Diyetisyen Buse Özdemir: Ne yediğini bile algılayamıyor

Diyetisyen Buse Özdemir: Ne yediğini bile algılayamıyor
Diyetisyen Buse Özdemir, Damga'ya konuştu. Pandemi sürecinde evden çıkamayan ve hareketsiz kalan çocuklar için "Kesinlikle televizyon veya tablet karşısında çocuğun eline yemek verilmemelidir" uyarısını yapan Özdemir, "Çünkü böyle olunca çocuk ne yediğini algılayamıyor. Bilinçsiz yemek yemeye başlıyor" ifadelerini kullandı

Diyetisyen Buse Özdemir, sağlıklı beslenmeyi kişinin günlük alması gereken kalorinin öğünlere dengeli dağılımı olarak tanımladı. Alınması gereken kalorilerin içerisinde vitamin, mineral, protein, karbonhidrat ve yağ miktarlarına değinen Dyt. Özdemir, "Sağlıklı beslenmek için gün içinde bu depolardan yeteri kadar almak gerekiyor. Şöyle örnek verebiliriz; bir birey için günlük iki bin kalori uygunsa, bu kaloriyi alırken içinde vitamin, mineral veya diğerlerini dolduracak bir beslenme düzeni gerekiyor. Örneğin son zamanlarda evde geçirdiğimiz süre arttı. Kas kütlemizin erimemesi adına, günlük proteinimizi almamız ve gerekli egzersizleri yapmamız gerekiyor. Bu besin öğelerini yeteri kadar aldığında kişi sağlıklı besleniyor diyebiliriz. Kişinin yemek yediği saatlerde çok önemlidir. Doğru saatlerde yemek yemek, öğün atlamamak gerekiyor. Herkes üç öğün beslenecek diye net bir kuralımız yok. Çünkü beslenme bireye özgüdür. Görüntüde zayıf görünen bireyler sağlıksız veya fit görünen bireyler sağlıklıdır gibi söylentiler kesinlikle doğru değildir. Biz bireylerde fazla kilo olup olmadığını boy, kilo oranına yani hastalarımızın beden kütle indeksine göre belirliyoruz" dedi.

Yüksek kaloriye dikkat!

Obezite riskinin artmasının temel sebebi olarak, hareket düzeyimizin düşük olmasından kaynaklandığın söyleyen Dyt. Buse Özdemir, bunun yanında günlük tüketilmesi gereken besinlere de değindi. "Günümüzde fastfood tüketimi oldukça arttı. Kilo almamızın temel sebeplerinden biriside, yüksek kalorili gıdaya kolay erişebilmemiz diyebiliriz. Fastfood zincirinde yediğimiz herhangi bir menü, çoğu zaman günlük almamız gereken total kaloriyi bir öğünde karşılar. Bir öğünde karşıladığında, kalan öğünlerde aldığımız kalori direkt olarak cebimize fazladan kalori olarak girecek ve yağ dokusu olarak depolanacaktır. Tüm bunların yanı sıra çok kolay hızlı gıdaya erişiyoruz. Yüksek kalorili ürünler bizi obeziteye doğru yöneltiyor. Biz sadece meyvemizi – sebzemizi yemiyoruz. Paketli gıdaların içerisine ekstra şeker ve yağ eklenmiş oluyor. Günlük tüketilmesi gereken besinleri söylemek gerekirse; öncelikle süt grubuna kesinlikle yer vermeliyiz. Sabah öğünlerinde süt veya kefirimiz, ara öğünlerde ayranımız ve ana öğünlerin yanında yoğurdumuz olabilir. Protein grubumuzda ise; ete ve yumurtaya kesinlikle yer verilmelidir. Lif kaynaklı sebzelerimizde bu noktada çok önemlidir. Her öğünde tabağımızda sebze grubuna yer vermemiz gerekiyor. Çiğ meyve ve sebzeler daha yüksek vitamin, mineral ve antioksidan içerirler. Doğru zamanda, doğru porsiyonda ve doğru yiyecek sizi obeziteden korur” ifadelerini kullandı.


Diyette sporun önemi

Diyette sporun önemine değinen Dyt. Özdemir, “Fiziksel aktivitenin artırılması, egzersiz performansı adına bizler için spor çok önemli bir konudur. Birincisi metabolizmayı hızlandırıyor. Kas dokusu oturduğumuz yerden enerji harcayan bir doku. Biz metabolizmayı hızlandırdığımızda, oturduğumuz yerde kalori harcamış oluyoruz. Spor yaptığımız zaman hem psikolojik anlamda kendimizi iyi hissediyoruz, hem de bir vaktimizi bir uğraşa vermiş oluyoruz. Enerji yakmamızı sağlıyor. Aynı zamanda bu noktada çocuklar içinde spor çok önemlidir. Yasaklar olmadığı sürece çocuklarımızı spora ve harekete yönlendirmeye dikkat edelim" diye konuştu.


Çocuğun öğrenme kılavuzu

Dyt. Buse Özdemir, ebeveynlerin yiyeceklere olan yaklaşımları zamanla çocuklardada oluşmaktadır çünkü ebeveynler çocuklar için en iyi klavuzdur. Özdemir, "Çocuk hazır gıdaya ulaştığı için evdeki gıdayı yemek istemiyor. Öncelikle ebeveynlerin çocuğun iştah durumunu iyi anlayabilmesi gerekiyor. Bir yetişkin birey ile bir çocuğun iştahı aynı değildir. Çocuklarımızda bir bireydir ve bizler gibi iştahsız oldukları dönemler olabilir. Çocuk yemek yememeyi ebeveynlere tepki olarak da gösteriyor olabilir. Çocuğunuz sebze yemeği yemek istemiyordur. Bu yüzden onun sevdiği bir sebze yemeğinden başlayıp onu ikna edebiliriz. Ailenin belli saatlerde yemek masasında olması gerekiyor. Çünkü öğün saatleri bilen çocuklar kendiliğinden o masaya oturacaktır. Öğün saatlerinde yemek yeme alışkanlığını çocuklarda oluşturmamız gerekiyor. Kesinlikle televizyon veya tablet karşısında çocuğun eline yemek verilmemelidir. Çünkü böyle olunca çocuk ne yediğini algılamıyor. Bu noktada ebeveynlere büyük bir görev düşüyor" sözlerini sarf etti.


MAKARNA YERİNE SEBZE TÜKETİN!

Pandemi sürecinde hepimiz mutfağa yöneldik. Dikkat etmemiz gerekenlere değinen Dyt. Özdemir, “Mutfakta bir hobidir. Mutfakta yaptığımız yemeği, tatlıyı evde oturarak yedik. Çünkü enerjimizi sarf edecek bir alan yoktu. Doğal olarak bunlar bize kilo olarak geldi. Dikkat etmemiz gereken, kalorisi düşük yiyecekler tercih etmeliyiz. Her gün pilav, makarna yapmak yerine, sebze veya et grubuna yönelebiliriz. Besleyici çorbalar yapabiliriz. İnternet üzerinden egzersiz vidoları açıp uygulayarak aldığımız kalorileri harcamış oluruz. Su tüketimi de bu süreçte önemli bir nokta. Kişi başı günlük 2-2,5 litre su tüketilmesi gerekiyor. Her zaman yanı başımızda bir su şişesi bulundurmamız gerekiyor. Hatta bazen hastalarıma telefonlarında su içme alarmı kurmalarını öneriyorum" dedi. ZEHRA ÇELİK/ÖZEL HABER

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.