Halit Çelikbudak

Halit Çelikbudak

Seferberlik

Farkında mısınız… Televizyon izleyicileri tıp eğitimi olmasa bile pek çok tıbbi terimi öğrendi sanırım. Hangi kanalı izlesiniz konu salgın… Sürekli ‘Hocam ne zaman pik yapacak’, ‘Hocam, ne zaman bitecek’ ‘Hocam kaç entübe var’ gibi sorular art arda yöneltiliyor… Ekranlardaki profesörler, doçentler, doktorlar da aynı cevabı belki de bilmem kaçıncı kez tekrar veriyor… Bu programlarda  pandemi, kontamine, enfekte, entube, hızlı kit, izolasyon, pik, plato, bulaş, droplet, sekresyon, semptom, immun, pnömoni, epidemi, endemi, filyasyon gibi çok sayıda tıbbi terim kullanılıyor… Bunlar benim not edebildiklerim…

* * * *

Televizyonların her akşam bıkmadan usanmadan aynı şeyleri tekrar etmesini anlamak mümkün… Maliyet, kolaylık, reyting gibi etkenler olabilir. Ama en azından haftada bir de olsa örneğin ‘Salgın sonrası insanlığı nasıl bir gelecek bekliyor acaba’, ‘Salgının dünya ekonomisine etkisi’ veya her şeyden önce ‘sağlık teknolojisi, biyo teknoloji alanında Türkiye nasıl başa güreşebilir, niye biz bir aşı geliştiremiyoruz, niye bugüne kadar yerli solunum cihazı yapamadık’ gibi konulara da el atmasında yarar var sanırım… Bunlar geleceğe yönelik ufuk açıcı zihin jimnastikleridir…

* * * *

Tıp doktoru değilim… Ama örneğin solunum cihazının yoğun bakımda ne kadar hayati bir cihaz olduğunu herkes net şekilde gördü. İthal ediliyormuş. İnternette göz gezdirdim, o kadar çok ithalatçı firma var ki şaşırdım. Salgın başlar başlamaz dünya bu cihazın peşine düştü… Cihazın ülke dışında satışlarına yasak koydu üretici ülkeler… Bu cihazın dünyadaki en önemli üreticilerinden biri olan Alman Draeger firmasının sahibi Stefan Draeger, 28 Mart tarihli Der Spiegel dergisindeki röportajında şöyle diyordu… ‘Devlet Başkanları, Krallar, Başbakanlar bizzat cep telefonumdan beni arıyorlar… Cihazı almak için ne diller döküyor. Alman hükümeti derhal 10 bin adet, ABD 100 bin adet istiyor. Fabrikalarımız 24 saat çalışıyor ama yine de yetiştirmemiz mümkün değil’ diyordu…

* * * *

Nasıl ki insansız hava araçlarında Özdemir Bayraktar, oğulları Haluk, Selçuk ve Ahmet ile çığır açtıysa, artık yüksek teknoloji içeren tıbbi cihazların üretimi, biyoteknoloji, aşı araştırılması gibi konularda da çığır açılmasının vakti geldiğini bu salgın Türkiye’ye gösterdi… İlk adım atıldı… Baykar Teknik Müdürü ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar’ın öncülüğü, Sanayi ve Teknoloji Bakanı’nın destekleriyle Baykar, ASELSAN, Arçelik ve Biosys firmaları milli seferberlik ilan edip çok kısa bir sürede bu cihazı ürettiler… Teslim edilen 100 cihazın ardından Mayıs sonuna kadar 5 bin cihaz üretilecek… Sanırım bu da insansız hava aracı gibi medikal alanda bir çığır açar…

* * * *

Daha önce de yazdım… Hep öne çıkan iki kavram ‘bilgi ve teknoloji’… ‘milli üretim’ veya ‘yerli malı’ diye her şeyi üretmeye çalışmak belki doğru olmayabilir… Ama  en ileri bilgi ve teknolojiye sahip bir Türkiye, böyle  kriz anlarında derhal yüzde yüz yerli üretime dönebilmeli, kendine yeterli olabilmeli…

* * * *

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın da önceki gün yazdığı makalede, ‘Artık büyük balığın küçük balığı yuttuğu çağda değil, akıllı ve çevik balığın bulanık sularda kendine en emin yolu bulduğu bir çağda yaşıyoruz. Kovid-19 sonrası dünyada ülkeler, bölgesel ittifaklar ve uluslararası kurum ve kuruluşlar artık bu gerçeği dikkate alarak hareket etmek zorundalar. Bu süreçte milli ve yerli yeterlilik ile küresel işbirliği eşgüdüm halinde ilerlemek durumunda olacak. Salgın ülkelerin milli kapasitelerinin önemini ortaya koydu’ diye yazıyordu…
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halit Çelikbudak Arşivi