Şehitler öldü

1984 Yılı Ağustos’undan 2021 Yılı Şubat Soğuğuna kadar,
PKK Terör Örgütü, “6 bin 21 katliam gerçekleştiriyor!”
Kadın-Çocuk, Yaşlı-Genç dinlemiyor;
Masum ve Korumasız insana yönelen katliamlar…
Türkiye’nin, 83 milyon insanımızın yüreklerini yakan,
13 Vatan Evladının Şehadeti!
Anadolu insanı, şehitleriyle ‘bir yürek oldu’

Türkiye Şehitlerine ağlarken, ‘başsağlığı mesajı’ “KKTC, Azerbaycan, İngiltere, Somali, Pakistan…”
dan geliyordu…
1970’li Yıllar, 1980’li Yıllar ve Sonrası… ”Irak’ın, Suriye’nin, Afganistan’ın, Libya’nın, Filistin’in…
Velhasıl sürekli kanayan yara; “Ortadoğu Coğrafyası…”
Terör mikrobunu ürettiler; ‘bataklığa dönüştürdüler’ O bataklığın ana yuvalarından /karargâhlarından birisi daha; pençe Kartal-2 Harekâtıyla gözler önüne serildi… bir mağara ki, ‘ne girilir ne de yıkılır’ dediler!
 21 Asır da, Hasan Sabah’ın Alamut Kalesine özenmişler… “3 Giriş, 9 Oda ve 7 Demir Kapılı Mağara…”
Peki! O mağarayı kimler inşa ettiler! Peki! Kimler silah/ veya mühimmat taşıdılar!
İfşa Oldunuz!  Yüzünüzün karası hiç silinmeyecek!
Kahpelerin bile doğurmaktan imtina edeceği şerefsizlerin kaçırdığı silahsız ve savunmasız 13 cana kıymaları öldürmedi şehitlerimizi…
Siyasi menfaatleri gereği veya iktidara olan kinlerinden ötürü terör örgütü pkk nın adını bile anmadan sadece üzgünüz, kınıyoruz, barış olmalı gibi yuvarlak ve süslü laflarla olayı geçiştirenlerin vurdum duymazlığı, korkaklığı öldürüyor..
13 şehit daha gömdük yüreğimize. Bu ilk olmadığı gibi son da olmayacak elbet…  
“Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye haykırdı bütün vatanseverler, insan olanlar….
Ama şehitler öldü..
Hem de kahrolarak öldü.
Geleceğimizi emanet ettiğimiz siyasi parti liderleri sadece üzgünüz diye olayı geçiştirdiğinde öldü şehitler..
Milletin büyük meclisinde ceplerinde  devletten aldıkları maaşlarla sefa sürerken,  13 vatan evladının acılarını bir kenara bırakıp, devleti suçlayarak olayı geçiştirenler sırıtırken ölür… 
Milletin meclisinde, milletin evlatlarının katilleri,  milletin hainleri tarafından savunulurken ölür… 
5-6 yıldır terör örgütünün elinde bırakılan asker ve polislerimizin katledilmesinde kendine pay çıkarmayan yetkililer koltuklarında durdukça ölür şehitler..
Yine kendi cenazesinde, akrabalarının, arkadaşlarının, sevenlerinin tabut başında değil, önce protokol, sonra da güvenlik çemberinin arkasında namaz kıldıklarını gördüğünde ölür.
Bir şehit evinin elektriği 250 lira için kesildiğinde ölür.
Kore’ye, Afganistan’a, Libya’ya asker gönderen, Suriye’ye tampon bölge kurmaktan bahseden devlet büyükleri, Irak’taki terör yuvalarına ilişmezse ölür.
400 kilometre PKK kontrolünde diyenlere karşı, o 400 kilometreyi adım adım yürüyen ve “Hani neredeler, görelim bakalım” diyen bir devlet adamı göremezse ölür.
Sırf bunlardan değil. Daha binlerce sebepten dolayı ölür şehitler.
Ve ölmemesi gereken, ama ölen her şehidin iki eli de yakamızdadır.
Biz şehitlerimizin cenazelerine gideriz.
İmam sorar:
“Hakkınızı helal ediyor musunuz?”
-Helal olsun!
Helal olsun ama bir de şehitlerimize sorabilsek keşke.
“Ey şehit, sen bu cemaatte olan olmayan, hakkının geçtiği herkese hakkını helal ediyor musun?”
Eder mi?.....
VESSELAM
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Remzi Tanış Arşivi