2023 seçimlerinin kritiklerini bir süre daha yazacağız, konuşacağız, tartacağız, ölçeceğiz, biçeceğiz.

Ancak asıl seçimden ders çıkarması gerekenlere bakmak lazım.

Seçimlerin ilk kaybedeni Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada ‘Ben buradayım, bir yere gitmiyorum’ mesajı verdi.

Sayın Kılıçdaroğlu hadi parti içerisindeki durumunuzu bilemeyiz.

Ancak; her kaybeden liderin vatandaşa, seçmene, arkasına aldığı kitleye bir özür borcu vardır.

Hadi istifa etmiyorsunuz, bari sizinle birlikte kaybedenlere bir afedersiniz deyin.

Olmadı deyin.

Kusura bakmayın deyin.

Üzgünüm deyin.

Ama kalkıp sanki ortada bir başarı hikayesi varmış gibi ‘Buradayız, yolumuza devam ediyoruz’ demek de neyin nesidir Allah aşkına.

Atatürk’ü anlasaydınız böyle yapmazdınız!

Atatürk’ün koltuğunda oturuyorsunuz, Atatürk’ün izindeyim diyorsunuz sanırım Atatürk’ü pek anlamamışsınız.

Atatürk şayet başarısız olmuş olsaydı benden bu kadar der çekilirdi.

Koltuğu daha fazla hak edenlere bırakırdı.

Gençlere bırakırdı.

Ekibini kendisine yalakalık yapanlardan değil, gerçekten hak edenlerden seçerdi.

Bakın şöyle bir ekibinize, benim bu yazdıklarımı sizin yüzünüze söyleyecek, sizi objektif eleştirecek bir arkadaşınız var mı?

Yok.

Neden.

Şayet eleştirişe koltuğundan olacak korkusu hakim.

*

Peki o her gün okuduğunuz, fonladığınız, medya ordunuzdan bu eleştirileri yapan birisi var mı?

O da yok.

Neden?

Şayet objektif sizi ve ekibinizi eleştirilerse fon kesilecek korkusu var.

Yani diyeceğim şudur Sayın Kemal Kılıçdaroğlu.

Siz harika bir insansınız.

Beyefendisiniz.

Adilsiniz.

Hoşgörülüsünüz.

Vicdanlısınız.

İyi bir insan iyi bir politikacısınız.

Ancak bütün bu özellikleriniz sizi başarılı kılmıyor.

Başarı dereceniz rakibinizi alt etmekle ölçülür.

Kabul edin siz de girdiğiniz her seçimde Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yenildiniz.

Yerel seçimlerde bazı büyükşehirleri kazanmak sizi başarılı kılmaz.

Ülke geneline baktığınızda iktidar partisinin yarısı kadar belediyeniz var.

Buna başarı demek biraz haksızlık olur diye düşünüyorum.

Meral Akşener de kaybetti…

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de ‘Biz gereken mesajı aldık’ derken yuvarlak ifade kullanıyor.

Daha net konuşmalı.

Hangi mesajı aldınız?

Başbakanlık hedefiniz vardı olmadı.

Ana muhalefet partisi hedefiniz vardı olmadı.

Parlamenter sisteme geçme hedefiniz vardı olmadı.

Şimdi kalkıp ‘Biz söylemiştik kazanacak aday ile yola çıkmalıyız’ demiştik laflarını sakın kullanmayın.

O zaman da size söyleyeceğimiz şudur; madem kazanacak aday değildi neden yanında durdunuz, neden sahneye çıkıp oy istediniz, neden bu düşüncenizin arkasında durmadınız?

Çok net siz ve partiniz de kaybettiniz.

Yapmanız gereken parti yönetimini yenilemektir.

Ekrem İmamoğlu neyi değiştirecek?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu seçim sonrası yaptığı açıklama ile ‘Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’ diyerek yuvarlak ifadeler kullanmaya devam edenlerden.

Neyi değiştireceksiniz?

Ne değişecek.

Kim değişecek?

Nasıl değişecek?

Daha net olmanız ve daha net konuşmanız gerekiyor.

2019 yerel seçimleri sonrası Türkiye yeni bir siyasi aktör kazandı.

Her dört kişiden üç tanesi size olası cumhurbaşkanlığı adaylığını ve koltuğunu yakıştırdı.

Siz de kendinizi bu yönde hazırladınız.

Ancak; aradan geçen dört yılda net konuş(a)madığınız için ne aday olabildiniz ne de aday adayı diye ortaya çıktınız.

Hem ‘ben aday değilim’ dediniz hem de bir aday gibi çalışmalar yaptınız.

Ekip kurdunuz.

Medya planlaması yaptınız.

*

Oysa yapmanız gereken şuydu.

Ülke genelinde objektif bir anket çalışması olursa Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı açık ara Ekrem İmamoğlu çıkar.

Ülke genelinde objektif bir anket çalışması olursa Cumhur İttifakı adayı Erdoğan karşısında kimi aday görmek istemez sorusunun cevabı açık ara Ekrem İmamoğlu çıkar.

Söylemlerini başkalarına değil bizzat kendiniz söyleyecektiniz.

Katıldığınız canlı yayınlarda; acaba genel başkanımı kırar mıyım, üzer miyim tereddütleri yağamadan daha net ve daha kararlı konuşacaktınız.

Çünkü bu bireysel bir meseleden çıktı ülke meselesine dönüştü.

Bu kadar net konuşmamanızın sebebi Kemal Kılıçdaroğlu’nu kırmamak üzmemek ise eyvallah, eğer kendinize güvenmediğiniz için böyle konuştuysanız o daha kötü.

*

Sayın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tamam bunları söyledik ama artık 2023 seçimleri geride kaldı.

Şimdi yeni bir süreç başlıyor.

Bu süreçte artık daha net ifadeler kullanmalısınız.

Sizin arkanızdan gidecek kitleyi sürüklemeniz için, muhalefette yeni bir dip dalgası oluşturmanız için, mevcut iktidardan memnun görünmeyen, gençleri, kadınları, insanları umutlandırmanız için daha net ve daha cesur adımlar atmalısınız.

Yoksa zaman çabuk geçiyor.

Geriye bir bakmışsınız bir beş yıl daha geçmiş ve insanlar artık kendilerine başka umut bağlamışlar.

*

Bugünden tezi yok hani o 6 mayıs 2019 günü Beylikdüzü’nde yaptığınız çıkış gibi bir çıkış ile aklınızdan ne geçiyor hayata geçirmelisiniz.

Sahneye çıkmalısınız.

Siz de Atatürk’ün izindeyim diyorsunuz ama Atatürk’ün yaptığı gibi yapmıyorsunuz.

Atatürk gitti Anadolu’ya ve insanlara net oldu.

Üniformasını çıkardı.

Ölümü defalarca göze aldı.

Gözü kara davrandı.

Ya özgürlük ve tam bağımsızlık yoksa ölüm dedi.

Ve başardı.

Şayet başaramasaydı ölürdü, esir düşmez teslim olmazdı!

*

2024’de tekrar İBB başkanlığına aday olacak mısınız?

Cumhuriyet Halk Partisi’ne genel başkan adayı mı olacaksınız?

Ne yapacaksınız, nasıl gerçekleştireceksiniz?

İkinci adam değil birinci adama oynamalısınız.

Bakın mesela Karadeniz seçim sonuçları size o mesajı veriyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’na oralardan ciddi destek çıkmadı.

Sebebi çok basit.

Karadeniz seçmeni; ‘Bizim Uşak’ varken başkasına oy vermez.

Böyle gelmiş böyle gitmemeli…

Çok net söylüyorum; Cumhuriyet Halk Partisi doğru yönetilmiyor.

2019 yerel seçimlerinde de seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu idi.

Evet CHP tabi ki aday yaptı, fakat İmamoğlu’nun performansı ve halkta karşılığı olmasaydı o zaman da başarısız olunurdu.

Bakar mısınız?

Tarihi bir seçimde CHP kendi seçim sonucu sistemini kuramadı.

Parti üst yönetiminde köstebekler konuşuluyor.

Birbirinin ayağını kaydıranlar konuşuluyor.

Bu ortamda ve bu ekiple Cumhuriyet Halk Partisi’nin son çeyrek asırdır ülkeyi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi’nden iktidarı alması çok zor.

Bu arada Ak Parti bir zamanların ANAP’ına benzer diye bir söylem var ya.

Unutun o söylemi artık.

Şayet muhalefet yeni şeyler yapmaz ve başaramazsa Ak Parti dağılmak bir yana daha da güçlenecektir.

Bunu da bir sonraki köşe yazımızda değerlendirelim…