızımtırak döküntüler meydana gelebiliyor. Genel bir kaşıntı oluyor, uyuzdaki kadar çok şiddetli olmuyor kaşıntılar. Ayrıca çocuk ya da bebek uyuzlarında daha çok avuç içi ya da ayak tabanında sivilce benzeri su toplayan kabarcıklar tarzında belirtiler meydana gelebilir. Ayrıca yüzde, sivilce benzeri kaşıntılı lezyonlar, yaralar oluşabiliyor. Bu belirtilerle çocuk uyuzlarını Mis-C'den ayırt edebiliriz. Uyuzda, genellikle aile içinde başka kaşınan kişiler de olur ve daha çok onlardan çocuklara ya da bebeklere bulaşır. Bir ailede başka kaşınan da varsa zaten direkt uyuz tanısını koyabiliriz. Çocuklarda gece uykusundan uyandıracak kadar şiddetli kaşıntısı olur. Eğer uyuzu tam tedavi edemezsek, tüm vücutta yaygın kaşıntılara bağlı yaralar meydana gelebilir ve bu yaralardan da sekonder enfeksiyon dediğimiz bakteriyel enfeksiyon bulaşabilir. Vücutta bir enfeksiyon odağı oluşabilir, bu enfeksiyon kana karışabilir ki en korktuğumuz da budur. Ayrıca tedavi edilmedikçe parazit çoğalmaya devam eder bulaşmaya devam eder ve salgına dönüşme riski de artar. Bu da büyük bir sıkıntı." ifadelerini kullandı.

DHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.