Şerefsiz cahillere açık mektup

Sevgili güya vatansever Türk vatandaşı;…

Her şeyden önce bilmeni isterim ki bu yazıyı yazıp yazmamak için çok düşündüm. Çünkü bu kadar düşüncesiz, bu kadar çok bilmiş ve bir o kadar da bencil olan senin bu yazıya değip değmeyeceğini bile bilemiyordum.. Umarım değiyorsundur.

Tarih Gelecektir” der filozoflar ve gerçek düşünürler. Ama sen sana Anadolu’yu kanlarıyla ,canlarıyla armağan eden Alparslan ve askerlerinden utanacak kadar ahmaksın.

Peygamberin müjdelediği Fatih Sultan Mehmet’in çağ açıp kapayarak feth ettiği İstanbul’da utanmadan yaşayacak kadar yüzsüzsün.

Yüzlerce karalama ve entrikalara direnirken bile onlarca devrimi gerçekleştirebilen, zekasını bütün dünya’nın kabul ettiği sultan 2. Abdülhamit’i vatan haini ilan edebilecek kadar cahilsin.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi dünyanın en güçlü ordularına sahip vatanında namusunda gözü olan işgalci emperyalist ülkelere karşı her alanda zaferler kazanarak insan üstü bir gayret ve zekayla Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve bize, dolayısı ile gelecek bütün nesillere armağan eden Mustafa Kemal ATATÜRK’ü birilerine yaranmak için aptalca, haince eleştirip hakaretler sıralayacak kadar salaksın, gerzeksin, gereksizsin…

Sen anlaya bilirmisin bilmem ama bilmen gereken şey; bu millet ve namus bildiği vatan toprakları uğruna canını, malını ve sahip olduğu her şeyi hiçe sayarak her alanda mücadele eden insanların adlarını bile azında alamayacak kadar şerefsizsin…

Sen tarihten ve gerçeklerden bir haber yaşarken, kutsal bildiği ülkesi ve milleti için can siparane çalışarak en azından taş üstüne taş koyanları eleştirmeyi marifet sayacak kadar aptalsın..

Biliyorum, bu sözlerin hiç birini üstüne alınmayacak ve bu güne kadar yaşadığın gibi bundan sonra da cehaletinin içinde boğulurken çok bilmişlik yaparak ahmakça yaşayacaksın çünkü sen değer kavramlarını anlayamayacak kadar soysuzsun, namussuzsun ..

Beyaz kefeni giymiş bir halde, 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla Gazi Alparslan‘a

"- 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor efendim" demesini hiç önemsemeyerek,

"- Bizde onlara yaklaşıyoruz." Diyen Alpaslan’ın cesaretini..

İstanbul’u almadan önce "Biz toprakIarı değiIgönüIIeri fethetmeye gidiyoruz." Diyen, Fetih sonrasında ise korku içinde bekleyen Bizanslılara hitaben “bu andan itibaren ne hürriyetleriniz, ne de hayatlarınız için benden korkmayınız. kimsenin malı yağma edilmeyecektir. kimseye zulüm yapılmayacaktır. hiç kimse dini inanışlarından dolayı cezalandırılmayacaktır.’ Diyen Fatih Sultan Mehmet’in Adaletini ve özgürlük’çülüğünü..

Avrupalı zengin Yahudilerin 20 milyon sterlin olarak tahmin ettikleri Osmanlı'nın dış borcunu ödeme karşılığına Filistin topraklarından kendilerine bir yurtluk yer verilmesini istemelerine karşı "ben bir karış dahi toprak satamam, zira o bana değil, halkıma aittir. onlar, bu imparatorluğu kurup kanlarıyla mahsuldar kıldılar. onu, bizden koparılmadan önce üzerini kanımızla bir kere daha kaplamayı biliriz." Diyen Abdulhamit’in vatanseverliğini..

Biten bir imparatorluğun bir çok yeri gibi işgal edilmiş başkentinde Senin gibi aptallar ve dış düşmanlarla mücadele ederken, düşman donanmasına bakıp “geldikleri gibi giderler” diyen ve ardından Laik ve Bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kuran Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün zekasını, kararlılığını ve mücadelesini eleştirmek senin gibi ne idüğü belirsiz itlerin haddine değil.

Marifet ülke değerleri ile birlikte milleti ayrıştırmak, bu vatan içi ter döküp, can verenleri kötülemek, karalamak olmamalı, gerçek tarihi öğrenerek gerçekleri sahiplenmektir,

Unutma “ tarih gelecektir” ve dün olduğu gibi bu gün de, yarın da senin gibilerin akibeti bellidir..

VESSELAM

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Remzi Tanış Arşivi