Erol Sırrı Yolcu

Erol Sırrı Yolcu

Saros...

“Vallahi Billahi kazanacağız.”

Yaz geldi çiçekler rengârenk açıp, arılar çalışmaya başladı. Deniz tüm güzelliğini yeşil, mavi, kahverengi, ela bakan gözlerimize kendini sundu. Corona’dan kurtuluyoruz derken her gün yitip giden şehitlerimize ağlarken, düştüğümüz geçim derdiyle bizleri oyalarlarken birileri yaralarımız azmış gibi kalbimizin tam ortasına hançeri soktu.

BOTAŞ, bembeyaz çarşafa bırakılan leke gibi güzeller güzeli SAROS denizini siyaha boyadı. Duyunca, görünce sevdadan yanan yüreğimize bir kor daha düşürdü.

İnsanların feryatları annenin bağrından kopartılan çocuğuna yandığı gibi mavi gökyüzünü yasa bürüdü. Kahretti.

Sebep malumunuz, yakamızı bırakmayan ya da bırakmasını istemediğimiz Katar’ın doğalgazını buradan yükleyip başka limanlara taşımaktan başka bir şey değil.

Sorunlarım var Türkiye’m. Bedenim hasta. Doğanın katliamı karşısında vücudumdaki kan eksiliyor. İllet organlarıma satrançtaki hamleler gibi atak yapıyor.  

Her şey bir tarafa da, şehitlerimize, vatan uğruna gazi olan binlerce cana bunun hesabını nasıl vereceksiniz. Ahirette bunun hesabını sormayacaklar mı sanıyorsunuz? Bal gibi de soracaklar. Allah’ın gazabından ise kurtulamayacaksınız.  

Binlerce Şehidimiz, “Düşmana boyun eğmedik, günlerce aç susuz kaldık. Ayağımızda çarık, şarjörümüzde mermimiz yoktu. Namusumuzu korumak için kasaturalarla müdafaa ettik. Vatan toprağını ölerek savunduk. Düşmana yol vermedik. Peki, siz ne için katlediyorsunuz  ” dediklerini duyar gibiyim. Üşüyorum!

Eğe Denizi’nin en tuzlu kesimlerinden birini oluşturan Saros Körfezi içimdeki duygular gibi karmaşık girdaplar çizen akıntılara sahip. Bu akıntılar Saros’un kendi kendine temizleme özelliğini vermektedir.  Dünya’da bu şekilde olan ve temiz kalan beş körfezden birisi olduğu iddia edilirken, kirletmeyin Saros’umuzu.

Araştırmalara göre Kuzey Anadolu fay hattının uzantısı olan iki kırık arasında çökmüş bir graben alanı sayılan körfez, bazı araştırmacılara göre de gerilme ve açılma sonucunda oluşmuş. Yapılan inşaatın 7 km ilerisinde ise fay hattı var. Kırmayın Saroz’u.

Engellemek için verilen imza sayısı 170 bin oldu.  İnsanlar “Saros’uma dokunma” diye feryat ederken,50 bin tonluk gemilerin demir atacaklarını düşündüm. Ürperdim! 

Liman Projeyisi mahkeme iki kez ret etti. Kimse takmadı, hem inşaat devam ediyor. Hem de 270 metre olması gereken liman uzunluğu nasıl olduysa 320 metre ’ye çıkartılıyor. Hadi gelin beynimden geçen, mahkeme kararına rağmen bu inşaat nasıl devam edebiliyor? Hangi rapora göre yapılabiliyor?  gibi deli sorulara engel olun. Heyhat, neden kimse durun demiyor, yoksa diyemiyor mu?

Demiyorsa, onlara şu dizeleri hatırlatmak isterim.

Dur Yolcu! Bilmeden gelip bastığın

Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın

Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

İzmir, İzmit, Hatay yetmedi. Şimdi sıra Saros’a mı geldi? Her bölgede en gözde yerler özelleştiriliyor. Kıyılardaki kamu arazilerine imar değişiklikleri yapılıyor. Bakın son olarak Turistik tesisler yapılacak diye 18 tesis özelleştiriliyor. İnanın işin ehli insanlara parası ne ise vereceğiz “mahvedin” desek bu kadarını yapamaz. Bu topraklar bu kadar eziyete reva değil. Titriyorum!

BOTAŞ 2016 yılında meydana gelen yangın sonrası ağaçsız alanların tercih etmiş! Bir ben mi bu kadar kötüyüm ki, aklımdan ‘acaba mı’ diye geçiyor. Ağlanacak halimiz mevcut. Gülüyorum!

Tabi bir de inşaat alanı için BOTAŞ yetkililerinin inşaat aşamasında kesilebilecek ağaçların 10 katı ağaç dikimi yapılacağını taahhüt etmesi var. Neden ? Soruyorum!

Ormanlarımız yanmasın, inşaatlarınız için ağaçları yok edilmesin. Sizin dikeceğiz ağaçlar Allah’ın verdiği nimetler gibi asla olamaz. Bir iyilik yapacaksanız, karşılıksız olarak yangın söndürme araç gereçleri alınız. Ağaçlarımıza doğamıza dokumayın bize yeter. Yalvarıyorum!

Efendiler, unutmayınız ki, Müsilaj, denizlerin inşaat, hafriyat, liman ve sanayi tesis faaliyetleriyle, atıklarıyla kirletilmesi sonucu meydana gelmektedir. Bunu bilmiyor olmanıza bizi inandıramazsınız. Ağaçlarımıza ne tesis ne de başka amaç için baltalarınızla, dozerlerinizle girmeyin. Doğanın, insanların dengesi bozmayın. Sinirleniyorum!

Keşan’a bağlı Sazlıdere ve Gökçetepe köyleri arasında Saros körfezi kıyısında BOTAŞ tarafından yapılan Likit Doğal Gaz Taşıma Yükleme Limanı (FSRU) inşaatının durdurulması için “Saroz’uma dokunma” mitingi düzenleyenlerin feryatlarını duyun. O insanların para, mal mülk, tesis gibi beklentileri yok.  “Bilim bizden yana, onun için kazanacağız” diyenlere kulak verin.

Mitinge destek veren Haluk Levent şarkı sözleriyle, “ Vallahi, Billahi kazanacağız” yeminini ederken, birileri gibi getirim peşinde olduğundan değil. İnsanlara, doğaya, denizde-karada nefes alan tüm canlılara saygısı için ant içiyor.  

Bu ülke için denizin maviliği mi? Yoksa doların yeşilliği mi önemlidir? Cevabı bulduğunuzda sizde SAROS çokkk seveceksiniz. 

Çocuklarınız, büyüdüklerinde sizden utanmamaları adına VAZGEÇİN. YALVARIYORUM…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sırrı Yolcu Arşivi