Panik atak yaşayanlar dikkat!

Panik atak yaşayanlar dikkat!
Yoğun iş temposu, şehir yaşantısı, gündelik hayat telaşeleri derken kaygılanacak çok faktör olmaya başladı insan hayatında. Bunun getirmiş olduğu kaygı bazen panik atakları tetikleyebiliyor. Peki ama çağımızın hastalığı gibi çok sık rastlanılmaya başlanan panik atak gerçekte nedir, ne değildir hakkında Uzm. Kln. Psk. Melda Yakupoğlu bilgiler verdi.

Sadece bir kez geçirildiyse bu panik ataktır ancak sık sık atak geçirmeye başladıysa kişi o zaman panik bozukluktan söz edilebilir diyen Yakupoğlu belirtileri şöyle sıraladı, “Bazen danışanlarım ellerinin ayaklarının birbirine karıştığı panikledikleri anların panik atak olduğu yanılgısına düşüyor. Panik atak toplumda çok sık endişelenmek, paniklemek gibi anlamlarda kullanılsa da aslında bir psikolojik rahatsızlık ve bazı belirtileri var. En sık görülen belirti kalp atışının hızlanması, taşikardidir. Hatta bu hızlanmaya bağlı olarak kişilerin kalp krizi geçirdiklerine inanmaları bu sebepten de hastanenin acil servislerine koşmaları sıklıkla gözlenir. Nefes darlığı, nefes alamıyormuş gibi boğuluyormuş gibi hissetmek, el ayaklarda vücudun çeşitli yerlerinde uyuşma, karıncalanma, ateş basması, terleme, bulantı, bayılacakmış gibi hatta ölecekmiş gibi hissetmek, kontrolü kaybettiğini, çevrenin yabancılaştığını hissetmek gibi belirtiler görülebilir. Ortalama olarak 5-20 dakika arası sürer ancak kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Bazı olumsuz kötü düşünceler atağın daha uzun atlatılmasına neden olabilir bu sebeple bazen kişilerde gün boyu süren hareketli bir huzursuzluk hali ve kötü bir şeyler olacak beklentisi olabilir”


 

Ölüm korkusu ile boğuşuyor

Tanı nasıl konulur sorusunu Yakuoğlu şöyle açıkladı, “Hastaların fiziksel bütün muayenelerden geçmeleri istenir ki herhangi başka bir hastalık durumunu seçenekler arasından elemek gerekir daha sonra herhangi bir bulgu gözlenmezse psikolojik durumdan söz edilir. Panik atak geçirenler bu rahatsızlığın fiziksel olarak zarar verdiği endişesi ile ölüm korkusu ile boğuşuyor. Oysa bu tamamen psikolojik bir rahatsızlık. Panik atağın her an gelebileceğini düşünüp günlük aktivitelerini kısıtlayabiliyorlar. Yaşamda yapmaları gereken işleri aksatabiliyorlar. Bazıları yoğun korku ve endişeden evden çıkamaz hale geliyor. Dışarıda, farklı alanlarda atak geçirebileceklerinden korkup kendilerini güvenli alan olarak gördükleri eve hapsedebiliyorlar. Otobüse, minibüse binememe, kendi araçları ile trafiğe çıkamama, kalabalık alanlarda, alışveriş merkezleri gibi yerlere girememe tarzı sorunlar görülebiliyor. Evlerinden uzaklaştıklarında kaygı başlıyor. Sürekli hastane yakınında olmaya çalışıyorlar ki herhangi bir durumda hemen hastaneye gidebilme tepkileri gösteriyorlar. Aslında etkili bir şekilde tedavi olduklarında, psikoterapi aldıklarında bunların hiç birinin yaşamlarını bozmasına izin vermeyecekleri hale gelebiliyorlar. Destek almadıklarında ise gittikleri her ortamda atak geçirebilirim olasılığı yüzünden hayatın zorlaştığını düşünebiliyorlar. Bu endişe ve kaygı hali ilerlediğinde depresif durumlarında sorunun üzerine eklenmesine neden oluyor”

melda yakupoğlu
 


İlişkiler olumsuz etkiliyor

İlişkilerin de bu durumdan etkilendiğini belirten Yakupoğlu, “Bazen kişiler yalnız kalamamaya başlıyorlar. Yakınlarından destek almaya çalışıyorlar. Evde tek başına kalamama, yanında birinin olmasını isteme gibi durumlar görülebiliyor. Aileden, eşten destek isteme durumu bir noktadan sonra onların da hayatlarında kısıtlanmaya neden olabiliyor ve çevre ile sosyallikle aranın açılmasına neden olabiliyor. Dolayısıyla bu yaşanan sıkıntılar kişilerin ilişkilerine de bozucu etki yapabiliyor.  Bu sebeple panik atak durumu ilerlemeden destek almak yeni sorunların eklenmesi ihtimalini azaltacağı için en tavsiye edilen tedavi yöntemidir. Sakin tempolu bir yaşam stili benimsemek, yürüyüş yapmak, stres kontrolü yapmayı öğrenmek, psikoterapiye başlamak ve baskılanmış bazı geçmiş olaylarla ilgili çalışmalar yapmak fayda sağlayacaktır. Panik atak bir anda ortaya çıkmaz, sıklıkla vücudun “sen streslisin, gör artık” diye bedeni uyarış şeklidir. Bu sebeple günlük yaşamdaki stres faktörünün ne olduğu belirlenmeli ve nasıl giderilir, nasıl kontrol edilir terapi ile çalışılmalıdır. Panik atakta yapılan araştırmalar gösteriyor ki son yıllarda ilaç ve psikoterapinin bir arada kullanıldığı yaklaşımlarda yol alabilmek çok daha etkili oluyor. Terapilerle düşünceleri değiştirebilmek üzerine odaklanılmalıdır” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.