Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'in, Türk Milli Takımı ile anlaştığını hepimiz biliyoruz. Peki bundan sonraki süreçte 2002 Dünya Kupası'nda ülkemize üçüncülük bahşeden Şenol Hoca, nasıl bir kariyer çizgisi çekecek?

Bu soruya cevap ararken hiç kuşkusuz Şenol Hoca'nın, Beşiktaş'ta uzunca zamandır süren teknik adamlık kariyerine de bakmak lazım. Halihazırda 2 şampiyonluk yaşatmış, Beşiktaş'ı yeniden ayağa kaldırmış bir isim. Şampiyonlar Ligi'nde namağlup bir şekilde takımı gruptan çıkarıp bir üst tura taşıdığını da anımsatalım...

Peki buna rağmen ne oldu da Şenol Güneş, 'persona non grata' yani istenmeyen adam haline geldi? Cevabı basit. Yıllar geçiyor, günler geçiyor. Şenol Hoca da zamana yenildi. Beşiktaş'taki vadesi doldu. Şampiyonluk hasreti vardı yaşadı. Avrupa'da başarı hayali vardı yaşadı. Ve en önemlisi Beşiktaş'taki kadro da yaşlandı.

Atiba'nın yaşı malum. Gol umudu olarak transfer edilen Burak Yılmaz futbolda son demlerini yaşıyor. Yine geçmişte giden isimlerin yarattığı eksikliği de anımsatalım. Talisca, Babel, Cenk Tosun, Tosic ve diğerleri...

Beşiktaş takımında Şenol Güneş'in yarattığı omurganın çoğu gitti azı kaldı. Şenol Hoca yeni bir omurga yaratmak telaşı yaşarken rakipleri o'nu bir bir geçti. Önce Galatasaray sonra Başakşehir... Hatta öyle ki tepeye oynayan Beşiktaş geçen sezonu dördüncü sırada bitirdi.

Hal vaziyet böyle iken Beşiktaş taraftarının Şenol Güneş'in gitmesini talep etmesi normal. Şenol Güneş'in de Milli Takım'ın başına geçmesi normaldir.

Şimdi gelelim asıl soruya. Şenol Güneş milli takımda başarılı olur mu?

Yukarıda da söyledik.

Dünya üçüncülüğü yaşatmış bir teknik adam.

Ülke futbolunu çok iyi tanıyor. Bütün oyunculara az çok hakim. Kim ne yapabilir kim ne tür bir katkı verebilir farkında. Türk milletinin milli takıma duyduğu sempati ve ilginin azaldığının da farkında. Bütün bu süreçte milli takımı yeniden izlenen, merak edilen, sevilen bir hale getirebilecek en doğru isim de Şenol Hoca'dır.

Yani Şenol Güneş hem Beşiktaş kariyerini bitirme kararıyla hem de Milli Takım'ın dümenine geçme kararıyla yüzde yüz doğru bir karar almıştır...

Ah Malatya vah Malatya

Hazır konu spordan, futboldan açılmış iken birkaç satır da memleketimin takımı için yazayım. Sezon başı lige fırtına gibi başladık. Teknik Direktör Erol Bulut, istikrarlı bir görüntüyle takımı yukarı çıkardı. Bu noktada Başkan Adil Gevrek'e de teşekkür etmek lazım. Ligi ilk yarıda iyi bir yerde bitirdik. Hatta hatta şampiyonluk hayali bile belirdi aklımızda...

Başakşehir'in o dönem bu hayali varken bizim olmuş çok mu? Değil mi ama... Velhasıl kelam şimdi ligin ikinci yarısında Mart ayındayız.

Ne hayal kaldı, ne sevinç.

Malatya adım adım geri gitmeye başladı.

Ne oldu ne hata yapıldı detaylarına bakmak lazım. Ah Malatya vah Malatya derken geleceğe de umutla bakmak lazım...