Sayıyorlar, sayıyorlar, sayıyorlar...

Sayıyorlar, sayıyorlar olmuyor. Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Kemal Sunal’ın, “köyden indim şehire” filmindeki gibi galiba sayarken birileri kafa karıştırıyor, nerede kaldıklarını unutuyorlar. Hadi baştan, bir daha! Sayıyorlar sonra ellerinde rakamlarla çıkıyorlar, seçime sanki tek başlarına girmişler gibi, oylarımız şu kadar arttı diyorlar. Artan sadece onların oyu, diğerleri kıpırdamıyor sanki! Bu sayım bitince belki de yeniden saymaya başlanacak. Nasıl yani? İstenilen sonuç çıkana kadar seçim mi olacak?  Ne İstanbulmuş, bütün Türkiye’de sayım bitti, İstanbul bitemiyor.
***
Bu sabah Büyükçekmece’de polislerin evlere giderek oturanların tespit işlemine başladığını gördük. Madem bahsettikleri bu usulsüzlükler vardı kafalarında, neden seçim süreci boyunca burada gerekli incelemeyi yapmadılar da seçim sonrasına bıraktılar?     İlçenin nüfusu belli, mahallelerin muhtarları ve ikamet edenler belli. Bir önceki seçimde oy kullananlara bakılır, artışa bakılır, sonuç zaten bulunur. Öyle karışık bir matematik problemi de yok. 
Unutulmayacak bir seçim yaşadığımız kesin. Biraz önce şaka yollu bir şey okudum; “AK Partinin talebi üzerine, geçersiz oy pusulalarının üzerindeki parmak izinden oy sahiplerine ulaşılıp, aslında ne seçmek istedikleri sorulacak.”diye yazmışlar. Olur mu olur, şaşıracak bir     durum yok.
***
Öfke, nefret dilinin sonucunun sandıklara yansımasından sonra bazı insanların hala ders çıkarmadıkları anlaşılıyor. Trabzon İl Gençlik Spor Müdürlüğüne bağlı, Pelitli Gençlik Merkezi Müdürünün söylemiş olduğu sözler akıl alacak türden değil. Kendi terbiye ve ahlak durumunu bilmem ama en azından bağlı olduğu kurumun adından utanmalı insan; “Gençlik ve Spor Müdürlüğü”...  Bu kurumda bu sözleri edebilen bir insanın hangi gence, hangi sporcuya faydası oluyordur?
***
“Öküz”, ”terörist”, "densiz” olmuştuk, bir de üstüne “piç” damgası yedik, iyi mi?
Halka “piç kuruları”, “allahsız”, “kemalist zavallılar” deme cesaretini ve cüretini nereden alıyorsunuz Bay Hakan Usta! Keşke daha önce adınızı herhangi bir başarınız ile duyurmuş olsaydınız. Sizin kimsenin babasını, allahını sorgulamaya hakkınız yok! İnsanların tercihlerine saygı duymak zorundasınız. Yürü denilse nereye yürüyeceksiniz? Seçim yaptık, bitti. Savaşa gitmiyoruz! Maaşınızı bu “piç” diye hitap ettiğiniz insanların cebinden alıyorsunuz ve yeterli değil ama özür dilemenizi bekliyoruz.
“Zaten 30 sandık başkanı da gözaltında” diye beyan etmiş ki, bu da üzerinde düşünülmesi gereken bir durum aslında. Bu bahsettiği 30 kişi ile sadece Trabzon'u kasdediyorsa, diğer kaybedilen illeri, ilçeleri düşündüm de...  
***
Diğer üzüntü (!) duyduğum şeylere gelince; 
Nihat Doğan da Ekrem İmamoğlu’nun zaferinden çok üzüntü duymuş ve artık İstanbul’da konser vermeyeceğini açıklamış. Ben kendisini hiç dinlemedim, sesi nasıldır, ne söyler bilmem. Ama güzel olan her şeyin yakın takipçisiyim o yüzden duymamış olabilirim.
Bu durumda, İzmir, Adana, Eskişehirliler de bu kişinin (sanatçı diyemiyorum çünkü sanatçı ünvanı herkese verilmez) konserlerinden mahrum kalacak anlaşılan. En büyük derdimiz bu olsun...
Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi