Seçmen can derdinde, adaylar et derdinde!

Gelecek ay tam bugün (25 Haziran 2018 Pazartesi) seçimleri geride bırakmış olacağız.
Kim cumhurbaşkanı olacak?
İkinci tura kalınacak mı?
Kalınırsa kimler kalacak?
Meclis nasıl şekillenecek?
Kimler gülecek, kimler üzülecek?
Peki bir ay sonra böyle tarihi bir seçim yaşamamıza rağmen, bugün neleri konuşuyor, neleri es geçiyoruz?

Hep şu dış güçlerin işi...!
Mevcut düzenin devamından yana olanlar neler konuşuyor:
''Ekonomideki krizin.
Dolardaki yükselişin.
Ülkedeki huzursuzluğun.
Tarımdaki durgunluğun.
Eğitim sistemindeki karmaşıklığın.
Spordaki kaosların.
Vesaire, vasairelerin sebebi hep şu dış güçlerdir.
Senaryo aynı hedef 2001'de Ecevit'ti şimdi Erdoğan.
Eğer Deniz Baykal Allah sağlık versin görevde olsaydı hedef o olurdu.
İşte bu dış güçler ve şer çetelere karşı yapmamız gereken belli.
Mecliste, Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi'nin ittifakı olan 'Cumhur İttifakı'na oy vereceğiz.
Cumhurbaşkanlığında ise mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vereceğiz. Allah korusun tam da bu kargaşa ortamında Erdoğan seçimleri kaybederse işte o zaman ülke olarak yandık.
Benzer bir 15 Temmuz ortamı hepimizi bekliyor...''

Yönetemiyorsunuz, yeter artık çekilin...!
Peki mevcut iktidarın ve düzenin devamını istemeyenler neler söylüyor.
Birazda onlara kulak verelim:
'Tamam belki 16 yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi bir takım hizmetler yaptı.
Tek başına iktidar olmanın avantajı ile bazı projelerin hayata geçmesi hızlandı.
Yollar yapıldı.
Köprüler yapıldı.
Sağlık sektöründe atılımlar yapıldı.
Yurttaşın bir takım hizmetlerden eloktronik bir şekilde faydalanması adına hizmetler yapıldı.
Ancaaaakkkkk.
Arkadaş; ekonomi çöktü.
Eğitim sisteminin işine edildi.
Dolar uçtu.
İçerde ve dışarda bir sürü düşmanlıklar oluştu.
Ülke ortadan ikiye ayrıldı karpuz gibi.
Onlar ve bizler diye yüz yıllık Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar insanlar kutuplaştırıldı.
Özellikle uluslararası arenada Türkiye'nin imajı zedelendi.
Basın özgürlüğü yerlerde süründü.
Para belli bir zümreye teslim edildi.
Belli bir zümre ise hep dışlandı, işinden oldu, aşından ekmeğinden oldu.
Huzurundan oldu.
İnsanlarımız kindarlaştırıldı.
Mahalle baskısı en şiddetli bir şekilde kendisini hissettirdi.
Son gelinden noktada artık mevcut sistemin yürümediği anlaşıldı.
İktidarlar gelirler, hizmet yaparlar ve seçmen gerekli görürse görev değişikliğine giderler.
Bu seçimde de öyle olacak.
24 Haziran'da yeni bir anlayış, yeni bir ekip iş başına gelecek...''

İki düşüncenin hangisi galip gelecek?
İşte bu iki düşünce ortamında seçimlere gidiyoruz.
Toplumun yarısı farklı diğer yarısı farklı düşünce içerisinde sandığa gidecek.
Hangi düşünce ağır basar ise o taraf seçimlerden galip ayrılacak.
Ancak ortada ittifaklar, parçalı bulutlu farklı siyasi partiler falan olduğundan bu seçimde çok net olarak netice alınmaya bilir.
Yani bir bakmışsınız 24 Haziran sonrası bir erken seçim kararı daha alınmış.
Tıpkı 7 Haziran ile 1 Kasım seçimlerinde olduğu gibi.
Olmaz olamaz demeyin lütfen.
Her an her şey olabilir.
Anlayacağınız seçmen can derdinde, adaylar et derdinde.
Seçmen huzurlu bir şekilde yaşamını idame ettirme derdinde.
Adaylar illia da ben seçilmeliyim     derdinde.
Bakalım bu durum 24 Haziran'a nasıl yansıyacak...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi